28 Şubatçılar hâlâ ayakta ve pusudalar

A -
A +
Akif Beki'nin Hürriyet'ten kovulduğunu öğrenince tuhaf duygulara girdim ve üzüldüm. Sonra yaşadığımız son 2.5 yılı düşündüm. Yalana gerek yok. Kestirmeden söylemek gerekirse Akif Beki'nin kovulmasının sebebi benim. Akif, 7 Haziran 2015 sonrasında Erdoğan'ın iktidardan düştüğünü ve bir devrin kapandığını düşünerek paniklemişti. Hemen yeni düzende yer kapma telaşına girmişti. Bu tavrı açıkçası bende tiksinti uyandırmıştı. Yazılarında Erdoğan'a anında sinsice ihanet etmeye başlamıştı ama hâlâ geçmişten gelen gücü yerindeydi. Sadece Akif değil Mustafa Karaalioğlu ve Karar'ı kuran sözde "İslamcı" ekip de bu pozisyondaydı. Akif'e ilk hücum ettiğim Haziran sonu 2015'te hükûmeti destekleyen yazarların büyük çoğunluğu bana karşı çıktı. Akif'in benden çok daha güçlü olduğunu ve onun beni bitireceğini söylüyorlardı. Haklıdan değil güçlüden yana olmak şeklindeki ahlaksızlık yine başroldeydi. O dönem aslında herkes panikteydi ve Erdoğan'ı satan satanaydı. Üstelik bu satıcı isimler her gün saatlerce eski merkez medya ekranlarındaydılar. Malum medya organları yanına bu "İslamcılar"ı da almış "Güle güle Erdoğan. Haydi Yallah" şarkıları söylüyordu. 7 Haziran-1 Kasım arası dönemde çok az kişiydik ve yapayalnızdık. Benim gibi düşünenler de Akif-Mustafa gibileri eleştirmeye korkuyordu, çünkü bizim tarafta güç hep onlarda olmuştu. Bu arkadaşlarım ancak Akif-Mustafa gibiler bittikten sonra vurdukça vurdular ama bu ikisi güçlüyken 7 Haziran-1 Kasım arası Akif'in Erdoğan'a ihanetini görmelerine rağmen "n’olur n’olmaz" diye dokunamadılar. Maalesef gerçek budur. Peki bunlara rağmen niye Akif Beki Hürriyet'ten kovuldu diye üzülüyorum? Çünkü Akif gibiler ya da Fehmi Koru gibiler medeni ölü olurken hem başka bazılarının mertliğinden emin değilim hem de 28 Şubatçı medya aktörleri hâlâ ayaktayken mutlu olmam mümkün değil. Evet "bizimkiler" ezikti, kompleksliydi, korkaktı. Hâlâ da öyleler, ama yani 28 Şubat darbesi ya da 27 Nisan gibi bir askerî darbe teşebbüsünü desteklemediler. Senelerce başörtüsü ve Kürt düşmanlığı yapmadılar. Oysa bu Bab-ı Ali kaşarları her türlü suçu işledi, her türlü faşizmi yaptı ama asla bedel ödemediler. Millet de bu durumdan çok rahatsız. Bizimkilerin hatası ezikliği ve sümsüklüğü aşamamak ile kendini iyi yetiştirmemekti. Yıldız medya adamı değillerdi, hep yancıydılar ve mücadele etmeyi de bilmiyorlardı. Bu yüzden de çöktüler ve tasfiye oldular. 5 sene önce bizim medyada tepede olan hemen herkes şu an medeni ölü. Fakat diğer yandan arkadaşına tümgeneral kıyafeti giydirip Dinç Bilgin'i korkutan 28 Şubatçı Fatih Çekirge ayakta. Başörtülü kadınlarımıza hakaret eden, bundan ceza alan ve golf sopasıyla genç kız döven 28 Şubatçı Fatih Altaylı ayakta. Üç 28 Şubatçı Serdar Turgut, Muharrem Sarıkaya ve Umur Talu, Altaylı'nın yancısı olarak ballı maaş almaya devam ediyor. Tüm 28 Şubat medyasının ağababası Ertuğrul Özkök dimdik ayakta ve hâlâ Aydın Doğan'ın 1 numarası. Sedat Ergin, Fikret Bila hatta Güneri Cıvaoğlu gibi 28 Şubatçılar da Özkök'ün yancıları olarak ayakta. 28 Şubatçı Mehmet Tezkan ayakta. Dindar aileden geldiği için aşağılık kompleksiyle 28 Şubatçıların emrine giren 27 Nisancı Ahmet Hakan da Özkök'ün baş yancısı olarak ayakta. Bir tek bu ekipten Enis Berberoğlu bitmiş durumda. Elbette bu tablo hüzün veriyor ama şükür ki bunların tamamını toplasan hepsinin toplam gücü Doğu Perinçek kadar bile değil. Bunların da tasfiye olup medeni ölü hâline gelmesi bir DEVLET kararına bakıyor. Bu 28 Şubatçılar ise 2019'a kadar iktidarı oyalayıp 2019'da yeniden 28 Şubat ruhuyla saldırmayı ve Erdoğan'ı bitirmeyi düşlüyorlar. Bu 28 Şubatçıların işi ya 1 sene içinde biter, yani medeni ölü olurlar ya da yine biz muhafazakârları gafil avlayıp tekrar gayrimeşru yöntemlerle saldırırlar. Karar milletin ve DEVLET'indir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.