“Öncelik yayanın” ama motosikletten fırsat kalırsa

A -
A +
“Feridun Ağabey, sitemiz önünde iki yıldır devam eden Ataköy-İkitelli Metrosu İhlas Yuva İstasyonu inşaatı çalışması sebebiyle yollarda güzergâh değişiklikleri oldu. Altınyıldız Bloklarından aşağı 29 Ekim Caddesi'ne inen yol iptal edildi. Sadece yaya için bir geçit bırakıldı. Buradan da iki yaya yan yana ancak geçebiliyor. Şikâyetimiz de burada başlıyor. Bu yaya için ayrılan yoldan çevredeki paket servis yapan firmaların motosiklet küreyenleri de gelip geçiyor. İki yayanın zor geçtiği yaya yolundan bir de motosiklet geçmeye çalışınca yayalar için bu yol işkenceye dönüşüyor. Bu yaya yolundan biri ilkokul olmak üzere iki okul öğrencileri de yararlandığı için dikkatsizlik veya müşteriye yetişme vb. kaygısıyla süratli geçen motosikletler tehlike oluşturuyor. Yaya yoluna girdiğinizde arkanızdan veya karşınızdan ne zaman motosiklet çıkacağını bilemiyorsunuz. Yaya yolunu, en az bir motosiklet ile karşılaşmadan tamamlayamıyorsunuz desem konunun ne kadar vızır vızır işlediğini bilmem anlatabilir miyim? İçişleri Bakanlığımızca “Öncelik yayanın” denilen bir uygulama başlatıldı. Çok da iyi oldu. Ama burada yayalar için ayrılan derme çatma yaya yolunda öncelik motosikletlerin olmuş durumda. Biz motosiklet kuryelerine de bir şey diyemiyoruz. Çünkü onların da gidecek başka yolu yok. Metro inşaatı sebebiyle bir meskûn mahallin birkaç yolu birden iptal olunca böyle bir karmaşa yaşanır oldu... Araçların yağmurlu günlerde, üzerimize o kirli suları sıçratmasını saymıyorum bile!..
Önerimiz mevcut ayrılan yol biraz daha genişletilerek motosikletler için ayrı bir güzergâh yapılabilir. Zemin buna müsaittir. Yayalar ve öğrenciler de ne zaman motosiklet çıkacak endişesi yaşamadan ve tünel gibi bu yaya yolundan güvenli şekilde yolu yürümüş olur. Bu dileğimizi ve isteğimizi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına ve “Öncelik yayanın” kampanyası başlatan İçişleri Bakanlığımıza iletirseniz seviniriz. Saygılarımızla.
           Bir çevre sakini
 
 
Çocukların hayal gücünü öldürdük
 
Bir eğitimci olarak günümüz çocuklarına kitap okumuyor, araştırmıyor, eleştirmiyor muhakeme yapmıyor diye eleştiri getirirken “onların nasıl yetiştirildiğine niye bakmıyoruz?” diyorum. Bugünün çocukları ne acıdır ki sadece önlerine getirilen akıllı telefonlardaki programları takip etmek zorunda bırakılıyor. Önlerine konan televizyon programlarını seyrediyor. Oyuncu adı altında önlerine konulan şarjlı pilli veya ekleme çıkartmalı hazır oyuncaklarla oyun oynanması isteniyor. Oysa bu çocuklar kendi kendine bir topraktan çamur yapmayı, bir tel bükerek teker yapmayı, bir ağaç yontarak bebek yapmayı vs. hiç denemiyor deneme imkânı ve fırsatı ve de mekânı olmuyor. Bu çocuklar kendi kendine bir şey üretmeye bir şey yapmaya “bu benim” diyebilmeye alışkın değil. Şu oyunu en iyi ben oynarım diyebilme lüksü yok. Şimdi oyunları bilgisayar ortamında oluyor ve çocuk bilgisayarı yenemediği için baştan öz güvensiz moralsiz motivasyonsuz yetişiyor. Çocukların hayal gücünü kullanmasına teknoloji izin vermiyor. Anne babalar da bunun fırkanda olmuyor. Günümüzün çocuklarını ilgisiz bilgisiz okuma tembeli olarak değerlendirirken onlara ne kadar haksızlık yapıldığının da hakkını verelim derim.
            İsmail Bülbül-Kütahya
 
 
Balıkçılara kesilen ceza hakkında
 
“Mesela Bakanlık yetkilileri balıklar için bir boy-kilo ölçüsü koymuş, aksini güya yasaklamış. Ey devlet baba! Ölmüş balığı dükkânında satan vatandaşları yakalayıp ceza kesmek kolay, değil mi? Neden o dükkâna kadar getirilen balıkları tutanları yakalamıyorsun da zavallı geçimini ona bağlamış vatandaşın yakasına yapışıp ona ceza veriyorsun? 'Al sana ceza' demeye elin, kolun nasıl varıyor? O balıklar tutulup sahile çıkarılırken sen uykuda mıydın? Ölü defnedilmiştir, ağlamak sana düşer. Ceza kesip vatandaşı ağlatmak ise yetkililere hiç yakışmıyor.”
       "İsimsiz"
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.