İnsanlar sevmeyi bilmiyorlar!

A -
A +
Feridun Ağabey, ben kimse ile işi olmayan, kimseye zarar vermeyen, çiçeklerle böceklerle konuşan onlarla arkadaşlık eden, gökyüzüne şiirler yazan 20 yaşında hayat dolu bir kızım. Agresif ve sinirli bir yapım var ama bu zamana kadar bana zarar vermeyen kimseye zarar verdiğim görülmedi. Bana zarar verseler bile insanlara dokunmaya kıyamadım. Ama ben insanlara kıyamadıkça onlar bana kıydılar. Çok sevdiğim insanlar arkamdan işler çevirdiler ve sonra da "Seni seviyorum hati", "Her şeyi senin için yapıyorum", "Ben senin kötülüğünü ister miyim hati" dediler. Ama hep kötülük yaptılar... Cennette Tuba ağacının altında güzellikler yaşamayı hayal ederken, cennete girememe sebepleri oluşturmaya çalıştılar. Benim geri dönüşü olmayan hatalar yapmama sebep oldular. Ve bütün yaptıklarına göz yummamı istediler. Beni parmaklarında oynatmak istediler. Buna izin vermedim... “Benim başımı kopar ama başımı çekme!” dedim...  Allah bir yerden veriyor, bir yerden kıssa da. Anladım ki hiçbir şeyin ortası yok. İnsanlar sevmeyi bilmiyorlar Feridun Ağabey!.. Kimisi var çiçeğe hiç su vermiyor, susuzluktan öldürüyor; Kimisi var çiçeği çok sevdiğinden fazla fazla su dolduruyor. Yani, biri sevgisizlikten ölüyor; diğeri severken öldürüyor. Seviyorum sanıyor... İnsanlar sevmeyi bilmiyorlar be Feridun Ağabey... Bunların hepsi bu yüzden oluyor. Okullarda matematiğin kimyanın dışında sevmeyi de öğretsinler be ağabey. Zira çiçeğin kuruyacağını bile bile, fazla su vermek doğru mu? Söyle ağabey, cenneti isterken, cennete giden yolları kapatmak, doğru mu? İnsanlar sevmeyi bilmiyorlar Feridun Ağabey.. Bilmiyorlaarrr... Ama ben bütün bunların kıyısında, beni layıkıyla seven tek insana sizin de vesilenizle buradan teşekkür etmek istiyorum: En sevdiğim adam iyi bir edebiyat öğretmeniydi, bana sevginin ne demek olduğunu öğretti. Hem de sebepsiz sevginin... Bana merhameti öğretti. Hiç sevilmeyen bir kız nasıl sevilir onu gösterdi. Ben ondan çok şey öğrendim. Hayatın açtığı yaraları saran, O'ydu... Seni seviyorum (kırpıkgözlü) öğretmenim.             Rumuz: "Kırpıkgözlü"     “Hapis kaldığım sürede her şeyimi kaybettim”   Selamünaleyküm Feridun Ağabey... Öncelikle senin ve sevdiklerinin sağlıklı olmanızı Cenab-ı Allah’tan dilerim. Ağabey, gazetemizi okurken tesadüfen yazınızı okudum. Sana bu yazımı Çorum L-Tipi Kapalı Cezaevinden yazıyorum. İşlediğim bir suçtan dolayı 15 yıldır cezaevindeyim. Daha yatacak 9 yılım var. Bu hapis kaldığım sürede her şeyimi kaybettim. Dışarıyla hiçbir şekilde bağlantım kalmadı. Gelenim gidenim yok. Kıyafete ihtiyacım var. Böyle yardımlara vesile olduğunuz için size Türkiye gazetesi ailesine ve yardımda bulunan hayırseverlere sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Şimdiden her şey için Allah razı olsun, Allaha emanet olun… İhtiyaçlarım 2 adet kışlık XL beden kazak, 1 adet 42 numara ayakkabı, 1 adet XL beden kışlık mont, 1 adet eşofman takımı, 2 adet 36 beden kot pantolon, 1 adet kemer.         Koray Genç-L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu/Çorum     Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürümüze isteğinizi iletiyoruz   “Sayın Feridun Ağabey, köşenizde yayınlanan MAHKÛMDER’in mahkûmlara takvim hediye etme kampanyasıyla ilgili yazıyı okudum. Ancak takvimleri ve Hakikat Kitabevi'nin yayınlarını bazı cezaevi sorumluları içeri vermiyor, ulaştırmıyor. Başka takvimlere böyle bir engel olmadığı hâlde Türkiye Takvimlerine engel çıkaranlar oluyor. Ayrıca yine cezaevlerinde birçok kütüphanede, toplanan kitaplar kazan dairelerinde yakılıyor. Bu konuda Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğüne ithafen bir yazı kaleme alınmasını rica ederim. Genelde anlayışla karşılanır hatta yardımcı olunurken birkaç cezaevinde dinî yaşantımızı engelleyici böylesi uygulamalara devam ediliyor. Özellikle bazı başgardiyan ve diğer aramalara katılan birkaç arkadaş bu konu gündeme geldiğinde nedense müsamahakâr davranmıyor. Müstamel (ikinci el) kıyafetleri içeri almıyorlar. Bazıları 99’luk namaz tespihini almıyor. Hatta namaz kılmak için istenen seccadeyi bile cezaevine gidildiğinde geri çevirenler çıkıyor. Bazen de nakillerde kitaplarımıza takvimlerimize el konuluyor. MAHKÛMDER’e karşı bu arkadaşların bir önyargısı mı var? Oysa MAHKÛMDER’in tek amacı mahkûmlarımızdan isteyenlerin dinî konularda eğitim alması, ülkeye faydalı birer insan hâline gelmesi, dilini, dinini, tarihini bilen insanlar olmasına katkı sağlamaktır. Devletine milletine bağlı, kanunlara uygun hareket eden bir dernektir. Bu konuyu köşenizde dile getirmenizi canı gönülden rica ederim. Saygılarımı sunarım.”        Osman Özer
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.