“Çocuk sevgisi olmayan öğretmenlik yapmasın!”

A -
A +
Balıkesir’den bir okuyucumuzun ve bir öğrenci velisinin maili geldi:
“Merhaba Feridun Ağabey. Ben bir öğrenci velisiyim. Ama maalesef çok üzücü bir olay yaşadım. Daha okullar açılalı birkaç hafta olmasına rağmen, Balıkesir İli Gönen İlçesi Şehit Kaymakam Rahmi Bey İlkokulu 1. sınıfta okuyan çocuğumun kafasına öğretmeni vurarak terbiye(!) etmeye çalışmış. Bir yandan bir de arkadaşlarının yanında 'bununla oynamayın, bu tembel birisi' diye ona hakaret etmiş ve arkadaşlarının onu dışlamalarını istemiş. -İsmi şimdilik bizde mahfuz- bu öğretmenimizin bu yönlendirmesi sonrası sınıftaki çocuklar onunla oynamaya korkar olmuşlar. Dahası diğer çocuklara 'bu yaşananları ailenize anlatmayın' diyerek, adına tehdit mi dersiniz korkutma mı yönlendirmede bulunmuş. Daha vahim bir şey söyleyeyim. Çocuğumu bu sebeplerden dolayı, ne yapacağımı bilemediğim için bir haftadır okula göndermiyorum. Ama okul idaresi de arayıp 'nerede bu yavrumuz' diye sormadı. Bir okul idaresi merak etmez mi neden göndermediğimi? Çünkü biliyorlar. Sadece 'gelin evrak imzalayın devamsızlık ilgili' dediler. Feridun Ağabey biz insan değil miyiz? Hani eğitimde bir fert bile kaybetme lüksümüz yoktu? Hani eğitim engellenemezdi?” diyen Cebrail Ç. isimli okuyucumuzun bu maili gerçekten bizi kahretti. Haydi, bir öğretmen -olmamalı ya- öfkesine yenik düştü o vurma eylemini gerçekleştirdi, derhâl o çocuğun gönlünü almaz mı? Haydi bunu yapamadı, diğer çocukları yönlendirmek ne demek? Nedir bir çocuğa duyulan bu öfke? Çocuk bu ya, çocuk!.. Hele bu durumu okul idaresi bilip de sessiz kalıyorsa bu daha da vahim bir durum değil midir?
Buradan okuyucumuzun sözlerinden yola çıkarak hemen kimseyi töhmet altında bırakmak istemiyoruz. Ama eğer durum böyle ise kesinlikle o öğretmen arkadaş ile eğitim psikolojisi açısından ilgilenilmesi lazım. Çünkü bütün tecrübeli öğretmenlerin, bütün psikologların ve iletişimcilerin ortak kanaatidir ki: “Çocuk sevgisi olmayan öğretmenlik yapmasın kardeşim!” Sen orada ona, adı üstünde öğretmek için varsın. Ona çalışmayı sen öğreteceksin. Hata yapmamayı sen öğreteceksin. Sevgiyi saygıyı sen öğreteceksin hocam...
Çocuğumuzun yaşadığı bu vahim hâli ve velimizin çaresizliğini sayın okul müdürümüze bildirecektik ama velimizin okul idaresinin de merak etmediğini belirtmesi üzerine konuyu Balıkesir İl Millî Eğitim Müdürlüğümüze iletiyoruz. Saygıdeğer İl Millî Eğitim Müdürümüzün ilgisiyle bu minik yavrunun gönlünün alınacağına okula gitmediği günlerin -sanki hata çocukta imiş gibi- “devamsızlık” olarak yansıtılmayacağına ve sınıftaki diğer çocukların da arkadaşlarını dışlamayacağı bir eğitim ortamı oluşturulacağına yürekten inanıyoruz. (F. A.)
 
 
 
İntihara teşebbüs çözüm değil ki!
 
“Feridun Ağabey, yayınladığınız yazıdan sonra sadece 2 kişi WhatsApp’dan bana ulaştı. Sadece bakkal borcunu kapatabildim. Ama el borçlularımın beni her dakika her saat araması öte taraftan bankanın avansa bile bloke koyması, beni intihara teşebbüs ettirdi maalesef. Yoğun bakımda kurtardılar. Ağabey ben sana hiçbir zaman yalan yazmadım. Bana inanman için de gittim karakoldan tutanağın fotokopisini aldım. Arkadaşımın telefonunu yolluyorum. Feridun Ağabey, seninle direkt görüşmeyi çok isterdim. Ağabey tutanağı Erzurum Türkiye Gazetesi temsilciliğinden ve Erzurum Yenişehir karakolundan sordurabilirsin. Hayırlı günler diliyorum” diye yazan Erzurum’dan Ünal Kara isimli okuyucumuz, senin derdine nasıl bir çözüm bulanacak bilemiyoruz. Belediyeye yazdık, valiliğe yazdık, okuyucularımıza kaç defa ilettik. Bu konuyu bir de Erzurum milletvekillerimize duyuralım. Bu yazı ile il başkanlıklarına gidip kendinizi tanıtırsanız Sayın vekillerimiz Erzurum’da oldukları bir gün sizinle irtibata geçer ve size bir köklü çözüm bulunması konusunda girişimde bulunabilirler diye düşünüyoruz. (F.A.)
 
 
Cevizlibağ Mecidiyeköy metrobüs yolu
 
“Böbrek taşı düşürmek isteyip de 'ne yapayım' diyenlere kesinlikle Metrobüse binip Cevizlibağ-Mecidiyeköy hattında birkaç kez yolculuk etmesini öneririm! Kasisler ve bozulan asfalt yol sebebiyle zangır zangır titreyen Metrobüste elde telefon tutmak bir marifet, kitap okumak zaten mümkün değil. Gerçi pek kimse kitap okumadığı için bu sorun olmuyor. Ama titreme ve zangırdama sebebiyle hücrelerinize kadar titreyeceğinize garanti verebilirim.”
        Davut Ömür
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.