Toroslar EDAŞ'ın bu yanlışı düzelteceğine inanıyoruz

A -
A +
Feridun Ağabey sevgiler selamlar. Mersin Mezitli ilçesinde ikamet ediyorum. 35 yıldır Türkiye gazetesi abonesiyim. 2015 yılında Mersin merkez Akdeniz bölgesinde kimsesiz 3 bekâr kız kardeşime Allah rızası için oturmaları için bir ev satın aldım. Bunların ikisi 65 yaş aylığı almakta (Allah devletimizi korusun) başka bir gelirleri olmadığından ihtiyaçları tarafımdan karşılanmaktadır. Bizler kamu nizamına saygılı, vatanına aşk ile bağlı insanlarız. Bundan yaklaşık 15 gün önce bu evin elektriğini Toroslar EDAŞ "kaçak kullanım var" diye kesiyor.   Hemen Toroslar EDAŞ Bölgeyi aradım. Kendilerine bütün faturalarımızın zamanında ödendiğini ve de faturalarımızın yüksek olduğunu belirttim. Cevaben bana "sayaç çok eski olduğundan değiştirmek için söktük laboratuvar ölçümünde oynama tespit ettik" dendi. Ben merkeze 10 km uzakta ikamet ediyorum ve de evimde su ısıtıcı, şofben ve elektronik eşyalar kullandığım durumda 150-160 liralık aylık ödeme geliyor ve bu da normal olup, yazın evim serin olduğu için klima kullanmam, kışın doğalgazım var. Bu kardeşlerimin kaldığı evde en büyük kullanım 60 ekran TV, buzdolabı ve çamaşır makinesidir. Bu haneye bahar aylarında ortalama 160-180 lira, kış aylarında 250-350 lira aylık ödeme geliyor. İnanın fazla geliyor. 3 bayan üstelik yaşları belli seviyede (55-66-67) bu insanlar nasıl kaçak kullanım yapar? Her şeyi makinelerle çözmeye çalışmayalım lütfen, mantık ve vicdan da insana yakışır meziyetlerdir. Yetkili yerlere 10 kez itiraz dilekçesi yazdım.   CİMER’E DE YAZDIM   Benim çırpınışım haksız bir cezayla karşı karşıya olmam. Yoksa kaçak kullanan insana 4000 lira ceza az bile. Arıyorum Toroslar EDAŞ’ı, ha robot koymuşlar, ha insan. Aynı rutin konuşma ve cevaplar. “Kardeşim, diyorum burası Mersin'in en eski binalarından. Ya sayaç yılların etkisiyle bozulmuş veya ben satın almadan önce oturan ya da bir başkası tarafından kasıtlı zarar vermek için oynadıysa ben nereden bileyim?” Allah’ın mükemmel yarattığı insan bile zamana yenik düşüp bozuluyor, insan yapımı sayaç bozulamaz mı? Veya düşmanlık olsun diye veya kendi sayacı diye bu sayaçla oynamış olamaz mı? Toroslar EDAŞ merkez binaya gidip derdimi anlattığımda, bana söylenen şu: "Evi satın aldığında bizden sayacın sökülüp kontrol edilmesini isteseydin!"   Peki Ağabey, Türkiye cumhuriyeti sınırlarında ev alan kaç kişinin böyle yaptırdığını merak ediyorum? Kardeşim ben ev alıyorum abone olmak için size geliyorum. Bir dolu depozito alıyorsunuz. Madem böyle bu kontrol gerekiyorsa her yeni abone için tarafınızdan yapılmak zorunda değil mi? Yoksa hangi dürüst insanın aklına sayaç kontrol istemek gelir merak ediyorum. Hayatımda ilk defa karakola gidip şikâyette bulundum, “bir dış müdahale var mı ve bunu yapan kim?” diye. Benim tek delilim ödediğim yıl bazında aylık ortalama 200 lira fatura. Benden kanıt istiyorlar, 3 yaşlı insanın kullanacağı ne olacak ki sayaçla oynasın? Türkiye genelinde özellikle bu ılıman şehirde bir hane ancak 150-200 liralık enerji kullanabilir. Ben yıllarca çalıştığım şirketin evlerinde parasız ikamet eden aylıkçılara aylık 100 lira tahsis eden ve de en fazla 110-120 lira ödeme gelen evlerde adam çalıştırdım. Üç yaşlı bayan ne kadar elektrik kullanabilir? Kaldı ki faturalarımız uygun ve zamanında ödenirken nasıl bir oynama olur? Benim çırpınışım haksızlığa veya yanlışlığa dairdir. Yoksa sayaçla oynayan bedeline katlanır...   Son çarem Sayın Güler Sabancı’ya yazıyla derdimi anlatmaktır. İnanıyorum ki kendileri vicdan ve muhakeme sahibidir. Bir de bu haneye gelen su ödemesi 25-40 liradır, muhtarlık ikamet kaydı ortadadır. Benim mücadelem 3 kimsesiz yaşlı, yaşlılık aylığından başka gelirleri olmayan kız kardeşlerim içindir. Bu sayaçla oynama suçlaması haksızlıktır, kul hakkıdır. Bu yazıyı okuyan vicdan sahibi aklını ve mantığını kullanan bir yetkili çıkar mı bilemiyorum ama umudum var çünkü haklıyım vesselam.           Adnan Fatma Paşa-Mezitli/Mersin     Adamakıllı bir gazoz yapın da içelim   “Feridun Ağabey, siz çok daha iyi bilirsiniz eskiden gıdalar şimdikilere göre başka güzeldi. Daha doğaldı, daha az çeşitti ve daha sadeydi… Onlardan biri de gazozlardı. Eskiden gazozlar da kaliteliydi insan içince ferahlıyordu. Çok fazla da çeşidi yoktu… En fazla limonlusu veya portakallısı olurdu ona da gazoz denmezdi. Gazoz denildiğinde beyaz ve kendine özel hoş kokusu bulunan gazoz gibi gazozlar olurdu… Ama artık öyle değil. Neredeyse bütün gazoz markaları karışık meyve aromalı üretiyor ve bunlar hiç güzel olmuyor. Üstelik incelediğinizde çoğunun meyve yazmasına bakmayın, aslında meyve değil kimyasal meyve tadında karışımlar… Çilekli denildiğinde ağzınıza gelen çilek tadı, kivili dediğinizde ağzınıza gelen kivi tadı muzlu denildiğinde muz tadı çoğunlukla kimyasal formüllerle üretiliyor… Oysa gazoz dediğin sade olur ya da en azından limonlu olur. Sade veya limonlu üreten marka artık neredeyse kalmadı… Sayıları o kadar az ki toplam sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Küçük markalarında dağıtım ağı geniş olmadığından dolayı onlar da bulundukları il genelinde varlıklarını sürdürmeye çalışıyorlar. O şehirde yaşamıyorsanız o güzelliklerden faydalanamıyorsunuz. Onlara ulaşamıyoruz. Koskoca markalardan biri bile sade gazoz üretemez mi? Sade gazoz istenmediği için mi üretmiyorlar? Nasılsa satılıyor diye hepsi karışık meyve aromalı üretiyor. Reklamlarda "Sizin için çalışıyoruz, daima hizmetinizdeyiz" gibi sloganlar yapıp da adamakıllı üretim yapmıyorsanız kalitenizi sorgulamanız gerekir. Şöyle bir güzel sade gazoz üretin ki biz de içelim.”        Ahmet Miraç Kaytan
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.