“Çözülmeyen HGS problemi” çözüldü, teşekkürler

A -
A +
T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü Basın ve Halkla İlişkiler Birimi’nden 11 Ağustos 2021 tarihli köşemizde yayınlanan Sayın Ömer Faruk Erincik’in derdiyle ilgili açıklama geldi:
Türkiye Gazetesi’nin dikkatine… Gazetenizin 11 Ağustos 2021 tarihli nüshasında “Anlat Derdini Feridun Ağabey’e köşenizde “Çözülmeyen HGS Problemi” başlığıyla yer verdiğiniz Sayın Ömer Faruk Erincik’e ait talep incelenmiş olup yaşanan mağduriyetin PTT ve sistemlerindeki teknik sorundan kaynaklandığı tespit edilmiştir. Konuya ilişkin gerekli düzeltmeler yapılıp sistemde ihlalli geçiş olarak görülen geçişler Sayın Erincik’in HGS hesabından normal geçiş ücreti olarak alınmış ve söz konusu cezalar iptal edilmiştir.
Karayolları Genel Müdürlüğü olarak, yol ağımızda vatandaşlarımıza en uygun hizmeti sunma gayretiyle çalışmalarımızı sürdürdüğümüzü belirtir, konunun çözüme ulaşması için gösterdiğiniz duyarlılığa teşekkür eder, iyi günler dileriz...
Biz de okuyucumuz ve gazetemiz adına Bakanlığımıza ve Karayolları Genel Müdürlüğümüze gösterilen hassasiyet için teşekkür eder çalışmalarınızda üstün başarılar dileriz. F.A.
 
“Çözülmeyen HGS problemi” çözüldü, teşekkürler
 
İsteyen istediği gibi zam yapıyor?
 
Feridun Ağabey, biz sorumlu ve bilinçli tüketiciler olarak esnafın yaşaması, büyük zincir marketler sebebiyle ezilmemeleri zorda kalmamaları düşüncesiyle esnafımızdan alışveriş yapalım diyoruz. Ama onlar ne enteresandır ki pandemi mandemi diyerek istedikleri ürüne istedikleri zammı yapıyorlar. Bırakın yüzde yüz zammı, yüzde 600 kadar zam olan ürünlere şehit oldum. Ama bunların hiçbir denetimi yok… Bazen mecbur kalıyoruz ve istemeye o kadar zam yapılmış ürünü almak zorunda kalıyoruz. “Niye böyle?” deyince “ne yapalım, biz de yerinden öyle alıyoruz” diyorlar. Cevap bu mudur? Böyle olanlara bir denetim yok mudur? Herkes her istediğini keyfince yapabilir mi? Lütfen bu konuda yetkilileri iyi bir denetime çağırıyorum. Saygılarımla...
    Kadir Razlık
 
 
 
Tek bir ilaç bile kullanmıyorum
 
Hekim değilim. Yazdıklarım sadece kişisel görüşlerimdir. 1968 yılından 82 yılına kadar bir orman köyünde yaşadım. 50 haneli köyümüzde bakkal yoktu. O sayede sağlığa zararlı paketlenmiş, endüstriyel süreçlerden geçmiş, katkı maddesi dolu, GDO’lu, MSG’li, NBŞ’li, hormonlu, tarım ilacı dolu çarçurlar bünyeme fazla giremedi.
14'ten 40 yaşıma kadar geçen 26 yılda cahilce bir beslenme yolunda ilerledim. 2008'de 40'a gelince tansiyonum 18’e, şekerim 350’ye doğru yükselmişti. 120 kiloya ulaştım. 40 kilo fazlam oldu. 2 kat merdiven çıkmaya bile üşeniyordum. Sabahları uyandığımda yatak terden dolayı su gibi oluyordu. Gidişattan hiç memnun değildim. Bedenim yağ fıçısı olmuştu.
Hekime gittim. Bana “Bu şekilde beslenmeye devam ederseniz 1-2 yılda öbür tarafa taşınırsınız” dedi.  2010 yılından bu yana sağlıklı ve dengeli beslenmeyle ilgili uzmanların anlattıklarını takip ettim ve hayatıma uygulamaya çalıştım. Rafine şeker, rafine tuz, rafine yağ, rafine un, margarin, NBŞ (nişasta bazlı şeker), MSG (mono sodyum glutamat), GDO (genetiği değiştirilmiş organizma) içeren hiçbir ürünü tercih etmiyorum.
2021 yılının ocak ayından beridir de bitkisel beslenme yöntemini uygulamaya çalışıyorum. 53 yaşındayım. Şeker, tansiyon, nabız, kolesterol vb. ile ilgili hiçbir sorunum yoktur. Tek bir ilaç kullanmıyorum. Bu hayat tarzını sizin aracılığınızla tüm sağlığını düşünenlere iletmek istiyorum.
          Ali Özdemir
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.