Hangi kapıyı çalsak yüzümüze kapanıyor, bu reva mı?

A -
A +
Feridun Ağabey, çok uzaktan değil hemen yakından yazıyorum. Yıl 2017 Ataköy İkitelli Metro Hattı İnşaatı başladı. Verilen taahhüt 2019 yılı ilk çeyreğinde açılacağı idi. Şu anda açılış için verdikleri tarih 2022 Haziran ayı. Yani inşaat başlama tarihinden itibaren yaklaşık 6 yıl sürecek. Bu inşaattan dolayı biz esnaf olarak zarar gördük... Şimdi ben değerli büyüklerime şunu sormak istiyorum: Bir firma inşaat ihalesini alıyor ve ticaret yapıp para kazanıyor. Ama diğer bir esnafı üç tarafını koruma sacı ile çevreleyip âdeta hapsediyor ben hakkımı hiçbir yerde arayamıyorum! Bu konuyla ilgili de bizim hakkımızı savunacak kimseyi bulamıyoruz. Hangi kapıyı çalsak yüzümüze kapanıyor. Bu nasıl bir vicdan nasıl bir adalet nasıl bir ticaret anlayışı?.. Biz kimseden sadaka istemiyoruz, şunu soruyorum size; bu hak mı? Pandemide lokantalar kapalı, bir darbe de oradan yiyoruz. Ama bir yetkili çıkıp da “sen kimsin ne hâldesin?” diye sormuyor. Devletimiz sağ olsun “esnafa destek veriyorum” diyor devlet bankalarından ama bankalar krediyi ihtiyacı olan esnafa değil evleri arabaları olan esnafa yani durumu iyi olan gayrimenkulü olan aldığı parayı dolara altına yatıranlara veriyor. Biz gittiğimizde tapu istiyor niye? Devlet hiçbir mazeret olmaksızın esnafa destek vereceksin dediği hâlde devlet bankaları devletin verdiği krediyi niye ihtiyacı olana değil de parayla para kazanana veriyor, bu nasıl bir anlayıştır? Bu hak mı?.. Size bir örnek vereyim isterseniz. Bir tane esnaf diyelim, yıllardan beri çalışıyor. Vergisini ödemiş. Kredi kartını ödemiş. Banka borcunu ödemiş. Ama son 1 yıldır sıkıntıya düşmüş. Ticaret Bankası'na gidiyor diyor ki: “Benim borçlarımı yapılandıralım ben size bunları uzun vadede ödeyeyim, işletme yaşasın, burada çalışan insanlar mağdur olmasınlar...” Ama bu banka geçmiş yıllara değil de son 1 yıla bakarak “siz bu krediyi ödeyemezsiniz” diye âdeta korkuyor yüzüne bile bakmıyor. Bu esnafa kredi verirse o esnaf sadece bir bankaya borçlanıp hayatta kalsa kapanmamış olsa kime ne zararı olur? Durum bundan ibarettir.            Murat Başaran     Sadi Konuk Hastanesine gitmiştim…   “Efendim öncelikle başarılı yayınlarınız ve yazılarınızdan dolayı sizleri tebrik ediyorum. Başarılarınızın ve hizmetlerinizin artarak devam etmesini diliyor ve sizlerden çok istifade ettiğimizi belirtmek istiyorum...
Malum pandemiden dolayı birçok yerlerle beraber hastane, AVM ve şehirler arası dinlenme tesislerinde mescitlerimiz maalesef kapalı. Haber programlarında ve köşe yazılarında restoran gibi bazı yerlerin açılması gerektiği gündeme gelirken bu tür yerlerdeki mescitlerin açılmasının gündeme gelmemesi bizleri derinden üzüyor. . Bu konuda Türkiye gazetesi, TGRT Haber ve sizlerin hassasiyetini yakinen bilen bir vatandaş olarak size yazma ihtiyacı hissettim. Ve bizzat yaşadığım bir sıkıntıyı sizlerle paylaşmak istedim...
Geçen hafta Bakırköy Sadi Konuk Hastanesine gitmiştim, hastane mescidi dışarıda olmasına rağmen pandemi dolayısıyla kapatmışlar ve hatta içerisini bile boşaltıp depo görünümü olan bir yer durumuna getirmişler. O kadar insan hastanenin içinde omuz omuza durabiliyorken mescitlerimizin kapalı olması ve kendi ülkemizde namaz kılmak için zorluk çekmemiz gerçekten çok üzücü. Aynı durum AVM vb. yerler için de geçerlidir. İnşallah yayınlarınızda ve yazılarınızda bu konuyu gündeme getireceğinizi temenni ediyorum. Allahü teâlâ yâr ve yardımcınız olsun efendim. Sevgi ve muhabbetlerimle…"          Yasin Bayram     “O, torunun ehliyeti hak edebilmesi için…”   Feridun Ağabey, Konyalı Mehmet kardeşimin torunu ehliyeti hak edebilmesi için kara yollarının tüm genel kurallarını öğrenmeli. Trafik işareti tabelaların üçgen içindekilerin ikaz, yuvarlakların içindekilerin yasak olduğunu vb. ezberlemeli. Yoksa yolda dümdüz gider istediği yerde durur park eder vs. vs... Yayalarla ilgili çevre bilgisi olacak. Öyle bir iltimas olacaksa sanayideki tüm motorcuda çalışanlara ehliyet vermek gerekir. Olur mu böyle bir şey olmaz. Eğitim her konuda şarttır. Aday donanımlı olmalı yoksa bir tarafı eksik kalır, kendine de bize de zarar verirler. Dua eder dua beklerim...         Erdinç Işık-Kartal/İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.