Bu zamları böyle kim yapıyor?

A -
A +
Feridun Ağabey, herkes her konuda hemen “nerede bu devlet nerede bu millet” diye kükremeyi seviyor ama kimse de elini vicdanına koyup pandemi koronavirüs Türkiye'de ortaya çıkmaya başladığından beri fırsatçılık yapanlara dikkat çekmiyor. Bakın birkaç örnek ile fırsatçılık yapanları sizin aracılığınızla kamuoyu ile paylaşayım...
Güya bizi seven esnafın ve iş adamlarının fiyat ikramları olur… Etiketlere filan indirimli olarak yazarlar.
2019 yılında 135 bin liraya alınan Alman menşeli hatchback model bir otomobil yıl 2021 Temmuz ayında (kartelleşmişler gibi aynı anda sebepsiz zam yapıyorlar) 290 bin liraya çıkmış. ÖTV, KDV’de 1 kuruş artış olmamasına rağmen...
Devletin dikkat etmesi gereken konulardan biri görünen ve olgu olarak OTOMOTİV konusunun çok hassas olduğu, vatandaşın piyasadaki ALGI operasyonlarına inandırıldığının bilinmesi gerek. Hiçbir şekilde arabaya ihtiyacı olmayan kişilerin araç fiyatları üzerinden vatandaşı DOLDURUŞA getirmeleri de ayrı bir sıkıntı olarak görülüyor.
2019 yılında yine dolar 6 lira. 2021 Temmuz ayında 8,65... Yüzde 44 oranında bir yükselme olan ve bunun çoğu manipülatif olan dolara göre, bu aracın 200 bin lira civarında olması gerekiyor.
Bir başka örnek vereyim... 2021 Haziran ayında 35 lira olan tuvalet kâğıdı, Temmuz 1 itibarıyla 49 liraya çıkmış durumda. Bu ve benzeri sektörlerden daha çok var. Neredeyse hepsi kartelleşmiş durumdalar.
 
PEKİ YA ÇİFTÇİNİN GÜNAHI NEDİR?
 
Karpuzun kilosu tarlada 20 kuruşa kadar düşmüş durumda. Fakat marketler dâhil, kilosu 1,5-3 lira arasında değişiyor? Malûm muhalefet ise çiftçinin yanındayız diyor ama hiç sesi bu "HAL mafyaları"na çıkmıyor nedense?
Sorsan “serbest piyasa ekonomisi” var. İşlerine bu geliyor çünkü. Krizden nemalanmaya çalışan bir kısım ticari fırsatçılar var elbette. Haller, ayrı bir kartelleşmiş diğer bir kanayan yara. Sebze-meyve hallerinde patates-soğan krizinin (aslında olmayan krizin), neden çıkarıldığını hepimiz biliyoruz.
Birtakım siyasi gibi görünen, terör yandaşı BAZI "sebze-meyve hal çeteleri" tarafından depolara çekilen patates-soğan fiyatları aşırı yükseltilmişti.
Bu hal mafyalarının buna benzer bir spekülasyonu tekrar yapacaklarına dair duyumlar da yok değil!
           ***
Bir diğer örnek 2019 yılında bir kurbanlık küçükbaş 1.000 lirayken, 2021 yılında 2.200 liraya çıkmasının hiçbir açıklaması yok. Çiftçi kazansın elbet. “Yem fiyatları” diyor birtakım çiftçiler. Fakat yem kullanım oranı Avrupa'da büyükbaş hayvan başına 2 kiloysa, Türkiye'de 7 kilo...
Avrupa'da çiftçi yeminin yüzde 80'ini kendi üretiyor. Nitekim tavuk yemleri için de böyle... Avrupa'da çiftçi tavuk yemini KOOPERATİFLEŞME ile kendileri üretiyor.
Bizde ise birlik olamayan çiftçilerimiz maalesef GIDA ve YEM mafyalarının pençesine düşüyor.
Size bir örnek vereyim. İstanbul'da bulunan bir yem firması, ayrıca yumurta da üretiyor. Kendi yemini kendi yapıyor ve yumurta fiyatında müthiş bir maliyet düşüşü sağlıyor.
 
KASAPLAR EN DÜRÜST ESNAF
 
El emeğiyle eti toptancıdan alan kasaplar bu ülkede en dürüst esnaf durumunda. Buz gibi eti işlemeleri, ayırmaları ve ettikleri kâr, diğer sektörlere nazaran çok düşük durumdadır. Sağlık konusunda da ayrıca bir sıkıntıya değinmek gerek. Kasaplara firmalar tarafından gönderilen, ambalaj içindeki tavuk paketlerindeki strafor köpük poliüretan malzeme ile yapılan köpük tabaklar SAĞLIĞA aşırı derecede zararlı maddeler içeriyor. Şöyle ki; kapalı ortamda kalan et ve ürünleri bakteri üretiyor doğal olarak. Poliüretan köpük malzeme konusunu devletin bir an önce çözmesi gerekiyor. Kanserojen madde içeren ve doğada geri kazandırılması çok zor olduğu gibi yok olması da uzun yıllar alan ambalajları da Avrupa'da artık birçok ülke kullanımını yasakladı. Et ürünü satan kasaplara, daha önce dondurulmuş bir şekilde ve hava alan kasalarda gelen tavukların tekrar kasaplar tarafından parçalanması ve vatandaşlara sunulması sağlık açısından, strafor köpükten çok daha faydalıdır...
Kasap esnafı ayrı bir yazı konusu aslında. 25 metrekarelik bir yeri olan kasap esnafına, 27 günlük bir elektrik faturası 2.127 lira olarak geliyor ve yüzde 18 KDV’si var. Lüks tüketim diye de ibare yazmışlar. Devletin esnaflardan alınan elektrik faturalarındaki KDV oranını düşürmesi, küçük esnafın desteklenmesi için ayrıca yararlı olacaktır.
Fakat yine yazmakta bir beis görmüyoruz, Türkiye’de gıda, tekstil, araç ve enerji piyasalarında süratle bir TEKELLEŞME VE KARTELLEŞME var.
           ***
Araç satış sitelerinde fiyat curcunası var. Otomotiv satış gruplarının da olduğu ve kartelleştikleri bilinen bir durum… Yine keza, pandemi dolayısıyla 54 koltuklu otobüslerde 18 koltuğa düşürülen kısıtlamalar sebebiyle bilet fiyatlarını 20 liradan 40-50-60 liraya yükselten otobüs firmaları, kısıtlamalar kalkmasına rağmen bu fiyatlara TEKRAR zam yaparak ticari becerilerini(!) tüm ekonomi piyasalarına göstermiş oldular.
           ***
Gıda halleri de aynı tekelleşme içinde. Pandemi dönemi 2020 Mart ayında, 3 kiloluk teneke peynir 125 lirayken, 2 gün sonra 165 liraya aynı yerde fiyat artışını gördükten sonra, fiyatlarda, ne devletin, ne vatandaşın ne de MAL YOKLUĞUNUN bir sebebi olmadığı, bunun AHLAKİ yoksunluk içindeki ticari işletmelerden kaynaklandığı görülmüştür...
Vatandaş olarak da yeteri kadar mal almalı ve piyasada malın bol bulunmasının da bu olduğunu unutmamalıyız. 1 hafta için 6 kilo domates almanın hiçbir mantığı yok.
Türkiye'de çöpe atılan sebze miktarı 4 milyar dolar. Saygılarımla...
           İbrahim Güncel-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.