Güler misin, ağlar mısın?

A -
A +
Feridun Ağabey, “müteahhit belge başvurusu” için gerekli bazı detay sorulara 0216 687 4400/2-3 nolu telefondan ulaşıp bilgi alamadığımdan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğü Ataşehir birimine gittim. Yarım saat otopark bulmak için dolaştım. Bu sırada 2-3 çekici ve ekibi gördüm. Biri bekliyor, diğer ikisi çekme faaliyetinde idiler. Devasa gökdelenler yapılmış, modern hapishane mahkûmları(!) bu beton yığınları içinde nasıl hayat geçirebiliyorlar acaba? Bu binaların hepsi yeni yapılmış. Hiçbiri 17 Ağustos 1999 depreminden öncesine ait değil. Buralar bütünüyle yeniden planlandı ve bu gök merdivenleri şehrin böğrüne saplandı. Nerede bunların otoparkları? Nerede bunların yeşil alanı? İmar şartlarına göre “1000 m² arsaya yapılacak binanın bahçesine 32 tane ağaç dikmek gerekiyor” diye projede yazıyor. 4-5 tane bile ağaç zor dikilebilecekken, geriye kalan 27 ağaç nereye dikilecek acaba? Çözüm mü? Bir ağaç dikilebilecek 9 m² alana 32 tane bir karış boyunda çam fidanını yan yana bitişik küme hâlinde dikmek yeterli kabul ediliyor. Ne komik, ne gülünç! Ne hazin! (Önemli not: Fidanlar saksıda olursa kabul edilmiyor. Saksıdan çıkartılıp toprağa gömülü olacakmış.) Çocukça bir oyun bu. Başka bir şey değil.
Çayırova’da, mahalle arasında 310 m² arsa üzerinde yapılacak 4 katlı bir bina için parsel içinde (yani bahçe ve bodrumda) 8 adet otopark tahsis edilmesi gerekiyor:) Hadi burada “vatandaş barınacak asgari bir yer yapacak” denilebilir. (Kaldı ki bunu da kabul etmek mantıklı değil. Zaruri barınma için 3 katlı 120 m² üç daire gayet yeterli bence. Kalanı da bahçe yeşillik ve otopark olarak düşünülebilir.)
 
Ataşehir'deki kulelerin yeşil alanları nerede?
 
Peki Ataşehir’de dikili kulelerin yeşil alanları nerede? Bunların neresine kaç ağaç dikilecek? Bunların otoparkları kendilerine yeterli mi? Yeterli ise bunlara gelip-giden misafir araçlar nereye park edecek? Sokaklara! Ama sokaklara park etmek yasak! Çekiciler dolanıyor, nasıl olacak? Bu gökdelenlerin garaj girişlerinde: "Misafir araç girişi yasaktır" yazıyor. Misafir, aracını sırtında mı taşıyacak? Bu binaların hepsi, misafir araçları içeri almak zorunda olmalı. Kaygılanılıyorsa, hepsinde güvenlik görevlileri nöbet tutuyor. Görevliler araçları kontrol edip içeri alsınlar. Şehrin orta yerinde inanılmaz bir keşmekeş yaşanıyor. Garip olan şu ki, insanlar bu durumu kanıksamış. Kimsenin sesi çıkmıyor. Ben bu Ataşehir’e geldiğime bin pişman oldum. Orada sürekli işleri olanların vay hâline... Bu keşmekeşi görünce kendimi bir vatandaş olarak hakarete uğramış olarak hissettim. Vah bu moderin-çağdaş mapusanelerde yaşayanlara… İşin bir acı yanı da Çevre ve Şehircilik Bakanlığının İl Müdürlüğü binası da burada ve aynı durumda. İnanılır gibi değil!..
Bir başka garabet de bu binaya girince yaşanıyor. Müteahhit belge yeni grup sınıflaması almak için başvuru detaylarında, birkaç soru sormak için ilgili birime vardığımda, en az 7-8 yerde cam bölmelerde ve kapılarda "konu ile ilgili soru sormak için kesinlikle içeri girmeyin, soru sormayın" şeklinde yazılar vardı. İnanmakta zorlandım.
 
Kendimi terslenmiş gibi hissettim!
 
Cesaretimi toplayıp 2-3 ayrı kapıya varıp ilgiliyi sorduktan sonra son girdiğim odada rastladığım ilk masadaki kişiye; "Birkaç soru sormak istiyordum ama duvarlardaki yazılarda vatandaşın bir kovulmadığı kalmış. Ama ben yine de yüzümü kızartarak içeriye girdim. Sorularıma cevap verecek kimse var mı?" diye sordum. Neyse ki muhatabım birisine yönlendirdi de, o da cevap vermek zorunda kaldı. Yine sağ olsun, cevapsız boş geri çevirmedi. Aslında İl Müdürlüğüne gitmeden, aynı soruları sormak için 1 saatten fazla telefonla ilgili birime ulaşmaya çalışmıştım. Robot operatörden başkasına ulaşamadım. Yoksa ne bu vahameti görecek, ne oradaki otopark sorununa bir araçla katkıda bulunacak ne de bu yazıyı yazacaktım. Güler misin, ağlar mısın? Bu şehri planlayan plancılar nereden gelmiş? Ne bilip de neyi nasıl planlamışlar? Buralarda insan mı yaşayacak yoksa mahkûmlar için hapishane mi yapılacaktı? İnanılır gibi değil...
Yok mu memlekette insan denen canlının nelere ihtiyacı olacağını düşünerek değerlendirme yapıp ona göre plan yapacak bilim adamları, şehir plancıları? Coğrafi şartlar, hava, yağmur, ağaç vs. nasıl bir örtü oluşacak? Bunlar yapılaşmada akla gelen unsurlardan değil mi? Saygılar…
          Abdullah Bağrıyanık
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.