CHP’ye göre 1.000 kişiden 2’si koronadan ölüyor

A -
A +
Biliyorum çoğunuz başlığı görünce “İyi ya, o zaman okulları ve eğlence yerlerini neden açmıyoruz, gripten daha fazla insan ölüyor” diyecektir eminim.
Evet, CHP ve TTB’nin söylemediği ama vaka-hasta sayıları üzerinden yaptığı spekülatif yaygaradan çıkan ve kendilerinin bile akıl edemedikleri sonuç bu.
Daha açık anlatacağım.
Tartışma vaka-hasta sayıları verilerinin değişmesiyle başladı.
Bilindiği gibi Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yeni açıklamaları bu tartışmaya sebep oldu. Artık günlük açıklanan tablolarda vaka yerine hasta sayıları, ağır hasta sayıları, zatürre oranı, test sayısı vb. veriler var.
Pek çok kişi yazdı bunu, vaka sayısı yerine neden hasta sayısı açıklandığını ben de özetledikten sonra asıl meseleye geçeyim.
Başlangıçta hastalık belirtisi gösterip de hastanelere başvuranlara PCR testi yapılıyordu ve çıkan sonuçlar VAKA başlığıyla yayınlanıyordu. Yapılan test sayıları ise günlük 10 bin-20 bin arasında değişiyordu. Bugünse tarama yöntemiyle 110 bin-150 bin arasında test yapılıyor.
Test yapılanlar arasında hiçbir hastalık belirtisi göstermedikleri hâlde pozitif çıkanlar çoğunlukta. Bu insanlar sırf başkalarına bulaştırmasın diye sadece izole ediliyorlar ve çoğu da hasta olmadan süreci atlatıyorlar. Burada PCR testinin ne anlama geldiğini de aşağıda anlatacağım. Şaşıracaksınız ama önce konuyu bağlayalım.
Bakanlık artık bence de çok doğru bir yöntemle yalnızca hasta sayılarını veriyor.
Burada aslolan, hastaları, belirtileri ortaya çıktığı andan itibaren tedaviye almak, takviye ilaçları uygulamak. Yani hastayı virüs saldırısına karşı gerekli mücadeleyi verebilmesi için ilaç tedavisiyle donatmak. Zaten Türkiye’de de bu yapılmaya çalışılıyor. Ama tedavide geç kalındığında da eşlik eden hastalıkları olanlarda ne yazık ki ölümler giderek artıyor.
CHP “Bakanlık çok fazla olan vaka sayısını gizlemek için VAKA’yı HASTA yaptı” açıklamalarıyla sistematik olarak bu konuyu gündemde tutuyor. Hatta CHP Milletvekili Murat Emir üzerinde tarih olmayan bir belge yayınladı. Emir “Bu belgeye göre vaka sayısı, yani test yapılan ve pozitif çıkan vaka sayısı hasta sayısının en az 20 katı ve yaklaşık 30 bin” dedi.
Murat Emir’in bu açıklaması eğer doğruysa bize farklı bir bakış açısı sunuyor. Bu bakış açısına göre koronavirüs tehdidinden o kadar da korkmamak gerek.
Neden mi?
Sağlık Bakanlığı günlük tablolarında hasta sayısı son günlerde 1.500 civarında. Ölüm sayısı ise 55-60 arasında değişiyor. Eğer pozitif çıkan vaka sayısı Murat Emir’in dediği gibi hasta sayısının en az 20 katı yani 30 bin ise, günlük 60 ölüm vakası olduğuna göre, bu durumda 1.000 kişiden yalnızca 1,8 kişi Covid- 19’dan hayatını kaybetmekte...
Görüleceği üzere çok düşük bir oran ve bu sonuç bize pandemi nedeniyle hiç de hayatı durdurmak gerekmediğini söylüyor. Tabii yine maske, mesafe ve temizlik tedbirlerine uymak şartıyla okullar dâhil her yer açılabilir.
İşin gerçeği şu:
Uluslararası literatürü çok iyi takip eden Cemil Barlas’a göre ise bu oran 1’e 10.  Demek ki hasta sayısı 1.500 ise vaka sayısı günlük 15 bin. Bu da bize koronavirüsten ölüm oranını 1.000 kişide 3,6 kişi olarak gösteriyor.
Gelelim PCR TESTİNİN NE OLDUĞU meselesine.
PCR testinin verdiği sonuçların güvenilirliği tıp dünyasında çok sık tartışılıyor. Cihazın doğruluk payı yüzde 40 ila yüzde 60 arasında tahmin ediliyor.
Oysa bu tartışma PCR’ın gerçek amacıyla tamamen ters. Çünkü PCR TEŞHİS AMAÇLI BİR CİHAZ DEĞİL.
Bunu ben değil PCR testini bulan Karry Mullis söylüyor. 1993’te yaptığı bir konuşmada çeşitli sorulara cevap veren Mullis, öncelikle testin bir kişiye hasta olduğunu söyleyemeyeceğini ifade ediyor. Sorunun PCR testinin yanlış kullanımından değil yanlış yorumlanmasından kaynaklı olduğunu belirtiyor. Daha açık anlatmak için sözü Mullis’e bırakalım:
“PCR’ın yaptığı bir molekülü gerçekten ölçebileceğin boyutta büyütebilmesidir. Eğer PCR’ı istediğiniz bir şekilde kullanabilirseniz, herkeste neredeyse her şeyi bulabilirsiniz. PCR sadece bir şeyden çok şey çıkarmak ve elde etmek için kullanılır. Bundan dolayı PCR testi size HASTA OLDUĞUNUZU SÖYLEMEZ. Yani ortaya çıkan bulgunun size zarar vereceği gibi bir sonuç çıkmıyor.”
Biraz daha açalım. PCR oldukça hassastır. Eşik değeri 37 ya da 40’tır. Eşik değeri 35’in üzerinde olan testler, yalnızca canlı virüsü değil, aynı zamanda genetik parçaları, risk oluşturmayan virüs kalıntılarını da tespit edebiliyor. Eğer eşik değeri 30 olsa testlerin yüzde 70’i negatif çıkar.
Önceki gün Oxford’dan Prof. Sunetra Gupta, Stanford’dan Prof. Jay Bhattacharya ve Harvard’dan Prof. Martin Kulldorff bir YouTube konferansına katılarak şunu söylediler:
“Çocukları ve gençleri bırakın, sürü bağışıklığına ulaşsınlar. Tek hastalığa bakarak toplum sağlığı temin edilemez.”
Kısaca maske-mesafe-temizlik üçlüsüne gereken özeni göstermeye devam. Ayrıca eşlik eden hastalıkları olanlara, 65 yaş üzerindekilere, belirtisi olan her yaştaki hastalara anında ve doğru müdahale ederek onların hayatlarını kurtaralım ama bunun dışında hayatı durdurmayalım.
Çünkü pandeminin insanlara verdiği psikolojik hasarı da göz önünde tutmak gerekir bir yerde.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.