İsveç’teki FETÖ’cüleri korku bastı

A -
A +
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimiyle uluslararası ilişkiler bambaşka bir boyut kazandı. Batı uzun zaman sonra kenetlendi. "Beyin ölümü gerçekleşti" denilen NATO’nun yeniden önem kazandığını gördük.  Nitekim ABD Başkanı Biden jet hızıyla İsveç ve Finlandiya’yı NATO’ya almak için girişimlere başladı. Rusya buna sıcak bakmıyor. Öte yandan Türkiye bu iki ülkenin yani Finlandiya ve İsveç’in terörle bağını kesmesi gerekir dedi.  YPG’ye İsveç’in desteği herkesin malumu. 300 milyon dolar civarında para verdiler YPG’ye. Tabii YPG ile PKK aynı şey değil diye uyanıklık da yapıyorlar. Bal gibi ikisi de terör örgütü ve birbirlerinden farkları yok.  Şimdi özellikle ABD Türkiye’yi iknaya çalışıyor ama İsveç bakalım geri adım atacak mı? Türkiye’nin baskısı bazı açılardan önemli sonuçlar verdi. Nasıl mı? Ben de geçen hafta YouTube’da Ahval kanalında gördüm. Ahval’ı önceden BAE finanse ediyordu ama belli süredir desteklerini çektiler. Daha önce yazmıştım, önceden Ahval’da olanlar şimdi Artı Gerçek TV’de buluştular. Ahval’a geçen hafta, önde gelen FETÖ’cü gazetecilerden Bülent Keneş konuk oldu. Today’s Zaman’ın yayın yönetmenliğini yapan FETÖ’cü Keneş, İsveç devletinin ifadesini aldığını söyledi. Anladığımıza göre Türkiye İsveç’te yaşayan FETÖ’cüleri İsveç devletinden istemiş.  Bülent Keneş’in nasıl korktuğu konuşmasından belli oluyordu. 6 yıldır İsveç’te olan Keneş, İsveçli yetkililerin ifadesini aldığını söyledi. Yüzyıllardır basın özgürlüğünün olduğu bir devletin böyle davranmasına şaşırmış. Hatta bayağı tedirgin olmuş. 6 yıldır ilk kez böyle bir şeyle karşılaşmış.  “İsveç devleti beni Türkiye’ye vermez diyemiyorum” dedi. Bu korku onlara yeter. Devletimiz demokratik kurallar içerisinde dünyanın her yerindeki FETÖ’cüleri kovalamaya devam ediyor. Baksanıza Bülent Keneş ne hâle gelmiş. Normalde Avrupa’daki her devlet istediğimiz FETÖ’cüleri bize vermeli. Ha, illa verecek diye bir şey yok. İsveç devletinin FETÖ’cüleri iade etmeyi düşünmesi bile önemli.  Rusya korkusu Avrupalıları ürkütüyor. Rus tankları ülkelerine girer ya da iki bomba düşer diye ödleri kopuyor. Herkesin canı tatlıdır. Bakarsınız, İsveç NATO’ya girmek daha önemli diye düşünüp FETÖ’cüleri iade eder. Hep beraber göreceğiz.  NOT: Bülent Keneş’in Ahval’deki videosunu bu linkten izleyebilirsiniz. Özellikle ilk 15 dakika önemli. https://youtu.be/GSrBaPNPs2E

  İstihbarat severlere “Mincemeat (Kıyma) Operasyonu”   Netflix’e geçen hafta güzel bir film geldi. John Madden’in yönettiği filmde Colin Firth, Matthew Macfadyen gibi oyuncular oynuyor. Mutlaka izlemenizi öneririm.  İkinci Dünya Savaşı’nın gidişatını değiştiren bu operasyon İngilizlerin istihbarat dehasını göstermesi bakımından da önemliydi. Peki neydi bu Mincemeat Operasyonu? 3 Aralık 2010 tarihli BBC Türkçe’nin haberinden okuyalım:            *** Casusluk romanlarından çıkmış gibi duran "Kıyma Operasyonu"nda sonradan James Bond kitaplarını yazan Ian Fleming de bir istihbarat yetkilisi olarak yer almış. Fare zehri, hayatının zor günlerini geçiren insanlara kolay bir ölüm sunmuyor. İşsiz ve evsiz kalan Glyndwr Michael, 1943 kışında hayatına son vermek için yine de fare zehrini seçmişti. Cesedi ocak ayında Londra'da terk edilmiş bir depoda bulunduğunda, ölüm kayıt belgesine, "Fosfor zehirlenmesi... Sağlıklı olmayan bir zihinle kendisini öldürmek için fare zehri almış" notu düşüldü. Michael, Londra'da ya da memleketinde gömülmedi. Onun yerine, gömülmek için "İngiltere dışına götürüldü.” İngiltere dışında ise İkinci Dünya Savaşı'nın gidişatını değiştirecek şekilde ikinci bir kez öldü. Cesedi Nazileri kandırmak için İspanya açıklarına götürüldü. Charles Cholmondeley ve Ewen Montagu adlı istihbarat subayları cesede asker kıyafetleri giydirip, kendi uydurdukları bir askerî görevli olarak sundular. Cesedin ceplerine bir kimlik belgesi, biletler ve nişanlısından gelen mesajlar yerleştirildi. Bir de "Kişisel ve son derece gizli" ibareli bir mektup.  Mektupta, Müttefiklerin Yunanistan'ı işgal edeceklerine işaret ediliyordu. Ancak Yunanistan yanıltma hedefiydi ve asıl çıkarmanın Sicilya'ya yapılması planlanıyordu. Cesedin Nazilerin eline İspanya'da geçmesini istemelerinin nedeni ise bu ülkenin tarafsız bölge olarak görülmesi ve Nazi casuslarının etkili olmasıydı. Gergin geçen bir-iki haftanın ardından Almanlar, bavulun içindekilerin ne olduğunu ancak birkaç denemeden sonra anlayabildiler. Sahte belgeler Hitler'in önüne gitti. Hitler kandırılmıştı. 90 bin asker; koca bir zırhlı tümen Yunanistan'a gönderildi. Montagu ve ekibi hemen Churchill'e bir telgraf çekti: "Kıyma oltayı yuttu..." Temmuzun başlarında Müttefikler Sicilya'ya saldırdı. Ada düştü. İngilizler korktuklarından daha az kayıp verdiler. Daha az gemi kaybettiler...         *** Malum bu aralar Rusya hakkında da çok haber yapılıyor. Bunların çoğu İngiliz ve Amerikan kaynaklı. Sürekli "Putin hasta, sol gözü görmüyor..." türü haberler yapılıyor. Bunların içinden de bir Mincemeat (kıyma) operasyonu çıkar mı, ileride anlarız...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.