Walter, Carola ve insanlığı enayilikle takas edenler; Ümit, Sinan, Yılmaz…

A -
A +
Geçen hafta “Dünyayı insanlık kurtaracak” dedirten bir kahramanı daha tanıdık.
Alman kadın gemi kaptanı Carola Rackete.
Akdeniz'de boğulmaktan kurtardığı Afrikalı mültecileri, İtalya Sahil Muhafaza ekiplerinin tüm engellemelerine rağmen Lampedusa Adası'na bıraktıktan sonra gözaltına alınmış, sonra da sınır dışı edilmişti. Alman sivil toplum kuruluşu Sea-Watch, 31 yaşındaki Rackete'yi ırkçı tehditler nedeniyle gizli bir yere naklettiklerini açıkladı.
Korkmakta haklılar, çünkü daha geçen ay, GÖÇMENLERE KARŞI AÇIK KAPI POLİTİKASINI SAVUNAN, Almanya’nın Kassel şehri Valisi Walter Lübcke bir Neo Nazi tarafından evinin terasında kafasına sıkılan tek kurşunla öldürüldü. Katil Stephan Ernst’ün çalıştığı iş yerine ait bir depoda cinayette kullanılan silahla birlikte beş otomatik silah bulundu.
Kassel Valisi’ni öldüren katilin, 8 Türk’ü katleden NSU çetesiyle ve Alman istihbaratından kripto Nazi polislerle de ilişkisi ortaya çıkmaya başladı.
Hatırlayacaksınız, şaka gibi ama Alman mahkemeleri NSU davası dosyalarındaki bilgilerin 130 YIL SAKLANMASINA karar vermişti. Bu karar geçen haftalarda “düzeltildi” 30 yıla indirildi.
Bir başka şaka daha:
Alman istihbaratı Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın başındaki Hans Georg Maassen aylardır ülkede bir Neo Nazi tehlikesinin olduğuna işaret ediyor ve 800’e yakın hakkında tutuklama kararı bulunan Nazinin kaçak durumda bulunduğunu belirtiyordu.
Aynı tehlikeye İçişleri Bakanı Horst Seehofer de dikkat çekiyor:
“Aşırı sağ tehlike ciddi boyutlarda.”
Son gelişmelere bakalım:
Almanya’da düzenlenecek büyük bir terör saldırısını SOL ÖRGÜTLERİN VE MÜSLÜMANLARIN ÜZERİNE YIKMAYI hedefleyen ve 6 tutuklusu bulunan Chemnitz İhtilali adlı örgütle ilgili dava Berlin’de başlayacak.
Not: Bir Neo Nazi örgütünün içine giren polis köstebeğini anlatan İmperium adlı filmi mutlaka izleyin.
Bir başka haber:
Kızıl Haç anlamına gelen NORDKREUZ ADLI BİR NAZİ TERÖR ÖRGÜTÜ daha ortaya çıkarıldı. Aralarında aktif özel timcilerin de bulunduğu örgütten 25 bin kişilik bir ölüm listesi çıkarıldı. Yapılan aramalarda binlerce mermi ve silahla birlikte 200 adet ceset torbası ve kireç ele geçirildi.
 
ÇAĞIMIZIN İNSANLIKLA İLGİLİ TURNUSOL KÂĞIDI: MÜLTECİLER
 
Faşizmin ve Nazi kafasının, terör örgütlerinin tek hedefi vardır:
İnsanları korkutmak, çaresiz bırakmak ve İNSANLARI İNSANLIKTAN UZAKLAŞTIRMAK.
Çağımızın insanlıkla ilgili turnusol kâğıdı göçmenler ve mülteciler hakkında İNSAN KALABİLMEYİ başaranlar, tıpkı Carola Rackete ve Walter Lübcke gibi Nazi terör örgütleri tarafından hedef hâline getiriliyor.
Türkiye’de henüz bu türden faşist terör örgütleri yok. Ama yabancı ve Suriyeli mülteciler üzerinden nefret pompalamaya çalışan ve YALAN HABERLER üzerinden halkı galeyana getirmek isteyenler türedi.
Misal İYİ Parti milletvekili Ümit Özdağ’ın yazdıklarının da etkisiyle Küçükçekmece’de bazı provokatörlerin galeyana getirmesiyle yüzlerce kişi sokaklara çıktı ve karakola yürüdü.
Kışkırtma TAMAMEN YALAN ÜZERİNE kurulu. İstismara uğradığı iddia edilen 12 yaşındaki Suriyeli erkek çocuğun ailesi, meselenin bir komşunun, çocuktan çamaşır ipinden düşen bir mandalı istemesiyle ilgili olduğunu söylüyor zaten. İstismar filan yalan.
Ümit Özdağ bu olayla ilgili tam 39 tweet attı.
Evet, Türkiye’de belki Neo Nazi örgütleri yok ama Ümit Özdağ var, Sinan Oğan var ve onların kafasındaki pek çok örgütlü ya da gönüllü kışkırtıcı dolaşıyor aramızda. Amaçları belirli bir kesim halkın yalanlarla türetilmiş Suriyeli hoşnutsuzluğundan istifade edip ülkede kaos çıkarmak.
Âdeta bir Ku Klux Klan kafası.
Onların çeşitli basın yayın organlarında türevleri var.
Sordukları soru da şu genellikle sureti haktan görünerek.
 
“ENAYİ MİYİZ, AVRUPA ALMIYOR BİZ NEDEN ALIYORUZ?”
 
