Türkiye ittifakı ve muhalefetin vermesi gereken öz eleştiri

A -
A +

31 Mart seçimleri bitti. YSK’nın İstanbul’la ilgili vereceği karar haricinde her şey belli oldu. 4 yıl seçim yok ve Türkiye’nin önünde bir dizi sıkıntı var. Bu sıkıntıların olması kötü bir şey değil. Tam tersi güçlü ülkelerin dertleri çok olur. Bunları aştıkça daha da güçlü olur.

S-400’le ilgili geldiğimiz durum ve Amerika’yla ilgili yaşadığımız sorun bunun bir parçası. F-35’i vermemek için S-400’ü bahane eden Amerika’nın Türkiye’nin hassasiyetlerini dikkate almaması başka planlarının olduğunu gösteriyor. YPG-PYD konusunda tek bir adım atmadıkları gibi Suriye’de çözüme dönük ABD’nin yaptığı hiçbir şey yok.
Amerika’nın kimi açık kimi örtük tehditleri, yaptırım uygularız mesajları Türkiye’nin nasıl bir kuşatmayla karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Amerika Türkiye için kılını kıpırdatmıyor. Hem bana bağlı ol hem sadece benden silah al hem de ağzını hiç açma. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu derler adama.
İşte Türkiye ittifakı en çok bunun için lazım. Başkan Erdoğan’ın altını çizdiği bu ittifak bize en çok bunun için ilaç olabilir. Yarın mesela ordumuz bir gece ansızın YPG’yi bitirmek için Suriye’ye girerse muhalefetin de TBMM’de desteği lazım olabilir. HDP’yi bilemem ama CHP ve İYİ Parti’nin burada vereceği sınav önemli. CHP, “Biz YPG’yi terör örgütü olarak görmüyoruz” derlerse bu anlaşılabilir bir şey değil. Bu konuda seçmeni CHP’den daha farklı düşünebilir. İYİ Parti’nin bazı vekilleri böyle bir durumda ne yapar çok merak ediyorum. Çünkü vatan söz konusu olduğunda geri kalan her şey teferruat olur.
Eğer muhalefet gerçekten Türkiye’yi düşünüyorsa o zaman Başkan Erdoğan’ın ittifak söylemine destek vermeli. Bu bir sınav olarak önlerinde duruyor. Çünkü yakın geçmişte büyük hatalar yaptılar. Bu hataların bedelini de seçimlerde aldıkları ağır yenilgilerle ödediler. Son seçimlerde büyükşehirlerde elde ettikleri başarıyı HDP’ye borçlular, başkasına değil.
17-25 Aralık’ta FETÖ söylemlerine muhalefet destek verdi. FETÖ’cü teröristlerin Erdoğan’ı devireceğine ikna olmuşlardı. O yüzden illegal tapeleri grup toplantılarında dinlettiler. FETÖ’cülerin bütün argümanlarına sahip çıktılar. Sonra 7 Haziran-1 Kasım döneminde PKK’ya destek çıktılar. Sonuç ortada. Şimdi aynı şeyi YPG konusunda yapmamalılar.
Millî güvenlik bir ülke için en önemli husustur. Çünkü ülkenin sınırlarını ve vatandaşların canını gelebilecek saldırılardan korumak lazım. Şu an Türkiye’ye YPG açık bir tehdittir. Batılılar buna clear and present danger (açık ve yakın tehdit) derler. Türkiye yanı başımızda bekletilen bu tehdidi bertaraf edecek güce fazlasıyla sahip. Muhalefet de isterse açık ve yakın tehdit YPG konusunda elini taşın altına koyabilir. “Türk ordusu Afrin’de işgalci” diyenler zaten muhatap dışı. Onların ipini Kandil tutuyor. Bağımsız hareket etme güçleri hiç yok.
Artık önümüze bakma zamanı. 4 yılda çok şey değişir. İçeride her zaman kavga edilir. Sözler söylenir. Seçim dönemlerinde sert atışmalar da olur. İç siyaset böyledir. Amerika’da, Batı’da daha ağır şeyler de söyleniyor. Ancak dış politika öyle değil. Orada birlik olmak gerekir. Düşmana karşı birlikte olunamazsa, dış politikada Türkiye ittifakı kurulamazsa ilerleme sağlanamaz.
Umarım Türkiye ittifakı yerini bulur ve sıkıntılı zamanları hep beraber atlatırız. Yoksa hükûmet 4 yıl boyunca milletten aldığı yetkiyi kullanır. Sonra 2023 seçimlerine gidilir ve millet sandıkta gereken cevabı söyler. Muhalefet geçmişle ilgili özellikle dış politika alanında öz eleştiri vermeli. Halkın bir kesimini Meclis’te temsil edenler üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli. Türkiye’yi düşünüyorlarsa yapmaları gerekenin bu olduğunu düşünüyorum.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.