Tarihe ve tarihî eserlerimize saygı

A -
A +
"Kati olarak inanıyorum ki, ecdadın ruhu ağladıkça, bizim yüzümüz gülmeyecektir. Bu nedenle, neredeyse tamamı vakıf eserlerden oluşan tarihî eserlerimiz bir an önce ihya edilip gayesi doğrultusunda hizmet vermedikçe, ecdadımızın kemikleri sızlamaya devam edecektir. Bugün ülkemizde Selçuklular ve Beylikler devrinde Anadolu’da yaptırılan ve önemli bir kısmı hâlen ayakta duran yüz elli civarında medrese bulunmaktadır. Türk Einstein’ı Rahmetli Oktay Sinanoğlu, Oxford, Berkeley ve Yale Üniversitelerinin, Nizamiye Medreseleri örnek alınarak kurulduğunu yazmaktadır. Osmanlı dönemi eserlerini ise anlatmaya ciltler yetmez. Tarihimizde cami ve medrese iç içe olup, medreseler, hem cami, hem de medrese olarak kullanılır. Selçuklu İlhanlı ve Beylikler dönemi medreselerine dikkat edilirse, ana eyvanları mihrabın da yer aldığı mescit ve sağlı sollu eyvanlı dershanelerden ve bir kısmında ise bunlara ilave olarak yatakhaneler yer alır. Cami, medrese ve tekkelerin civarı ise insanı âdeta bu dünyadan çıkarıp ahirete götüren serviler ve mezarlıklarla çevrilidir. Medreseler aynı zamanda dinî mekânlardır. Bu itibarla, bir caminin kafeye dönüştürülmesi nasıl yanlışsa, medreselerin kafe olarak, ya da amacının dışında kullanılması da aynı derecede yanlıştır. Üzülerek ifade ediyorum ki, kafe olarak kullanılan tarihî medreseleri ve yanı başında çalgı çalınan ecdat türbelerini görünce Yunan ve Bulgarların Balkanlarda, mabetlerimizi meyhane, bar, gibi amaçlarla kullanarak ruhumuzu sızlatan hoşgörüsüz ve saygısız, uygulamaları akla gelmektedir. Sivas'ta bir zamanlar ezan-ı Muhammedi’nin yükseldiği, Kur’ân-ı kerimin tilavet edildiği, yerden arşa nurun yükseldiği dört bir tarafı ecdat türbesi olan Buruciye Medresesi kafe olarak kullanılıyor. Sahiplerinin kemikleri, ehli imanın ciğerleri sızlıyor. Bize bu aziz vatanı canları pahasına bırakan ecdada borcumuzu böyle mi ödeyeceğiz? Niğde Ak Medrese ise türünün tek örneği. İnsan bakmaya kıyamaz. Gören, ecdat bütün heybetiyle tahtına kurulmuş, geçmişten geleceği temaşa ediyor sanır. Maalesef medresenin kapısında kocaman bir kilit, örümceklere şenlik... Bitişiğinde bir zamanlar medreseye ait olduğu anlaşılan bahçede kafe… Gönül isterdi ki bu mübarek yapı, banisinin gayesine hizmet etsin, ruhlarını şad etsin. Ak Medresenin cami ya da, medrese ortamının canlandırıldığı İslami eserler müzesi olması Niğde’mize değer katacağı gibi, ecdadın da ruhlarını şad edecektir. Erzurum’da Yakutiye Medresesi Müzesi bu konuda örnek. İnsanı âdeta bin sene öncesine götürüyor. Medrese, bir yandan gelir getiriyor, diğer taraftan da şehre değer katıyor. Tarihe saygı, tarihî eserleri ayakta tutup amaçları doğrultusunda değerlendirmekle olur. Akmayan çeşmelerin, kirli ayaklarla girilen mabetlerin ahı tutar. Dilerim bir gün Ayasofya gibi bütün tarihin kurtulduğunu görmek nasip olur. Bakalım bu şerefli hizmet kime nasip olur?" İdris İspiroğlu   ***   Yuvamı dağılmaktan kurtarın   “Feridun Ağabey, Allah aşkına bu engelli kardeşini kurtar. İntiharın eşiğindeyim. Ağabeyciğim el borçlarım var. Garanti Bankasına olan borçlarımdan dolayı ailem dağılmaya başladı. Sakatım yıllardır. Özürlü hâlimle çalışamıyorum. Satış yapabileceğim bir iş olsa onu yapmaya da razıyım. Çeşitli elbise çorap ne olsa satarım. Dilenmiyorum abi yalvarırım yuvamı kurtarın. İntiharın eşiğindeyim. İşin içinden çıkamıyorum. Kimsenin telefonuna cevap veremiyorum. Allah aşkına kurtar beni Abi. Allah ocağına bağışlasın. Telefon numaramı size verdim. Ağabeyciğim elini ayağını öpeyim, kurtar bu özürlü kardeşini. Sakatlık kartımı da resmini çekip göndereyim Abiciğim. Bu mail de arkadaşımın maili… Benim mail adresim yok abi, buradan yazdım” diyen Erzurum’dan Ünal Kara isimli okuyucumuza, bu sizinle ilgili bu köşede dile getirdiğimiz belki dördüncü çağrı… Biz sesinizi elbette hayırsever okuyucularımızla birlikte yetkililerin duymasını sağlamak açısından buradan derdinizi anons yapıyoruz. Birkaç yıldan beri çözülmeyen bu sorunla ilgili gerçekten üzgünüz. Bu vesileyle derdinizle ilgili Erzurum Belediye Başkanlığı, Erzurum Valiliği ve Erzurum’daki Sivil Toplum Örgütlerine sesinizi duyuruyoruz. İnşallah sıkıntınıza kalıcı bir çözüm oluşturulur da yuvanız da dağılmaktan kurtulur. F.A.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.