O faşist kafalardan bir tanesi, Alman kadın kaptanın getirdiği ve İtalyan devleti tarafından kabul edilmeyen mültecileri Almanya’nın ve Hollanda’nın da kabul etmediğini belirterek soruyor:
“Bizim devletimiz sorgusuz sualsiz 5 milyon Suriyeliyi ülkemize soktu. Biz enayi miyiz?”
Bu ırkçı kafayı okuyan ne yazık ki on binlerce ruh sağlığı bozulmuş ve artık Nazizmle tanışmaya hazır hâle gelmiş kişinin “Ne var ki bunda, doğru yazmış” dediğine kalıbımı basarım.
Dikkat ederseniz bu cümlelerde devletler var, savaştan kaçan sığınmacılar var ama İNSANLIK yok. Çünkü okuyanlarda da insanlık duygusu silinmiş.
Bu ırkçı kafanın ne kadar acımasız, barbar ve vahşi olabilme potansiyeli taşıdığını yönetmeni olduğu gazetede yaptırdığı pek çok haberden biliyoruz.
 
TWOO SANA, TWOO REZİLLİĞİNE
 
Tekrar hatırlatalım:
2010 yılında Leeds United ile Galatasaray’ın oynadığı maç sırasında iki İngiliz taraftar Taksim’de Türk taraftarlarca öldürüldü. Galatasaray o gece Leeds United’i 2-0 yendi. Ertesi gün yöneticisi olduğu gazetenin manşetini o “dâhice” buluşlarından biriyle süslemişti: TWO SIZE.
Kıyafet alan herkesin bildiği üzere İKİ BEDEN anlamına geliyor.
Yani “Hem iki gol attık, hem ikinizi geberttik hem de yüzünüze TUUU diye tükürüyoruz” demekteydi.
 
ERDOĞAN’IN GÜVENLİ BÖLGE ÇABASI ZATEN SURİYELİ MÜLTECİLER İÇİN
 
Eminim bu bitmeyecek. Suriyeli sığınmacılar üzerinden kışkırtmalar sürecek. Suriyeli mültecilerin tekrar ülkelerine gönderilmeleri zaten bu iktidarın ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın hedeflerinden biri. Suriye’nin kuzey sınırlarındaki 30-40 kilometrelik derinlik için ABD ile kıyasıya bir mücadeleye girmesinin sebebi bu değil mi? Erdoğan defalarca açıklamadı mı? Afrin ve Cerablus kontrol altına alındıktan sonra o bölgeye 400 bine yakın Suriyeli geri dönmedi mi? Kalan 3 milyon kadar Suriyeli (5 milyon olduğu yalan) için de bu çabalar sürmekte. Ne yapılsaydı? İnsanlığı bir kenara atıp “Avrupa almıyorsa biz de almıyoruz, enayi miyiz” diyerek insanları, insanlığı savaşın, ateşin ortasına, ölüme mi atsaydı bu ülke?
Not: Burada, Geri Kabul Anlaşması’nı imzalayan eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu da “hayırla” yâd ediyoruz.
Şu bir gerçek ve tamamen insanlıkla ilgili.
Öldürülen Kassel Valisi Walter Lübcke ve Carola Rackete ülkeleri ALMANYA’dan UTANÇ duyuyor.
Ama ismini saydıklarım ve benzerleri onların UTANÇ duyduğu devletlerin kafasında.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin yüce gönüllülüğüyle gurur duymaları gerekirken, “Enayi miyiz?” diyecek kadar alçalıyor, insanlıktan istifa edip bir ırkçı olmayı içlerine sindirebiliyorlar.
 
ETNİSİTE ÖNEMLİ DEĞİL, BUNLARIN ATALARI DA BÖYLEYDİ
 
Diyeceksiniz ki bu ırkçı kafaların mayası tutmasa da hemen hepsi Beyaz Türk mamulü. Bu yüzden mültecinin etnisitesi Avrupalı olsaydı pek makbul olurdu.
Çok yanılıyorsunuz.
Bunların ataları da böyleydi. Hitler zulmünden kaçarak limanlarımıza yanaşmak ve iltica etmek isteyen Yahudileri  taşıyan SALVADOR VE STRUMA adlı gemilerin başına gelenleri tarih kitapları yazıyor.
Salvador Bulgaristan'ın Varna Limanı'ndan hareket edip İstanbul limanına ulaştığında 372 Yahudi yolcu taşıyordu. Hepsi de Hitler zulmünden kaçıp Türkiye’ye sığınmak istiyordu.
Ama 12 Aralık 1940’ta, öğleden sonra İstanbul Limanı'ndan kovuldu. Gece Silivri açıklarında fırtınaya tutulan gemi, Cambaz Burnu önlerindeki kayalara çarparak battı. Gemideki 352 yolcudan 127'si boğularak, donarak hayatını yitirdi 103 kişi ise kayboldu. ÖLENLERDEN 70'İ ÇOCUKTU.
STRUMA GEMİSİ ise 800 yolcusuyla Sarayburnu açıklarına demirledi. Ancak HİTLER ile yakın ilişki içinde bulunan MİLLΠŞEF İNÖNÜ HÜKÛMETİ Alman elçiliğinin uyarısı üzerine mültecileri karaya çıkarmadı. 1942 en soğuk kışlarından birini yaşıyordu. Gemideki yüzlerce insan perişan hâldeydi. Tam dokuz hafta sonra motorları çalışmayan gemi Türkiye’ye ait römorklarla Karadeniz’de Şile açıklarına çekildi. Tarih 23 Şubat 1942’yi gösteriyordu. Ertesi gün Struma gemisi büyük bir patlamayla infilak etti ve 103 çocuk 800 insan Karadeniz sularına gömüldü.
CHP Türkiye’de faşist zihniyetin ebesidir.
Şimdi insanlığı enayilikle takas eden bu zihniyetin CHP’yi destekleyen medyanın en çok okunan yazarı olmasına şaşırmamalıyız.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.