‘O’ kazanmasın…*Kuala-Lumpur

A -
A +
Aslında çok şaşırtıcı değil..
Beklenen olaylar veya gelişmeler..
Ahmet Davutoğlu, başbakanlığı bırakırken şöyle demişti:
-“Cumhurbaşkanı’mızla son nefesime kadar vefa ilişkisini sürdüreceğim..”
Buna benzer başka şeyler de söyledi..
Ama ya tam tersini yaptı ya da olaylar başka türlü gelişti..
Bir Brüksel gezisi sonrasında mesela:
‘Vize serbestisinin’ çok kısa sürede gerçekleşeceğini söylemişti..
Peşinden de fasıllar birer ikişer açılacaktı..
Neredeyse 5 yıl geçti..
İkisi de olmadı..
FETÖ ile mücadele etmediği için de yoğun eleştiriler almıştı..
15 Temmuz darbe teşebbüsü öncesindeki süreçten söz ediyoruz..
Başbakanlık bünyesinde oluşturulan bir yapı vardı..
Legal görünümlü illegal yapılarla mücadele kurulu..
Bu kurul sadece, Davutoğlu başbakanlıktan ayrılmadan kısa bir süre önce toplanabildi..
Cumhurbaşkanı ile ilişkileri konusunda da eleştiri sesleri hep yükselirdi..
Olayların çok farklı yansıtıldığını duyardık..
İş ciddiye binince sosyal medya devreye sokulurdu:
-Reis-Hoca el ele..
Cumhurbaşkanı’nı bütün Türkiye yakından tanıyor..
Bugüne kadar 80 milyondan hiçbir şey saklamadı..
Kapalı kapılar ardında da mikrofonlar önünde de aynı cümleleri kullandı..
Onlarca, yüzlerce örneği var..
Aslında siyasi hayattaki başarısının altında da bu yatıyor:
-Hasbilik..
-Türkiye'nin içinden biri olması..
Başbakanlık için pek çok kişinin adı geçiyordu..
Cumhurbaşkanı başka ismi de başbakanlığa taşıyabilirdi..
Kısa sürede film gibi olaylar yaşandı..
Genel seçimler yapıldı..
AK Parti tek başına iktidar olamadı..
PKK da Türkiye’yi karıştırmak için şehir savaşları başlatmıştı..
Ahmet Bey’in CHP ile koalisyona istekli olduğunu duyuyorduk..
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise seçimlerin yenilenmesini istiyordu..
AK Parti milletvekilleri de CHP ile koalisyona sıcak bakmıyordu..
O meşhur istikşafi görüşmeler aylarca sürdü..
Seçimler yenilendi..
Sonrasını çok iyi biliyorsunuz..
Ahmet Bey başbakanlığı bırakmak zorunda kaldı..
Türkiye rahatladı..
‘Görünen’ başka ‘gerçekleşen’ başkaydı..
İki başlılık sona ermişti..
Ta başından beri olaylar çok farklı yöne evrilmişti..
Cumhurbaşkanı’na ‘sinsi’ darbeler indirilmişti..
O günlerde konuşulanları aktarıyoruz  sadece..
MHP lideri Devlet Bahçeli de tam zamanında devreye girdi..
-“Başkanlık sistemini getirelim” dedi..
Benzer yol kazaları hep yaşanabilirdi..
Gündem bir anda değişti..
Sadece gündem mi?
Hayır tabii ki..
Ülkenin kaderi de..
 
EL OVUŞTURANLAR
Hatırlar mısınız?
Kemal Kılıçdaroğlu ve Abdullah Gül uzun uzun görüşmeler yaptı..
Hem yüz yüze, hem de telefonla..
Defalarca..
Kemal Bey yatla denize bile açıldı..
Bir garip buluşmaydı..
Hâlâ detayları tam bilmiyoruz..
Sonrasında ‘yeni oluşumlar’ konuşulmaya başladı..
Ahmet Bey partisini kurdu.. Muradına erdi..
Sıra Ali Babacan’a geldi..
 
İKİ FARKLI PARTİYİ KİM İSTEDİ?
Dikkat çeken daha başka şeyler de var..
Abdullah Gül’ün Ahmet Davutoğlu’na karşı olduğu sürekli pompalandı..
Tabloya bakınca her şey görünüyor..
Baksanıza yok yok:
CHP-HDP-Saadet-İYİ Parti-Ali Babacan-Ahmet Davutoğlu..
Yelpaze kanırta kanırta sonuna kadar açıldı..
 
ERDOĞAN’IN BAKANI OLMAK
Ali Babacan bütün iyi işleri tek başına yaptığını söyledi..
Bütün olumsuzlukları da Erdoğan’a fatura etti..
Oh ne güzel..
Erdoğan’ın bakanı zaten maça 2-0 önde başlamıyor mu?
Saha hazır, zemin mükemmel..
Hava top oynamaya elverişli..
Sana yolu açmış “Bas gaza” demiş..
ANAYOL-D’nin ekonomi bakanı olarak bunların yüzde 10’unu yapabilir miydi?
Hâlâ cevabını bulamadıklarımız da var:
Durup dururken hatta hiç de gereği yokken faizi 5 puan neden arttırdı?
Merkez Bankası Başkanı görevden alındıktan sonra yaşananlara bakmak lazım:
Çatır çatır 12 baz puan indirim yapıldı..
Dolar fırladı, enflasyon azdı mı?
Hayır..
Yorum sizin..
 
KARŞILIK GELİYOR!
Kamuoyu araştırma sonuçları durumu ortaya koydu:
İkisinin toplamı yüzde 1 etmiyor..
O zaman hesabın bambaşka olduğu sonucu çıkıyor:
-“Erdoğan kazanmasın diye ne iş olursa yaparız abi..”
AK Parti, cevabı ekonomi ile verecek..
2020’de neler olacağını göreceğiz..
2014’den beri ‘değişik’ hazırlıklar yapanların sonunu hep birlikte gördük..
Finali kötü yapanlar siyasette de başka alanda da hep var…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.