Sık sık elektrik kesilince ne yapmalıyız?

A -
A +
Elektrik dağıtım şirketi periyodik olarak yenileme, güçlendirme, ayarlama çalışmalarını yapmaz ise kış sezonunda artan elektrik enerjisi talebi sebebiyle var olan şebeke yetersiz kalmaktadır. Dağıtım hatları ve trafolar yetersiz olduğu anda enerji kesintisi söz konusu olmaktadır. Bu olay sonucu evlerdeki bilgisayar, yazıcı, buzdolabı, şarj aleti, kombi, TV, uydu alıcı vb. gibi hassas aygıtların besleme ünitesindeki diyotlar, varistörler (VDR), kondansatörler bozulur. Özellikle kombilerde 1 TL'lik varistör (VDR) bozulmaktadır. O hâlde ne yapmalıyız? Elektrik kesintisi olduğunda: Hassas cihazların fişini prizden çekiniz. Zira elektrik enerjisi ilk geldiği anda indüksiyon olayı sebebiyle evinize kısa süreli 1000-40.000 volt arası değişen parazitik, harmonik gerilimleri gelir. Cihazları bozan budur.     Ali Özdemir (Uzman Elektrik Öğretmeni) Devrek Meslek Lisesi Müdürü     "Nöbetçi Vatandaş"tan su önerisi   Feridun Ağabey, ülkemizde yeterince yağmur yağmaması sebebiyle bazı barajlar kurumuş, bazı barajların su doluluk oranları çok düşük seviyelere inmiştir. Geçmiş senelerde başta İstanbul olmak üzere çok mahallelerde evlerde su yoktu. Kaynak suyu olan çeşmeler vardı. Halkımız su ihtiyacını bu çeşmelerden karşılıyordu. İstanbul’da çok bina yapılınca bir kısım çeşmeler kayboldu. Bir kısım çeşmeler bakımsız şekilde akmaya devam ediyor. Gelecekte halkımızın bu sulara ihtiyacı olacak. İstanbul’da mahallelerde köylerde halkımızın kullandığı çeşmeleri arayıp bulup kaynak sularının sağlığa uygun olup olmadığını tahliller yaparak halkımızın kullanımına sunulması lazım. Ülkemizde her il, her ilçe, her köy, her mahalle kendi sınırları içindeki su kaynaklarına sahip çıkarsa her canlı için hayırlı olur. Millet olarak doğayı, çevreyi sularımızı kirletmemeyi öğrenmemiz lazım. Vatandaş olarak önerimdir. Karar yetkililerindir. Saygılarımla.           Hüseyin Aksu-Nöbetçi Vatandaş     Seviyor mu sevmiyor mu?   Bir yerde okumuştum Feridun Ağabey… Bilirsin kelebekler çok kısa yaşarlar. Bir gün üç günlük ömrü kalmış bir kelebek bir papatyaya âşık olur. Bir türlü aşkını ona anlatamaz. Sonunda ölmeye yakın bütün cesaretini toplayıp papatyaya “seni seviyorum” der. Papatya bu seslenişe sadece “ben de” diye cevap verir. Ama kelebek ölmüştür artık… Papatya bu geç gelen tez ayrılığa kahrolur ve “keşke sevgimi zamanında söyleseydim” diye üzüntüden yapraklarını birer birer dökmeye başlar. Yapraklarını dökerken de her yaprakta “seni seviyorum” der. Derler ki o günden beri sevdalılar sevgisini papatyaya açar ve minik yapraklarını tek tek yolarken “seviyor mu sevmiyor mu?” diye mırıldanırlar... Diyorum ki sevenler sevgisini saklamasın söylesin. Ben söyleyemedim onlar söylesin… Ne derler “Gülü gülene ver, kalbini sevene ver, sevmek güzel şeydir, kıymet bilene ver.”          Rumuz: “Seven ne yapmaz”     Bu tür maillere kimse bakmaz!   Bize gelen maillerden bir tanesindeki arkadaşınızın ismiyle derdinizi yayınladığımız değerli Sağlık Bilgi Sistemleri Teknikerliği öğrencileri. Üzüntünüzü anlıyoruz. Gerçekten sisteme kayıtlı bir nitelik kodu olmayan okul olması eğer dediğiniz gibiyse aslında YÖK açısından da bir skandaldır. Bu üzüntünüzü geçtiğimiz hafta bu köşede kamuoyuyla paylaştık. Ancak arkadaşlarınız herhangi birinizin kaleme aldığı iki paragraflık yazıyı kopyalayıp kes yapıştır mantığıyla mail olarak gönderiyor. Her bir mailin göndereni farklı, yazdığı aynı… Üstelik aynı adreslere gönderiyorsunuz. Bu tür maillere bakılmaz ve okunmaz… Bu konuda herkes kendi özgün mağduriyetini yazar ve gönderirse daha anlamlı ve ciddiye alınır bir mail olur. (F.A.)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.