Sen kimseden değerli olmayabilirsin ama...

“Bir sosyal medya hesabında bir entelektüel ismin paylaşımından etkilendim. 'Bir kadın kendine değer verilmiyorsa o yerden kesinlikle kaçıp kurtulsun' diyor. Böyle bir çağrı olabilir mi Ağabey? Bu isterse ana babası isterse kocası isterse yakın arkadaşı kim olursa olsun böyle imiş? Bu düşünceyi önemsemeli miyim?” diyen “Merve” rumuzlu okuyucumuz, bu düşüncenin kime ait olduğunu bilmiyoruz ama sizin bu söze “ne alaka?” diyebilmeniz gerektiğini biliyoruz. Çünkü? Bu söz çözüme odaklı bir söz değildir. Terk etmek sorunu çözmek demek değildir. Gidilen yerde nasıl bir durumun beklediğini bilmeden terk etmek kişiye yapılabilecek en sorumsuzca öneridir. Bir insanın kendi kendini önemsemesi kadar önemli bir durum yoktur. Kendini önemseyen insan da her yerde kendini önemsetecektir. Dolayısıyla önemsenmek veya önemsenmemek kişinin kendisiyle alakalı bir durumdur. Eğer sen kendini önemsiz görüyorsan nerede olursan ol önemsiz göreceksin. Eğer kendini önemli görüyorsan o zaman kimsenin seni değersiz ve önemsiz görmesi senin umurunda olmayacaktır. Yani nereden bakarsan bak bu söz “poz yapayım derken toz yapma” durumunda ayakları yere basmayan spontane söylenmiş bir afili sözden ibarettir. Hiçbir sosyolojik derinliği gerçekliği ve sorumluluğu olmayan sözdür. Size sözümüz “Sen kimseden değerli olmayabilirsin ama kimse de senden değerli değildir” olacaktır… (F.A.)

 

 

Feridun Ağabey, sizin aracılığınızla herkesin dikkatine yeni dolandırıcılık şebekesini dile getireceğim. Böyle bir şebeke çıkmış, Postacı kıyafeti giyen bazı kişiler kapılara geliyormuş. “Size devletten 1000 lira gönderildi” diyerek para veriyorlarmış. Bunun karşılığında teslim aldığınıza dair diyerek bazı belgeleri imzalattırıyorlarmış. Böylece attığınız imza ile vekâletname alarak üzerinize kayıtlı emlaki satmaya çalışıyorlarmış veya bir şekilde sizi borçlandırarak mağdur etmenin yollarını arıyorlarmış. Gerçekten çıkartıp para verdikleri için inanıp sakın böyle kimselerin oyununa gelerek herhangi bir bilmediğiniz evraka imza atmayın!

Bu bilgileri bir noter arkadaşımdan öğrendim. Sadece emeklileri hedef almak değil bu tuzağa kanan gençler de maalesef çok sayıda varmış. Aman dikkatli olunsun.

 

 

 

“Feridun Ağabey, sağlıkçılarımızın burnu bile kanamaması için önerim özel güvenlik birimlerindeki şahısların mutlaka siyah kuşak judo bi tık ileri karate kursunda ter dökmeleri lazım. Lisanslı olmalılar. Hem halkımız bilmeli ki bunlar dövüşçü, donanımlılar etkisiz hâle getirirler. O vakit caydırıcı olur. Biliyorlar ki güvenlikteki kardeşlerim bizden biri. Sokakta yaptığımızı bunlara da yaparız düşüncesiyle korkusuzca cahil tavrı ile saldırıyorlar. Sen bir güreşçiye, judocuya, aikidocu bir güvenlikçiye saldır da bak ne oluyor? Ne yapıyorlar sana! Saniyeler içinde yere çakar etkisiz hâle getirirler. Sonra da hastane polisine teslim ederler.

Yeter artık! Yeni bir sağlıkçıya saldırılmasına dayanamıyorum. Sen git de karate judo okulunda dayılık yap bakalım, yapamazsın haddini bildirirler yere çakarlar. Dayılık yapmadan önce başlarına geleceğini bilecekleri için iş uzatmaz benim gibi hakkını arar edebince... Bilir haddini. Bu işler caydırıcı olmalı. Ya da hastanede özel harekâtçı bir tim elinde silahlı olsa beklese herhangi biri sağlıkçımıza saldıra olabilir mi? Aklından geçirmez, zaten pandemi nedeni ile bittiler tükendiler, bir de dayak ne oluyor yaaa!