“Bir türlü işin içinden çıkamıyorum!..”

A -
A +
"Eşimi -elimde değil- seviyorum ama hiçbir konuda anlaşamıyoruz. Hanım hakkı bilmez hanıma değer vermez, sohbet muhabbet etmez. Her şeyi gizli saklı yapar. Hanımın ailesiyle tanışma tenezzülünde bile bulunmaz. El akıllısı, el iyisidir. Herkese para dağıtır evine bir eşya almaz. Mutfak masrafı için bile 'çok harcarsan bak seni bırakırım' diyor. Bir koca, karısını herkese ezdiriyorsa karısını korumuyorsa ne yapmalı? Bir de çocuk istiyor. Asla çocuk istemiyorum. Bana böyle davranan adama bir de çocuk mu doğuracağım. 'O zaman seni terk ederim' diyor. Zaten resmî nikâhımız yok. Dinî vecibelerini yerine getiriyor mu, onu da bilmiyorum! Gizli saklı her şeyi bana “oruç tutuyorum” diyor ama iftarda azıcık yiyor. İbadetlere karşı soğuk davranıyor. Çok korkuyorum bu adamla evliyim diye benim halim ne olacak? Kararsızım ve bunalımdayım. Bir türlü işin içinden çıkamıyorum” diyen okuyucumuza; Dertlerinizin ve sıkıntılarınızın çözümü için var ise aile büyükleriniz ile istişare etmeniz iyi olur. Böyle bir imkânınız yok ise profesyonel yardım almalısınız. Kendi başınıza çözemediğiniz veya size imkânsız gibi gelen konular yardım aldığınızda çok daha kolay çözülebilecektir.     Bence çok beklersiniz!   “Havaalanlarında sosyal mesafe uyarıları yapılıyor, uçağa binince unutuluyor. Bir de yeme içme servisi var! Daracık koltuklarda seyahat ederken sosyal mesafeyi unutuyorsunuz. Yeme içme servisinde maskeyi unutuyorsunuz. Camilerde namaz kılarken sosyal mesafeye dikkat edenlerin başka yerlerde mesafeyi unuttuğu gibi… Oysa cami içinde mümin kardeşiyle farz namazında beş dakika omuz omuza duracak hepsi bu. Bu konuda partiyi, siyaseti bir kenara bırakıp lütfen sakin kafayla bir düşünün. Şu yaşanan müşkülpesent durumu bu ne perhiz bu ne lahana turşusu hâlini ne zaman fark edeceksiniz? Yoksa sizler cami  içinde safları sıklaştırmak için de Bilim Kurulundan talimat almayı mı bekliyorsunuz? Bence çok beklersiniz... Bir de 1 Mart itibarıyla anormalleşme süreci bitecek ve kademeli olarak yeni normal başlayacakmış. Hayal ediyorum da konuşmalar şöyle mi olacak? -Merhaba ben lokantanızda yemek istiyorum. Şartlarınız nedir? -Hoş geldiniz efendim. Şartlarımız şunlar; 1- Maskeyle gireceksiniz. 2- Ateşinizi ölçeceğiz. 3- HES kodunuza bakacağız. 4- Otururken sosyal mesafeye dikkat edeceksiniz. Arkadaşınızla yan yana oturamazsınız. 5- Size 45 dakika süre vereceğiz. Süreniz dolunca çıkmanız gerekiyor... -Kardeşim size hayırlı işler, ben almayayım. İyi günler. -Çok ilginç, bu kapıdan dönen kaçıncı müşteri? Tüm tedbirleri aldık, yine de yaranamıyoruz. Gülelim ağlanacak hâlimize...             Serhat Arvas     Bugün de söz veren biri sözünde durmadı!   Aldığım aile terbiyesi bize bunu öğretti. Okuduğum eski ağaların, beylerin hatıralarında aynını öğrendim. Sözüne güvenilir olmak. Verdiği sözü yerine getirmek. Yerine getiremeyeceği sözü vermemek. Öyle ki bu konuda insanın adı geçtiğinde “o dediyse tamamdır” denilmesi. Bu durum elbette ki âlemlerin efendisi Sevgili Peygamberimizin güzel ahlakından gelmekteydi. Ona “Muhammedü’l emin” derlerdi. Üzüldüğüm kahrolduğum nokta ise bugün insanların büyük çoğunluğunun verdiği sözde durmaması, yerine getiremeyeceği sözü rahatlıkla “söz veriyorum” diye vadetmesi. Daha acısı ve üzüntü verici olması bu lakaytlığın mütedeyyin olanlarda da rastlanması… Bu beni kahrediyor!..  Bu sebeple çok kaybettim. Çok üzüldüm. Söze güvenip söz verdiğim kimselere karşı çok mahcup oldum. Bugün de söz veren birisi sözünde durmadı Feridun Ağabey… Saygılarımla...          Rumuz: “İsimsiz”-Ankara     Bu dönemde bu kadar katı kural olur mu?   “Ben bir esnafım Ağabey. Herkes biliyor ki bu dönemde yaklaşık bir yıldan beri iş sıkıntısı çekmekteyiz. Bazı günler siftahsız kapatırken aylardan beri de iş yerlerimizi açamadığımız günler oldu… Bu bir pandemi idi. Sağlık için hepimiz fedakârlıkta bulunmak durumundaydık. Ama geçen gün gelip elektriğimi kestiler. Borcundan dolayı kestiler tamam ama borcumuzu ödemekte zorlandığımızı bu kurum bilmiyor muydu? Bu ülkede yaşamıyor muydu bu firma büyüklerimiz... Sağdan soldan eşten dosttan borç bulup ödeyebildim ama çok bunaldım. Bir de kısa bir süre veriyorlar, borcu ödeyemeyince aboneliği iptal ediyorlarmış. Böyle bir mesaj da geldi bize. Sizin aracılığınızla devlet yetkililerime sesleniyorum: Bizi böyle kurumların elinde ziyan etmesinler. Bizi koruyacak bazı kararlar alsınlar. Hiç olmazsa bu zor günlerde bizlere bir ödeme kolaylığı bir süre kolaylığı tanımaları konusunda bu kurumlarla iletişim kursunlar. Çok bunaldık ağabey, derdimizi kimselere anlatamıyoruz… Saygılarımla..."              Özkan C.-İstanbul  
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.