Birçok ortağın bulunduğu arazilerde el birliğiyle satış sistemi kaldırılsın!

A -
A +

Feridun Ağabey, geçen ay haberlerde Tekirdağ'ın Saray ilçesinde İcra Müdürlüğü'ne operasyon haberleri çıkmıştı. Böyle rantı yüksek bölgelerde enteresan işler dönüyor...

Aslında, devletimizin Adalet Bakanlığı böyle durumlar için kanundaki boşlukların arka bahçesinden dolaşan -bir kısmı için yazıyorum- bu rant gruplarının ve kanun boşluklarını bulup vatandaşın malına çöken ve bu konuda bir şekilde dahli bulunan bir kısım HUKUK insanlarını da kontrol ve takip etmesi gerek.

'Ailelerin arasında anlaşamadığı arazileri el birliğiyle satışa götürme' diye bir sistem var hukukta. Aslında “el birliği” konusu biraz uydurma!.. Böyle durumdaki aileleri rantı yüksek bölgelerde ve köylerde kimi hukuk insanlarının adamları vasıtasıyla tarla arsa pay sahibi kimseler, bu kişilerin bürolarına yönlendiriliyor ve rayiç bedelle alakası olmayan derecede ucuza emlak işleri yapılıyor.

Elbette ki işini çok düzgün yapan memurlarımız da var ama bu tür mirasçılardan birini laf kalabalığı ile ikna edip zaten paraya muhtaç olduğu için peşin para gösterip arazilerinde hak sahibi olup sonra bu insanların arazilerini istedikleri gibi ellerinde oynatanlar var.

Anlaşmazlık sebebiyle mahkemeye giden kimi aileleri hukuk yollarıyla ikna(!) eden kimseler, bu insanların arazilerini satışa gitmeden kendileri alma teklifinde bulunup "satışa giderse düşük fiyat olur", "ihaleye bizden başka kimse giremez!" gibi sözlerle değerlerinin aslında çok altında mülklerine geçiren kimseler var.

Bu bahsettiğim olaylardan dolayı da zaten ilçede birkaç kişi çete suçu işlemekten dolayı icra müdürlüğünden elemanları da dâhil gözaltına alınıp tutuklanmıştı.

Adalet Bakanlığı'ndan isteğimiz, yıllardır yazdığımız... MÜŞTEREK ORTAKLARIN BULUNDUĞU ARAZİLERDE EL BİRLİĞİYLE SATIŞ denen kanunu değiştirsinler... Bu kanun bu hâliyle daha çok art niyetli olan emlak çetelerine hukuk adı altında vatandaşı kandıran çetelere yarıyor.

Devletimizden isteğimiz Tekirdağ, Saray, Çerkezköy ilçelerinde bu olayların önüne geçmeleri.

Örnek olarak bu durumda köylünün arazilerini toplayıp demografik yapıyı değiştirecek emlak satışları gerçekleştiriliyor. Çiftçi 90 yıllık tarlasının satıldığını görüyor ve kim olduğu belirsiz kişiler köyüne gelip, “çık oturduğun evden” diyebiliyor... Böyle kanun Afrika'da yoktur inanın!..

      Şakir Kürşat Çerkez-Çorlu

 

 

Geleceğimiz için öğretmenlerimize sahip çıkalım

 

Çocukluğumda bir okul müdürümüz vardı. Sadece “Eyy” diye seslenir, öğrencilerin toparlanmasını beklerdi. Herkes korku ile saygı arasında suspus olur okulda tören yapılıp sınıflara dağılırdık. Ailemizde görüp işitmediğimiz konuları okulumuzda öğrenirdik. Sosyal medya zaten yoktu. Öğretmenlik gerçekten çok değerli bir meslekti...

Yıllar geçtikçe gençlik, öğretmenlerin eğitiminden yönlendirmesinden tereyağından kıl çekilir gibi çekilip alındı. Şimdi öğrencileri ne aile ne okul ne öğretmenler yönlendirebiliyor. Şimdi öğrencileri sosyal medya denilen uzay boşluğu gibi derin dağınık bir internet dünyası yönlendiriyor. Çocukların gençlik duyguları bu boşlukta kaybolup gittiği yetmezmiş gibi şimdi bir de televizyonlarımızda okul öğrenci makyajlı diziler yayınlanıyor. Ne okulla ne öğrencilikle alakası var bu dizilerin! Öğrenci rolünde her biri koca koca adamlar liseli imiş gibi rol kesiyorlar. Hiçbir sahnesinde ne ders var ne sınıf var, ne eğitim. Her birinin sevgilisi var her biri bir diğerini ayartmaya çalışıyor her sahnesinde kin var nefret macera var. Ne okul ne öğretmen ne eğitim var…

Yıllar önce üniversite son sınıfta iken hocamızın sözü hayallerimizi sarsmıştı. Demişti ki: “Her biriniz bu sene öğretmen olacaksınız. Ama şu gerçeği unutmayın ki öğretmen dediğin bürokratın elinin kiridir...” Çok acı ve onur kırıcı gibi gelen bu söz yıllar içinde daha anlam kazandı. Şimdi kimimiz emekli olduk kimimiz son yıllarını yaşıyoruz eğitim dünyasında. Sınıfta öğrencilerinin gözü önünde azarlanan öğretmenimizin haberini okurken hep bu duygular aklıma geldi. Ne yöneticilerimiz, ne bürokratlarımız, ne öğrencilerimiz ne aileleri öğretmenlik mesleğinin ne kadar zor ne kadar meşakkatli ve ne kadar kutsal olduğunu sanırım tam anlamıyla anlayamadık…

Biz geldik gidiyoruz ama eğer nesillerin düzelmesini, dışarıya beyin göçünün yaşanmamasını, sorunlu gençliğin ortadan kalkmasını, her türlü şiddetin azalmasını hatta son bulmasını istiyorsak öğretmenlerimize destek verelim. Onları küçük düşürecek, alay edilecek, toplumun gözünde maskara duruma düşürecek tutum ve davranışlardan kaçınalım...

      İsmail Şahin-Emekli Öğretmen

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.