Bir Vatikan projesi; Avrupa çocuklarımızı elimizden alıyor, siz uyuyorsunuz

A -
A +
Hepimiz düşe kalka büyüdük. Dizlerimizdeki yaralar âdeta nişanemizdi. Şimdiki aileler çocuklarına el bebek gül bebek bakıyor. Ama ne kadar dikkat ederseniz edin, bazen bir anlık dalgınlıkta, çocuk bu, beklenmedik bir kaza olabiliyor. Almanya’nın Kuzey Ren Westfalya eyaletinin Dormagen beldesinde yaşayan Sertan-Berna Altınkaya çiftinin 1,5 yaşındaki çocukları minik Yakup Cemal’in başına gelen de bu. Ağabeyi 4 yaşındaki Kuzey Davut ile oynarken masadan düşüyor. Anne ağlayan bebeğini görünce hemen müdahale edip eşini çağırıyor. Sonra doktor aranıyor, ardından hastane macerası ile birlikte benim bu sütunlardan onlarca kere yazdığım üzere yine AYNI FİLM dönmeye başlıyor. Almanya’da okullar, hastaneler, savcılar, hâkimler, karakollar ve Jugendamt adlı çocuk esirgeme kurumu koordinasyon içinde çalışır. Hedef kitleleri de göçmen çocuklardır. Nitekim hastane yetkilileri de derhâl Jugendamt görevlilerini arayıp “Çocuğa şiddet uygulanmış, kolunu kırmışlar” diyorlar. Haince bir iftira ile altyapısı döşenen plan artık hazırdır. Jugendamt yalnızca Yakup Cemal’e değil, 4 yaşındaki Kuzey Davut’a da el koyuyor. Olay mahkemeye intikal etti ve hâkim karar verecek. Aile endişe içinde zira hâkimler genellikle Jugendamt’ın raporlarını doğru kabul ediyorlar. Öyle güzel, iyi bir aile ki, fotoğraflarına baktığınızda bile o sevgi ışığını yüzlerinde görebiliyorsunuz. Şimdi acıyla kıvranıyorlar. Olayın yaşandığı gün Dışişleri Bakanı Mevlût Çavuşoğlu’nun danışmanlarından biri Sertan Altınkaya’yı arayıp durumu sormuş. Konsolosluk yetkilileri de ilgilenmişler. Çok güzel, Sertan Altınkaya’yı aramışlar da şunun farkındalar mı acaba? Almanya’da her yıl Jugendamt 28 bin göçmen çocuğa el koyuyor ve bunların 5 bin kadarı da Türk. Sayıya Alman vatandaşı olan Türk çocukları dâhil değil. Öyle dramlar yaşanıyor, öyle acı çığlıklar atılıyor ki, hiçbirini işiten de yok, arayan da. Düşünün, Alman Devleti, Antalya’da yaşı küçük bir İngiliz kıza tecavüz eden Mark adlı sapığı bile “Benim vatandaşımı hapsettiler” diye ortalığı velveleye verdi. Belgeseli bile yapıldı o iğrenç yaratığın. Türkiye Cumhuriyeti hükûmetine, CHP başta tüm muhalefet partilerine ve tüm medyaya sesleniyorum: Bu bir VATİKAN PROJESİ’dir ve yalnızca Almanya değil, tüm Avrupa ülkelerinde sistematik biçimde uygulanmaktadır. Amaç, kendini göçmen tehdidi altında hisseden Avrupa’nın, demografik (nüfus) ve kültürel yapısının korunabilmesi. Bunun için de ailelerinden kopardıkları çocukları Hristiyan ailelere vererek DİNİNDEN, DİLİNDEN VE KÜLTÜRÜNDEN koparıyorlar. Bunun adı asimilasyon. Aile yanında olmayanlar da Haym denen yurtlara yerleştiriliyor. Yurtlardaki çocukların, yurt görevlilerinin tecavüzünden, istismarından kurtulanları ise ya serseri oluyor ya uyuşturucu müptelası. Nasıl? Hoşunuza gitti mi bu tablo? Sertan Altınkaya’yı ya da arada başka birini arayıp biraz vicdanınızı rahatlatıyor olabilirsiniz ama sessizliğinizin, ıssızlığınızın ortasındaki koskoca GERÇEK değişmiyor. Bugüne kadar sırf Almanya’da Jugendamt yoluyla asimile edilen 100 binden fazla Türk olduğu gerçeği. Çektikleri acılar, yıllarca anne ve babaların yakalarını bırakmıyor. Çocuklarını göremiyorlar, iki ayda bir gördüklerinde Türkçe konuşmaları yasak. Çocuk zaten çoktan yabancılaşmış oluyor aileye. Bu arada çocukların başına gelmeyen kalmıyor. Bakımsızlıktan ölenler mi ararsınız, istismara uğrayıp hayatları zindan edilenler mi? Gazetemizde önceki gün çıkan şu haberi okumayan varsa okusun. Berlin Eyalet Belediyesi 30 yıl boyunca Helmut Kentler adlı sapık bir Alman profesörün PEDOFİLİ DENEYİ projesine finansal destek verdi. PROJE NE biliyor musunuz? Göçmen ve yetim çocuklar pedofili erkeklerin evlerine yerleştirildi ve onlara “evlatlık” olarak verildi. Kentler, pedofil erkeklerin “Sevgi dolu ebeveynler oldukları”nı bu deneyle ispatlamak istiyordu. Peki, o yetim çocuklar ne oldu, neler yaşadı diyeceğim ama boğazım düğümleniyor. Bu olayın dumanı üstündeyken Almanya’da yeni bir PEDOFİLİ SKANDALI daha ortaya çıktı. İki kez pedofili suçundan yakalanan ve TERAPİ GÖRÜP DÜZELİR DİYE SERBEST BIRAKILAN adamın evinde 500 terebaytlık çocuk pornosu çıktı. Görüntülerde bir sapık çetesi olduğu, yaşları 5-10 arasında değişen küçücük çocuklara işkenceyle tecavüz ettikleri ortaya çıktı. Soruşturmayı yürüten Joachim Poll’ün anlattıklarını yazamayacağım, dayanılır gibi değil. Şimdi soruyorum, bu sapıkları istihdam eden bu Alman devletinin kurumlarına mı güveneceksiniz? Çocuklarımız kimlerin elinde, hiç düşünmüyor musunuz? İkinci bir sözüm de Almanya’da yaşayan Türklere. Hep bana dokunmayan yılan bin yaşasın kafası. Hep “Yaa, Jugendamt almışsa vardır bir nedeni” kolaycılığı. Sonra başlarına geldiğinde “Alo Fuat Bey…” diye başlayan telefonlar… Çocuk Hakları Savunucusu Kamil Altay işi çocuk ticaretine döken bir Alman bakıcı ailenin kasıtlı ihmali yüzünden ölen Savaş bebek için bir miting düzenledi, yalnızca 20 (yirmi) kişi katıldı. Utanılacak bir durum. Sadece vatandaşlar için değil, devletten kallavi paralar götüren sivil toplum kuruluşları da buna dâhil. Gerçekten utanın!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.