Kripto emtia pazarında yem olmamak için

A -
A +
Son yaşanan gelişmelerle birlikte özellikle genç birikimcilerin gözü kulağı “kripto” haberlerinde olmaya başladı. Dijital (sayısal) elektronik, yazılım dili/dilleri, açık kaynak kodlu yapılar, internet ağları hakkında ileri derecede bilgi sahibi olan kişiler 10-12 yıl önce "kestirmeden" zengin olma hayalleri olan insanları gerçekte olmayan "ürünlerle" soymaya başladılar.
Nisan 2021 itibarıyla 5-9 bin adet kripto emtia (şifre blokları) çeşitli aracı kurumlar (simsar, komisyoncu, aracı, borsa, broker, dialer) alınıp satılıyor.
Dünyada milyonlarca insanın alıp sattığı ürünlerin sahipleri sözde belli değil. Aslında hepsi sahipli. Sadece algı oluşturmak, aldatmanın çift katlı olmasını sağlamak için bu ögeler kullanılıyor.
Bir ülkenin kalkınması, büyümesi ancak ve ancak mal ve hizmet üreterek olur. Tarım hayvancılık, fabrikalar, sağlık merkezleri, oteller, üniversiteler ülkeyi yukarı taşır.
Üretimin ana ekseni olan fabrikaların pay senetlerine ortak olarak ülkemizi büyütebiliriz. Döviz, altın, kripto emtia gibi enstrümanlara para yatırarak sadece dış ülkeleri zengin ederiz. Yani onlara bedava kaynak sunmuş oluruz. Türkiye'deki herkes 1000 dolar almış olsa ülke kalkınmaz batar. Herkesin evine 1 kg altın koysak üretim artmaz, batarız.
Sahte ekonomi uzmanlarına inanarak dövize, altına, kripto çöplere para vermeyin. İstanbul Borsasında 410 kadar pay senedi alınıp satılıyor. Bunların sadece 50 kadarı son 20 yılda ortaklarına reel kazanç sağlamaktadır. Sağlam şirketleri tespit etmeniz çok kolaydır. Herhangi bir şirketin 20 yıllık grafiğini açın. 20 yıl önceki fiyat ile bugünkü fiyatı dolar cinsine çevirin. Eğer 5-10-20-50... kat bir kazanç söz konusu ise ortak olabilirsiniz. Son 20 yılda çok kazandıran ancak sermayesi çok düşük şirketlerden de kaçın. Zira bunlar spekülatiftir.
Sonuç: Dijital elektronik, yazılım dili, internetin işleyişini bilmeyenler kripto emtia pazarında er ya da geç yem olur. Bu piyasa tamamen hayal satmaktır. Uzak durunuz.
         Ali Özdemir/Eğitimci-Yazar
 
 
Eskişehir’den sağlık çalışanlarına teşekkür
 
Nefes almakta zorlanarak geldiğim Eskişehir Şehir Hastanesi’nden 12 gün sonra saat 14 itibarıyla ayrılıyorum. Bu süre zarfında dualarıyla moral destek olan tüm dostlarımıza kalbî şükranlarımı arz ederken, herkese sağlıklı günler diliyorum. Burada kaldığım sürece 4 yıldız otel konforuyla hizmet veren Eskişehir Şehir Hastanesi Covid servisi çalışanlarımıza ne kadar teşekkür etsem azdır. Eve gitmek için odadan çıktım "siz odanızda bekleyiniz, arkadaşlar birazdan gelip sizi alacaklar, hastane aracımızla evinize bırakacaklar" dediler. Böyle bir hizmet dünyanın hiçbir yerinde ücretsiz verilemez. Bu hizmetleri imkânları milletinin hizmetine sunan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca'ya teşekkür ederim, Allah razı olsun.
        Alaaddin Biçici-Eğitimci
 
 
Ana babanın tecrübesini yok mu sayalım?
 
Geçen bu köşede yayınlanan çocuklara öz güven vermekle ilgili yazıyı büyük bir dikkatle okudum. Şu sorular aklıma geldi:
Tamam, çocuklara öz güven aşılayalım anne-baba olarak, ancak bunu yaparken tecrübe kısmını yok mu sayalım? Öz güven vermenin yanında “işini iyi yapmaya odaklan” gibi öneriler yapmayalım mı? Gençliğimizde yaşadığımız ve çok zararını gördüğümüz kişilerin olayların acı tecrübesini çocuklarımızla paylaşmayalım mı? Bir Kızılderili atasözü der ki: “Günümüzde insanlar bilgiyi arar oldu, hikmeti değil. Hâlbuki bilgi mazidir, hikmet ise istikbal...” O hâlde bizlere vizyon diyerek dayatılan, iletişim diyerek sunulan bu tür söylemlerin bizlerin “kökü atide olan bir mazi” kültürünü tepetaklak ettiğine dikkat çekmeyelim mi? Çocuklarımız da her şeyi yeniden, yeniden deneme yanılma yoluyla mı öğrensin? Bu kadar vaktimiz çok mu? Bu kadar toleransa sahip miyiz? Bence bir iki nesil daha böyle giderse geri dönüp baktığımızda bizi biz yapan değerlere ulaşan yollar değil köprüler bile kalmayacaktır… Bıraksınlar da çocuklarımızla yaşanmış hayatlarımızı acı tecrübelerimizi paylaşalım… Vizyon onların olsun çocuklarımız bize yeter!
       H. Faruk Altınkoç
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.