“Annemi tarım sigortasına aldılar hayatımız allak bullak oldu”
9 Nisan 2021 02:00
"Feridun Ağabeyciğim nasılsın iyi misin? İyi olmanı cenab-ı Allah’tan niyaz ederim...
Ben Bartın’da Orman İşletme Müdürlüğünde daimi işçi olarak çalışmaktayım. Engelliyim. Engelli kadrosunda çalışmaktayım. Konu şu ki benim annem 69 yaşındadır. Babam ise vefat etti. Babam devlet memuru idi. Ondan emekli sandığından dul maaşı alıyor. Ölen kendi babası Mustafa dedemden de SSK’dan 'yetim aylığı' alıyor. Bartın’da ismini size yazdığım köyünde yaşıyor. Az buçuk fındık ağaçları var. Köylü fındık destek almak için ziraat odasına yazılmış. Ziraat odasından fındık alıyorlarmış. Annem de yazılınca 2015 Mayıs ayında onu tarım sigortası kapsamına alıyorlar. Bu sürede de maaşlarını almaya devam ediyor. Derken Kasım 2019’da anneme SGK’dan bir yazı geliyor. 16 milyar prim borcu olduğunu söylüyorlar. Bu olaydan sonra biz Ziraat’tan muafiyet belgesi alarak SGK’ya verdik. SGK bu tarihler arasında bizlere hiçbir bilgi vermedi yazı göndermedi. SGK bundan sonra 3 ay SSK maaşını ödemedi. Bağlanması için tekrar başvurduğumuzda Nisan 2020 tarihinde bağladılar. Maaş bağlanınca maaştan kesintilere başladılar. Yetim ve dul maaşından Nisan 2020 ayından itibaren dörtte birini kesmeye başladılar. SSK yetim aylığından aldığı 4,5 senelik parayı da geri istiyorlar. Bir de ölüm vuku olsa bile bu geri istedikleri parayı olursa çocuklarından alacaklarmış.
Benim merak ettiğim, 65 yaşında bir kadıncağızı tarım sigortası sistemine sokmak kanunen doğru mu? İdari mahkemesine versek kazanır mıyız kaybeder miyiz? Maaşlardan yapılan kesintileri durdurabilir miyiz? SGK’dan CİMER’e yazdığım yazıda 3095 sayılı yasaya göre kesinti oluyormuş, yapılabilecek bir şey yokmuş diyorlar. Bu konuda yardım edersiniz çok memnun olurum. Saygılar sunarım” diyen Erdem Çok isimli okuyucumuz, derdinizi bu köşe vasıtasıyla hem yetkililere ilettik hem de konuyla ilgili uzman olan okuyucularımızdan bir bilgi gelirse onu da sizinle paylaşacağız.
Bu gidişle bayramları da sanal kutlayacağız
"Feridun Ağabey, ramazan ayında toplu iftarı yasaklayan yöneticilerimiz şimdi de teravih namazlarını evde kılmaya yönlendirdiler. Hepsi sağlığımız için diyorlar. Bu gidişle 'DSÖ ve Bilim Kurulu' muhtemeldir ki bayram geldiğinde 3 gün sokağa çıkma yasağı da getirecekler. Ben şimdiden yazayım da haberiniz olsun. Sonra açılsın oteller, gelsin turistler… Yaz yaklaştı” diyen değerli okuyucumuz Serhat Arvas, bir başka mini mailinde de üzüntülerini şöyle dile getirmiş:
“Otobüsler, metrobüsler, dolu olsa da ceza kesen yok ama minibüs ayakta yolcu aldım mı bas cezayı! Şoför ne diyor? Anahtarı üstünde abi, zaten para kazandırmıyor, çekersiniz garaja, orada çürür gider...”
Kendisine ve benzer düşüncede olan değerli okuyucularımızın duygularını anlayışla karşılıyor ve hatta hak veriyoruz. Ancak ramazanda müminlerin teravih kılmalarını hesap eden bir sistemde ümit ediyoruz ki bayram günleri için de özel tedbirler şimdiden düşünülmektedir. Hele bir ramazanı ağız tadıyla idrak edelim bayrama Allah kerimdir. Saygılarımızla. (F.A.)
Kripto emtialara dikkat!
12 yıldır web üzerinden sanal olarak alınıp satılan kripto emtialar Türkiye ekonomisine çok zarar verecek niteliktedir. 31 Mart itibarıyla 4800 civarı kripto ürün hiçbir yasal mevzuata tabi olmadan alınıp satılıyor.
Ortada bir mal, şirket yoktur. Bu işte çok büyük tuzaklar, hileler, spekülasyonlar vardır. Dijital elektronik ve bilgisayar ile ilgili kitaplar yazan biri olarak ifade ediyorum: Kripto emtialar ülkemizde çok büyük yaralar açacaktır.
Borsa ve kripto emtialarla ilgili temel seviyede kitaplar da yazdım. Çok yüksek riskler söz konusudur. Halkımız bunları idrak etmelidir.
Borsa İstanbul'da alınıp satılan 400 pay senedi günde en fazla yüzde 10 artıp azalabilirken kripto emtialar günlük yüzde 99,9 düşebildiği gibi yüzde 1-1000 oranında da artabilmektedir.
Medya bu konuda halkımızı yeterli düzeyde aydınlatmıyor.
Ali Öztürk