17/25 Aralık bir darbe girişimidir, millet nezdinde aklanmıştır

A -
A +

Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ara ara 17/25 Aralık darbe girişimiyle alakalı açıklamalar yapıyor. Bu açıklamaları da genelde muhalif haber sitesi, kanallar ya da gazetelere yapıyor.

Sessiz kalsa daha iyi ama nedense Erdoğan Bayraktar sürekli aklanmaktan, temiz isim bırakmaktan bahsediyor. Bana göre Erdoğan Bey yanlış bir strateji izliyor.

Neden mi? Sebebi basit. Çünkü muhaliflerin derdi o zamanlar aynen FETÖ’cüler gibi 17/25 Aralık üzerinden Cumhurbaşkanı’mıza gitmek ve onu yargılamaktı. Bana sorarsanız bu düşünceleri hiç değişmedi.

7 Şubat 2012, Gezi olayları ve 17 Aralık 2013’den itibaren bugün muhalefet cephesinde yer alan herkes o zamanki adıyla cemaat saflarında yer aldı. FETÖ’nün kanallarına çıktılar. “Erdoğan kaçacak” dediler. “AK Parti ve Erdoğan’la bağlantılı herkese hesap sorulacak” diye ilan ettiler.

O zamanki gazeteler ve köşe yazılarında kim ne dedi tek tek bakalım. Ama başaramadılar. Erdoğan tek başına, sadece milleti arkasına alarak hepsini yendi. Hem de öyle ağır yendi ki, hâlâ kendilerine gelemediler.

Dertleri hiçbir zaman yolsuzluk, hırsızlık vb olmadı muhalefetin. Bütün dertleri Başkan Erdoğan’ı devirmekti. Eskiden çete dedikleri FETÖ’yle 17/25 Aralık sürecinde iş birliği yaptılar. 15 Temmuz darbe girişimine bile kurgu dediler.

O yüzden Sayın Bayraktar, 17/25 Aralık birçok seçimle millet nezdinde zaten aklanmıştır. Ayrıca 17/25 Aralık’ın net bir darbe girişimi olduğu apaçıktır. Bırakın FETÖ’cülerle iş birliği yapanlar utansın. Onlar suçluluk hissetsin.

Bu millet prangalarını Başkan Erdoğan’la kırmıştır. Eskisi gibi darbeci zihniyetle, uluslararası güç odaklarıyla hükûmet devrilemiyor. Bir avuç azınlığın dediği değil milletin dediği oluyor.

Bugün kutuplaşmadan bahsedenler yıllarca bu millete tepeden baktılar. Kutuplaşmanın dibini buldular. Ama Başkan Erdoğan’ı ve milleti yenemediler. Öfkeleri bunadır.


İkiyüzlü medya her yerde aynı

 

Evvelsi gün CBS muhabiri Başkan Biden’a enflasyon ve benzin fiyatlarını sordu. Biden da bu durumun sorumlusu olarak pandemiyi ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini gösterdi.

Aynı Biden geçen hafta Jimmy Kimmel’a konuk oldu. Ekonomiye dair kendisine çok az soru soruldu. Silahlanmayla ilgili sorularda genelde Cumhuriyetçileri kötüler nitelikteydi.

Trump zamanında ekonomi pandemi gelmeden önce Amerika tarihinin en iyi dönemindeydi. Medya bir kez bile ekonomi iyi demedi. Sürekli Rusya’yla iş birliği yapıp seçimlere hile karıştırmakla suçlandı. Oradan da aklandı. ABD borsası kendi tarihinin rekorlarını kırdı.

Türkiye de benzer. Geçen yılın ağustos ayına kadar hayat pahalılığı yoktu. Türkiye son 20 yılda hizmet bakımından cumhuriyet tarihinin en iyi dönemlerini yaşadı. Okul, hastane, yol, köprü, hızlı tren, altyapı, savunma alanında müthiş işler yapıldı. Bunlar yapılırken muhalif medya ne güzel yaptınız dedi mi? Demedi.

Şimdi de eleştiriyor. Eleştirebilir. Bugünkü enflasyonun bir kısmı pandemi, bir kısmı Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, bir kısmı da hükûmetin kur politikasından kaynaklı.

Peki muhalif medya bu duruma rağmen eskiden yapılan iyi işleri övdü mü? Hayır. Şimdi hükûmeti eleştiren TÜSİAD zenginliklerine zenginlik katarken Başkan Erdoğan’ı övüyor muydu? Hayır.

Medya ve belirli bir kurumlar dünyanın her yerinde aynılar. Kendi görüşlerinden oldu mu çıt yok, zıt oldu mu her şeyi söylüyorlar. O yüzden inandırıcı değiller.

 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.