Bütün argümanınız, “Suriye’ye gidip savaşsınlar mı?”

A -
A +
Türkiye’de ne yazık ki bazılarında ırkçı bir damar var. Millet olma bilinciyle ırkçılığı karıştıran bu damar kendinden olmayana her türlü kötülüğü mübah görüyor. Kürtler, Aleviler, dindarlar, milliyetçiler eski Türkiye’nin hoyratlığından nasibini aldı. Gayrimüslimler ya da başka ırktan olanlar bir kısım tarafından ikinci sınıf insan muamelesi gördü. Bunun en son örneği Suriyeli kardeşlerimizdir.
2011 yılında başlayan Arap Baharı hâliyle Suriye’yi de etkiledi. İnsanlar Esad rejiminin zulmünden kaçıp çeşitli ülkere sığınmak zorunda kaldı. Türkiye de Suriyeli vatandaşlara kapısını haklı olarak sonuna kadar açtı. Yaklaşık 3,5 milyon Suriyeli ülkemizde misafir. 2011’den beri ülkemizde bulunan Suriyeliler nedense bazı ırkçı siyasilerin kaşımasıyla 2 yıldan beri yeniden hiç hak etmedikleri konularla gündemimizdeler. Son 7 yılda konu olmayan mesele yeniden kaşınıyor.
Bir kere şunu diyeyim: Göç bir ülke için iyidir, faydalıdır. Bütün büyük devletler göç alırlar. Bunun en iyi örneği Amerika’dır. Amerika göç almasa asla süper güç olamazdı. 7 Ocak’ta şöyle yazmıştım:
“BBC'nin World Histories isminde nefis bir dergisi var. Bu derginin 2018 Ağustos/Eylül sayısı göç konusunu masaya yatırmış. BBC World Histories 'Göç dünyayı nasıl değiştirdi? (How has migration changed the world?)' başlıklı makalesinde nefis bir derleme yapmış. Dünya tarihi boyunca insanlar başka kıtalara göç ettiler, okyanusları geçtiler, savaşlardan, idamlardan kaçtılar, köle olarak satıldılar.”
O dergide göçün insanlığa katkısı detaylı bir şekilde anlatılıyordu. Herkesin okumasını isterim.
Elbette yoğun göçler oldu mu bazı sıkıntılar da olur ama bunlar zamanla aşılır. Savaştan kaçmış perişan hâldeki insanlara kucak açmak Türkiye’nin yaptığı en önemli işlerdendir. Bu meselenin esas sorumlusu, verdiği sözleri tutmayan Avrupa ülkeleridir. Esad’ı, “Kimyasal silah kullanırsa indiririm” deyip gerekeni yapmayan Obama yönetimidir. 400 binden fazla kişinin kanına girmiş birinin orada durması bile skandal ötesi bir durum. Türkiye 40 milyar dolardan fazla para harcadı bu işe. Avrupa verdiği sözleri bile tutmadı...
Gelelim işin suç ve ekonomi kısmına... Hayata Destek İletişim Uzmanı Fatih Kıyman, 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü kapsamında, Türkiye'de 'geçici koruma' statüsünde yaşayan Suriyelilere ilişkin doğru bilinen yanlışları T24 için değerlendirmiş. Resmî rakamlara göre 3,6 milyon Suriyelinin yaşadığı Türkiye'de toplumun “suç oranında artışa sebep oluyorlar” algısının yanlış olduğunu söyleyen Kıyman, araştırmalara göre Türkiye'deki Suriyelilerin suç oranının genel Türkiye suç oranındaki etkisinin düşük olduğunu söyledi. Kıyman aynı zamanda Suriyelilerin Türkiye'de 100 bin istihdam oluşturduğunu açıkladı...
Suriyeliler 100 bin istihdam sağlamış. Bu rakam daha da artacaktır. Suç oranı da son derece düşük. Suç bireyseldir, bir Suriyelinin suçu bütün Suriyelilere yıkılamaz. Bir de şunu demiyorlar mı, kahroluyorum: “Gidip ülkelerinde savaşsınlar...” Koskoca Türkiye’nin MİT’i, TSK’sı, Dışişleri bunu düşünememiş ama bazı aklıevveller düşünmüş!..
Yahu Özgür Suriye Ordusu niye var? Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı operasyonları yapılırken ÖSO mensuplarına terörist dediniz. Her gün İdlib’den ölüm haberleri geliyor. Rejim uçakları, masum insanları vuruyor. Çaresiz insanların haykırışlarını her gün içimiz sızlayarak izliyoruz. Bu insanlara “gidin savaşın” demek, “bombalar altında ölün” demek. Bugün 400 binden fazla olan ölü sayısı bu durumda 1 milyonu bile geçerdi. Aklınızı mı yitirdiniz?
Oy kaybına sebep olsa da, faşistçe saldırılar olsa da Türkiye’nin Suriyeli göçmenler konusundaki tavrı doğrudur. Faşizmi körükleyenler uzun vadede haksız olduklarını göreceklerdir. Yıllar sonra Suriyelilerin torunları Türk devletinin kendileri için yaptıklarını öve öve bitiremeyecekler...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.