Bizim bizle derdimiz ne zaman biter dersiniz?

A -
A +
 
Feridun Ağabey, şu günlerde gönüllü karantina yaşıyoruz evlerimizde… Ve bu günlerde herkesi tefekkür etmeye davet ediyorum.
Güneş sisteminde bir tane Dünya olduğu söylenir. Oysa her insan kendi içinde bir "dünya" barındırır. İçindeki dünyayı yaşatmak için de dışındakini öldürür! İnsan dediğimiz olgu bir karmaşa hâlidir. Kaostan beslenir. Yaşamak için öldürmeyi güçlü olmak için ezmeyi kendine marifet sanmıştır.
Böyle düşünürken buldum kendimi… Sabah uyanmış kahvaltı haberlerini açmıştım. Dinlediğim, duyduğum gerçekler beni bu düşüncelere zevk etti. “Uzun zamandır hastalıklarla boğuşan insanoğlu tam biraz nefes aldı” diyordum ki yanıldığımı anladım. İnsan doğayla savaşmak istiyor, insan kendisiyle savaşmak istiyor insanoğlu ne istediğini bilmiyor!..
Derin bir nefes alarak uyanmıştım oysa. İyi şeylerin olacağına inancım vardı. Dünyada baş gösteren salgın hastalıklar tedavi edilmiş. Nüfusun dörtte biri yok olsa da kalanlar hayatlarına devam etmişti. Bir çare bulunmuş ve salgın durdurulmuştu. Aylardır evlerimizde korku ve endişe içinde yaşayan bizler sonunda rahat nefes almıştık. Hayat normale dönmüş hepimiz kendi rutinlerimizle yeniden başlamıştık.
Ama bazılarımızım canı sıkılmış olmalı ki kendisiyle kavga ederken karşıdakinin canına kastetmişti.
Neden diye düşündüm onca zaman, insanlar hayatın kıymetini anlamak için ölmeyi bekler. Ve tam ders alması gereken yerde hep sınıfta kalır. Bilemiyorum belki de beyin o kadar da matah bir şey değildir. Atıl durumda kaldığı için belki de anlamıyor. O kadar uzun uzun anlatılıyor ki ve o kadar anlanmıyor ki. Basit diyorum basit, “güçsüzü ezmeyeceksin, doğayla savaşmayacaksın” Hikâyeni tamamlayıp ayrılacaksın sahneden. Sahi bizim bizle derdimiz ne zaman biter dersiniz.
Su kaynadı canım hadi kalk, diye seslendim mutfaktan. Belki birlikte son çayımız diye düşündüm sonra öyle güzel geldi ki çayın tadı hâlâ tadı damağımda...
         Büşra Şiraz
 
 
İş işten geçmeden; sonra pişman olmadan!..
 
Sağlık tek bir kelime… Ancak anlamı çok derin… Size şu an sıkıcı sözlük terimi veya tanımlarla boğmayacağım ancak sağlığın temel anlamını şu cümleyle özetleyebiliriz yaşadığımız sürece elde edebileceğimiz en büyük servet ancak bizim bu servetin farkına varmamız biraz zaman alıyor. Farkına vardığımızda ya sağlığımız zarar görmüş oluyor yani servetimiz azalıyor ya da servetten hiçbir şey kalmıyor.
İnsan hayatı boyunca hep elindekinin fazlasını istiyor daha fazla para daha ünlü marka taşıyan kıyafetler daha gösterişli teknolojik aletler vs. Yani elindeki serveti katlamak servetine servet katmak istiyor ancak bunun uğrunda çalışıp çabalarken elindeki ve elde edebileceği en büyük serveti yavaşça kaybediyor sağlığını.
Hiçbir para türü hiçbir ürün sağlığınızdan değerli değilmiş… Bunu sağlığımızdan olunca mı anlıyoruz? Her gün en güzel yemekleri yemek isterken grip olduğunuzda hiçbir yemeği yeme isteğiniz olmuyor. Bu durumlar bize sağlık dışında hiçbir şeyin önemli olmadığını diğer her şeyin gelip geçici olduğunu göstermiyor mu?
Ancak biz unutma özürlüyüz. Hastalığı atlattıktan sonra yine hiçbir şey olmamış gibi her şeyi görmezden geleceğiz… Yine bu virüsü atlatabilirsek herkes birkaç ay hatta birkaç hafta sonra bu olayların hepsini unutacak. Tekrar o marka para gösteriş hevesinin içine düşeceğiz. Asla unutmayın bu dünyada hiçbir para veya başka bir şey sağlığınızdan önemli değildir. Lütfen Sağlık Bakanlığımız ve uzmanlarımızın uyarılarını ciddiye alarak kendi sağlımızı koruyalım.
          Ahmet Ekici-İzmir/Kiraz
 
 
Kötü niyetli insanlara fırsat vermeyelim
 

Feridun Ağabey, ne derece doğru bilmiyorum. Ama bana gelen bir paylaşımı sizinle paylaşıyorum ki okuyucularımız yine de tedbir almış olsunlar… Acil Duyuru diyerek gelen sosyal paylaşımda diyor ki: “Evlere gelen bazı şahıslar "Cumhurbaşkanımızın talimatıyla sizlere kolonya, maske, dezenfektan getirdik deyip “aldığınıza dair şurayı imzalamanız gerekiyor" diyorlarmış. Kesinlikle tanımadığınız kişilerden herhangi bir malzeme almayın ve de ne olduğu belli olmayan kâğıtlara imza atmayın. (Borçlandırma yaptırıyorlarmış) Bu kriz döneminde, kötü niyetli bu insanlara fırsat vermeyelim” diyen okuyucumuz İstanbul’dan Mustafa T.’ye teşekkür ediyoruz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.