Uğur Dündar’ın Amerika’daki kavgasını bir de benden dinleyin

A -
A +
1990’lar medya açısından hareketli yıllardı. Bir yandan ansiklopedi savaşları yaşanır bir yandan rakip gazeteciler birbirleriyle kavga ederdi. Ahlak sıfırdı. Birbirlerinin sesini teybe alıp kaydederlerdi. Mesela Sabah gazetesinden Cengiz Çandar Milliyet gazetesinden rahmetli Turan Yavuz’la ansiklopediyle olan telefon görüşmesini kaydedip yayınlamıştı.  O yıllarda Uğur Dündar kitlesini morfinlemeye devam ediyordu. 1994’ün Ekim veya Kasım ayıydı. Dündar gene birilerinin yolsuzluğunu ortaya çıkarıyorum diye haberler yapıyordu. Sonra Amerika’nın Connecticut eyaletinde Halil Bezmen ve Selma Bezmen’in özel mülküne girdi.  Dündar birkaç gün önce köşesinde bu olayı şöyle yazdı:  “Mali polisin, bu iş adamının Türkiye'den kaçırmak üzere bir Bulgar gemisine yüklettiği değerli eşyaları ortaya çıkardığı operasyonda, adı eşyaların alıcısı olarak geçen çalışana mikrofonu uzatıp, ‘Buyurun mikrofon sizin, konuşun aynen yayınlayalım’ dememize karşın o, hakaretler savurmayı yeğliyor. İş adamı ve eşinin doldurduğu kişi bununla da yetinmeyip ‘Şimdi sizi parça parça edeceğim’ diyerek kameraman Gökhan'a saldırıyor. Sonrası, karakolda biten, tam bir gerilim filmi...”  Uğur Dündar’ın anlattığı versiyon bu. Peki gerçek ne? 1994’te bu olay patlak verdiğinde çok konuşulmuştu. Dündar her zamanki gibi tek yönlü anlatarak, “Bana Amerika’da saldırdılar” diye olayı anlatıp duruyordu...  O zamanlar gazeteci Kadir Çelik ağabeyim de Star’da Objektif programını yayınlıyordu. Amerika’da yaşanan olayın kasetini bir şekilde elde etmişti. Kadir Çelik’in elindekiler ham görüntülerdi. Ve Objektif’te kaset yayınlandı.  Olay hiç de Dündar’ın anlattığı gibi değildi. Bir kere Dündar, Bezmenlerin mülküne izinsiz girmişti. Amerikan yasalarında birinin özel mülküne girmek suçtur. Özel mülke girildiğinde ateş edilse bile bu meşru müdafaa sayılır.  Amerika’da durduk yere saldırıya uğradığını söyleyen Dündar bir özel mülke zorla girmişti. Oradaki görevliye durduk yere küfredip olayı kışkırtan Uğur Dündar’ın kendisidir. Kendisine özel mülkten çık dendiği hâlde çıkmamış ve kavgayı o başlatmıştır. Kendisine sadece mülkten çık diyen görevliyi -Uğur Dündar’ın yarı boyunda, bedenen zayıf biri- durduk yere dövmüştür.  Sonra olay yerine polis gelir. Dündar ve görevli kelepçelenerek karakola götürülür. Karakolda Dündar görevlinin kendisine bıçak çektiğini, öldürmek istediğini ve küfürler ettiğini söylemiştir. Hâlbuki Kadir Çelik’in yayınladığı ham görüntülerde mikrofonla adama defalarca vuran, ağza alınmayacak küfürler eden, kışkırtan Dündar’ın kendisidir. Kendisine bıçak çeken de yoktur.  Olay bununla da bitmiyor. Görevli Dündar’dan şikâyetçi oluyor ve polis Dündar hakkında tutuklama kararı alıyor. Dündar Amerika’dan dönmese muhtemelen tutuklanacaktı!.. Dündar tutuklanırım korkusuyla Amerika’ya gidemiyor. Daha sonra görevliyi buluyor ve şikâyetinden vazgeçmesi ricasında bulunuyor... Şimdi Dündar’a soruyorum: Görevliye şikâyetinden vazgeçmesi için 200 bin dolar önerdin mi? Görevli 200 bin dolar alınca şikâyetinden vazgeçti mi? Amerika’daki tutuklama kararı, görevli şikâyetinden vazgeçince kalktı mı? Ciddi söylüyorum, köşem Dündar’a açık. Cevabı burada yayınlayacağım.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.