Rezaletin altından kalkabilecekler mi?

Bomba patladı..

İğrençlikler diz boyu..

Filmlerde bile görmediğimiz olaylar CHP’de zuhur ediyor..

Yolsuzluk, tecavüz, eşcinsel ilişki, şantaj..

Ve yine kasetler ortalığa saçıldı..

Kaset denilince herkesin aklına hemen FETÖ geliyor..

Teoman Sancar, pazar akşamı ‘kasetin var şantajı’ ile CHP’den uzaklaştırıldı..

Şu akla bakın!

Kaset olayını duyunca yine aklımıza Deniz Baykal geldi..

Var da var..

Teoman Sancar’a telefonla ulaşılamıyor..

Bu kadar kolay mı bu işler?

 

 

Türkiye sağlıkta destan yazarken..

Aşılamada dünyanın önde gelen ülkelerini geride bırakırken..

İlk 5 ülke arasında yer alırken..

Kemal Bey yine ‘çamur at izi kalsın’ mantığı ile bir sürü şey söyledi..

Dünya aşı savaşlarının yaşandığı dönemden geçiyor..

Aşı ulusal güvenlik meselesi hâline geldi..

Ve CHP lideri hepimizin sağlığını tehlikeye attı..

Neden?

Sebebi çok basit:

Türkiye nasıl Avrupa’dan önde olur..

Gelişmiş ülkeleri geride bırakır..

Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin sağlığını tehlikeye attı..

Dolayısıyla da ulusal güvenliğini..

İki Bakan kendisine GARA’da yaşananları dakika dakika anlattıktan sonra çıkıp ne dedi?

-“GARA’nın sorumlusu Erdoğan’dır..”

Bunlar bize CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun çok farklı pozisyona kaydığını gösteriyor..

 

 

‘Küçük kurbağa, küçük kurbağa’ diye başlayan şarkıdan söz etmeyeceğiz..

Bir hikâye var ya:

Kartalın biri her gün göletten bir kurbağayı alıp gidiyormuş..

Günler, aylar geçiyor bir bir eksiliyorlarmış..

Kurbağalar bakmış ki böyle olmayacak, yakında nesilleri kuruyacak..

-“Ne yapabiliriz, bu kartalı nasıl alt edebiliriz?” diye düşünmeye başlamışlar..

En sonunda bölgenin bilgesi kaplumbağaya danışmaya karar vermişler..

Kaplumbağa demiş ki:

-“Kartal gelince el ele tutuşun ki sizi kaldıramasın..”

Nitekim öyle yapmışlar..

Ama kartal hepsini ip gibi almış ve kaldırmış..

Tam böyle havada giderken kaplumbağayı görmüşler:

Kaplumbağa gülerek demiş ki:

İşte hesap o hesap..

Necmettin Erbakan’ı anma törenine katılanlara bakın..

Kemal Kılıçdaroğlu, Mithat Sancar, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan..

Kimi ararsanız var..

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve AK Parti’yi temsilen de Mahir Ünal oradaydı..

Kemal Kılıçdaroğlu baş köşede..

Bakıldığı zaman kurbağa hikâyesi misali el ele tutuşarak iktidara geleceklerini sanıyorlar..

Davranışları, açıklamaları zaten ruh hâllerini ortaya koyuyor..

Devamlı bir saçmalama hâli..

Tayyip Erdoğan’a zarar verecek her şeyin yanında konumlanan bir gruptan söz ediyoruz..

Her seferinde gelip gelip duvara çarpıyorlar..

Bu saatten sonra konuşacak bir şey kaldı mı?

Birileri “Haydi aslanlarım” diyerek bu isimleri koçbaşı olarak kullanıyor..

Kale kapısına kafalarını vuruyorlar..

Ama kapı bir türlü kırılmıyor..

Ama kırılan başka şeyler var tabii..

Kimsenin anlayamadığı motivasyonla tekrar tekrar harekete geçiyorlar:

-“Yüklenin, bir daha yüklenin..”

-“Ha gayret bu sefer olacak..”

Ama olmuyor, kapı bir türlü kırılmıyor..

Şimdi ne olacak peki,

Yapacak bir şey de kalmadı..

Biz söyleyelim..

Az kaldı..

Geçen hafta bu köşede yazmıştık..

İYİ Parti, HDP fezlekeleri için ‘dokunulmazlık kalksın’ oyu vereceğini açıkladı..

İYİ Parti’nin bir aklı var.. Bazı şeyleri gördü..