Sadece kendini düşünenlerden olmayalım

A -
A +
 
 
"Feridun Ağabey, 1 Mart-1 Haziran 2020 tarihleri arasında kapanan iş yerleri kiralarını ödemeyince tahliye davası açılması yasaklanmış durumda. Ben bu durumda bu alınan karardan yüz bulmuş hangi kiracının önümüzdeki 3 ayda kira ödeyeceğini merak ediyorum!..
Bu durumda bu imtiyaz kiracıların ödediği kira ile geçimini sağlayan, kredi kartını ödeyen, vergisini ödeyen, ödemezse cezası çatır çatır tahsil edilen iş yeri sahipleri ne yapmalı acaba? Biz kime borç takacağız?!. Kime olan ödememizi yapmasak, hangi ödememizin üzerine yatabiliriz?
Bu vesileyle mülk sahibi olarak demokrasi istiyoruz. Kiracılarımıza verilen borç takma hakkından biz de faydalanmak istiyoruz. Eşitlik ve adalet söz konusu olursa seviniriz! Kiracısı kira ödemeyen yani geliri kesilen mülk sahiplerine ne gibi haklar verilecek acaba bir açıklama da biz duyarsak çok sevineceğiz” diyen Ozan K. isimli okuyucumuz ülkenin dünyadaki salgını en az yıkımla ve zayiatla atlatmak için aldığı tedbirler kapsamında iş yerlerinin çalışmaması durumundadır. Bu, devletin bakanlığın vatandaşlara çağrısıdır. Burada insan sağlığı ülke sağlığı söz konusudur. Böyle bir durumda “Evde Kal Türkiye” çağrısının ayyuka çıktığı bir durumda söyler misiniz kiracınız nereden ne kazanıp da size kira ödeyecek? Yani çalışıp para kazandığı hâlde mi sizin kiranızı ödememe inisiyatifi var? Birkaç art niyetli dışında kimse kimsenin ne parasında ne kirasındadır. Aksine bugünler birlik beraberlik, dayanışma, sabretme günleridir...
Bir siz ekonomik sıkıntıda olmayacaksınız herkesin geliri olmayacağı için herkes aynı sıkıntıda olacak. Ayrıca ben rahat olayım da kiracım ne yaparsa yapsın mantığını zannetmiyorum ki siz de düşünmüyorsunuzdur. Merak etmeyin… Bugünler de geçecek… Hayat normale dönecek… Herkes alacağını alacak vereceğini verecek… O günler de gelecek… Biraz sabır, biraz anlayış…
Saygılarımızla. (F.A.)
 
 
 
Öğrenciler elektriksiz ve internetsiz kalmasın
 
Koronavirüs salgını sebebiyle okullarımız tatil edildi. Çocuklarımız evlerine gönderildi. Bu konuda iyi bir tedbir alındı. Çocuklarımızın eğitimleri evde internet ve televizyon üzerinden yapılmak için Millî Eğitim Bakanlığımız, okullar büyük gayret içindeler… Hepsine teşekkür ediyoruz… Bu arada çok önemli bir detaya dikkat çekiyoruz… Öğrencilerimizin bulunduğu evin elektriği suyu, interneti ne durumdadır bu hesap ediliyor mu? Annesi babası işsiz kaldığı için, işe gidemeyip para kazanamadığı için vb. evin elektriğini veya internetini ödeyemediğinde normal bir zamanda imiş gibi bunlar kesilirse o çocuk eğitimden mahrum kalmış olur. Mademki "hep birlikte Türkiye" diyoruz, mademki 'çocuklarımız geleceğimiz' diyoruz; internet hizmeti sağlayan kuruluşlarımıza da elektrik hizmeti sağlayan kuruluşlarımıza da vatanseverlik düşüyor… Öğrencilerimiz eğitimlerini sürdürebilsin diye bu hizmet sağlayıcılar kesintiye asla gitmemelidir. Bu bir vatanseverliktir. Okula gidemediği için morali bozuk olan çocuklarımız bir de evde elektrik veya internet kesintisi yaşayıp eğitim hizmeti alamazsa kahrolmaz mı?
Bu konuda Millî Eğitim Bakanlığımız ilgili kurum ve kuruluşlarla iletişime geçmelidir. Öğrencilerimiz, mini mini yavrularımız bu salgın sebebiyle evde ders almaktan mahrum bırakılmamalıdır. İlgili kurum ve kuruluşların hassasiyet göstereceğine yürekten inanıyor, Bakanlığımızın da bu konuyla ilgileneceğini ümit ediyoruz. "Evde Kal Türkiye" ama çocukları elektriksiz ve internetsiz bırakma! (F.A.)
 
 
 
Sarımsağa zam yapmayın millet yesin kardeşim!..
 
“Feridun Ağabey, Çin’den dünyaya yayılan korona krizi sebebiyle vatandaşlar olarak kendimizi nasıl koruyacağımız konusunda haklı olarak arayışlara girdik. Bilim adamları bir dizi tedbirler açıkladılar. Ama bitkisel tedavi konusunda insanlara bilgi veren uzmanlar da bağışıklık sisteminin güçlü olması için özellikle antioksidan gıdalara ve besinlere dikkat çektiler… Soğan sarımsak, limon, portakal bol bol sebze meyve önerdiler… İyi de yaptılar ama bunu duyan bazı kimseler bu tavsiye edilen gıdalara talep artınca fiyat artışına gitmeye başladı… Nedir yani… Birkaç ay öncesine kadar 30 lira olan sarımsağın kilosu bir dedikodu ile 40 liraya daha sonra da 50 liraya kadar çıkmıştı… Şimdi bazı açgözlüler sarımsağın kilosunu 60 liraya hatta 70 liraya satıyorlar… Bu nedir ya? Bu nasıl vatanseverliktir? Bu nasıl vatandaşlıktır? Bu nasıl esnaflıktır? Sonra da devlet tedbir alınca ekmeğimize dokunuluyor derler… Ayıptır… Günahtır… Kendine bile saygısızlıktır… Sarımsağa zam yapmayın, millet bu dönemde bol bol yesin kardeşim.”
       Şuayip Mutlu-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.