HDP ve PKK Çerkesleri neden provoke etmek istiyor?

A -
A +
Yaklaşık bir aydır Çerkes sosyal medya gruplarında türedi bir kadın hareketinin tartışması var. Çerkes potansiyeline göz diken birkaç lüzumsuz, provokatif bir bildiriyle “Almastı” adını verdikleri ‘kadın hareketi’ kurduklarını açıkladılar.
Almastı, Çerkes mitolojisinde adı geçen bir kadın karakteri. Nehir kenarlarında gizlenerek yaşayan, vücudu tüylerle kaplı, insanlara zarar veren, çocuk kaçıran bir yaratık. Anlatılara göre anneler çocuklarını “Seni Almastı’ya veririm” diye korkuturlarmış geçmişte. Aslında Almesti olarak telaffuz ediliyor.
Haberim yoktu bunlardan önce. Bir Çerkes dostum bilgi verdi.
Önce iki üç kişinin başlattığı bir zevzeklik diye ciddiye almadım. Ama olan biten hakkında detayları öğrenince “Bu kadar da olamaz. Böyle bir örgütlülük ve dayanışma hiç hayra alamet değil” deyip yazmaya karar verdim.
Okuyunca nasıl bir “gelecek plânı” hazırlandığını fark edip, siz de hak vereceksiniz.
Çünkü yayınladıkları zehirli bildiriyle, Çerkeslerin geleneksel süreçlerinde, 'Khabze' adını verdikleri, Türkiye dâhil tüm dünyada takdir gören yaşam normlarına operasyon çekmek istemişler. Yetmemiş, onların sosyal yaşamına yönelik ağır, suçlayıcı pis bir provokasyonun ayak izini taşımaya yeltenmişler. 
Bildirilerinde Çerkes toplumundaki kadınların erkek şiddeti altında ezildiğini iddia ediyorlar.
Sosyal medyadaki kadın-erkek Çerkesler, bu alçakça iftiraya büyük tepki gösterdi. Özellikle Çerkes kadınlar “Özür dileyin ve bırakın bu kepazeliği. Sizin iddialarınızı okuyunca biz acaba hangi toplumda yetiştik diye soruyoruz kendimize. Hangi Çerkes kadını, Çerkes kızı erkek şiddeti görmüş? Örnek verin utanmanız varsa” diye yazdılar. Örnek yoktu tabii. Bazı Çerkes kadınlar da alay ederek “Çerkes kadınları arasında aradığınız eril şiddete ulaşılamamıştır, başka kapıya” diye yazdılar.
Böyle yazdılar çünkü bu zehirli hareketi başlatanlar PKK, HDP ve Küresel birtakım kriptoların kapılarından ayrılmayan kişiliklerden oluşuyordu.
Provokasyon öylesine örgütlüydü ki sanki Çerkesler üzerinden bir şeylerin provası yapılıyordu. Dokunulmamış tek bir alan kalmıştı onlar için ve oraya yönelmişlerdi belli ki. Öyle ki bu “kadın hareketi” grubunun yaptığı her konuşma, yayınladığı her bildiri tüm terör iltisaklı ve yasaklı sitelerde, Sorosçu, dış destekli YouTube kanallarında aynı anda yer bulabiliyordu.
Pervasızlıkları, rezillikleri akıl alır gibi değildi. Örneğin Çerkes kadın ve erkeklerinin (Anlatması çok uzun sürer) yine geleneksel nedenlerle Türkiye ortalamasına göre daha geç yaşlarda evlenmelerinden dolayı Çerkes erkekleri hakkında birtakım çirkin imalarda bile bulunabiliyorlardı.
Dediğim gibi kadınıyla erkeğiyle Çerkeslerin büyük çoğunluğu, yapılanların topluma bir itibar suikastı olduğunu haykırdı hiç tereddüt etmeden.
Gelelim bu provokasyona iştahla atlayan aktörlere. 
Misal, bu provokatif hareketin her açıklaması ve bildirisi yayınlandıktan 2 saat sonra Türkiye’de yasaklı HDP-PKK haber sitesi Mezopotamya Ajansı’nda haberleştiriliyordu. Akabinde LGBTİ+destekçileri yayınlarına taşıyorlardı. DHKP-C yanlısı siteler de onlardan aşağı kalmıyor, finalde PKK’nın yayın organı Jınnews'de içerik oluyordu. 
Ha bir de bu Soros ve küresel çete bağımlısı Medyascope, jet hızıyla röportaj yapıyordu bu kerameti kendinden menkul kadınlarla. 
Meğer, Çerkes toplumunun 'kadınlarını' düşünen ne çok marjinal ideolojik çöplük varmış da haberimiz yokmuş. 
Peki, bu provokasyon hakkında Çerkesler ne düşünüyor dersiniz?
Söyleyeyim, acayip tepkililer, fena hâlde de öfkeliler. Özellikle Çerkes kadınları affetmiyor. 
'Kadına şiddet' gibi iştah kabartan bir konu üzerinden sırtını vicdan hırsızlığına dayayan, güzel güzel fonların akabileceği bir mecra oluşturmayı hedefleyenlerin hakikatle değil kurgularla işi olur elbette.
Soruyorum; kadına şiddet, kadın sömürüsü gibi Türkiye kamuoyunun haklı olarak sahiden hassas olduğu konular, bu leş yiyicilerin enfekte edeceği kadar sahipsiz mi?
Türkiye'de aktif, aklı başında kadın dernekleri, hatta federasyonları vardır. Ama gel gör ki kimi çakalların amacı ne hak aramak, ne de mazlum yanında olmak. Tek dertleri, yeni bir kaos ve buna uygun da enfekte edilmiş bir toplum. 
Vizyondan kalkan filmi yine seyrettirmek istiyorlar.
Ne ahmakça değil mi?
Türkiye'nin, Gezi olayları benzeri kargaşalara yelken açmasını isteyen bu ideolojik çöplük kargaları, belli ki eşelenecek yeni alanlar arıyorlar. Herkes bunu biliyor, fakat dediğim gibi Çerkesler üzerinden bu oyunu kurgulamaya cüret etmeleri şaşırtıcı. 
Çünkü ham hayallerinde yok edilmiş bir Türkiye var bu piyonların.
Mazlumu, öğrenciyi, kadın sömürüsünü, çocuk tacizini, yoksulu, köşeye sıkışmışı; aklınıza gelebilecek her şeyi kaos için seferber edip harcayacaklar gözlerini kırpmadan. Hem de ellerine ilk fırsat geçtiğinde. 
Ama şöyle diyeyim sonuç olarak ben:
Benim tanıdığım Çerkesler bu çukura çekilemez.
Öyle bir ders verir ki hayatları boyunca unutamazlar.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.