ABD ve bizdeki piyonlarının Uygur “sevgisi”ndeki asıl sebep; NTE

A -
A +
ABD yıllar sonra Çin’e karşı yine Uygur Türkleri üzerinden “İnsan hakları” eksenli bir kampanya başlattı. Bir yandan da yeni trajedilerin ortaya çıkması için el altından kışkırtarak Çin devletinin Uygur halkı üzerindeki baskısını artırması hedefleniyor. Amaç Çin’e yönelik dünya çapında bir yaptırımın yolunu açmak.
Çin ise daha şeffaf ve demokratik yöntemler yerine bildiği tek şeyi yapıyor ve Uygur Türkleri üzerindeki baskıyı giderek artırıyor.
ABD’nin bu “çalışma”sının Türkiye ayağını CHP ile İyi Parti üstlendi.
Her iki partinin lideri de iktidarın Çin’e kafa tutmasını ve dayılanmasını istiyor. Beşar Esad’ın bir milyon Suriyeli Müslümanı katletmesine mezhebî  nedenlerle ses çıkarmayan Kemal Kılıçdaroğlu, içten içe “Hiç işim olmaz” dediği Uygur Türkleri için aslan kesildi.
Meral Akşener ise İyi Parti’nin Meclis grup toplantısında kürsüye Nursiman Abdürreşid adlı Uygur kızını çıkararak konuşturdu. Nursiman Abdürreşid’in ablasının, ABD’de CIA’ya bağlı Radio Free Asia (RFA) çalışanı olduğu ortaya çıktı. Yazılanlara bakılırsa kendi de aynı yerin elemanı.
Yeryüzünde İngiltere ve Fransa ile birlikte insan hakları kavramı ile yan yana getirilemeyecek tek ülke olan ABD’nin son 60 yıl içinde milyonlarca Vietnamlı, Orta Doğulu, Afrikalı, Latin Amerikalıyı darbe yoluyla ya da işgal ederek katlettiğini düşününce, Uygur Türklerinin yaşadığı sıkıntılara olan ilgisinin sebebini hâliyle sorguluyor insan.
 
HESAPLAŞMA ALANININ ADRESİ NTE ADLI STRATEJİK ÜRÜN
 
Evet, asıl hesaplaşma alanı çok başka yerde:
Ona kısaca NTE, yani açık yazılışıyla NADİR TOPRAK ELEMENTLERİ deniyor.
Dünyada en çok Çin coğrafyasına bahşedilen bir yer altı zenginliği.
Çin nükleer bir güç, ekonomide agresif. Afrika’dan Ukrayna’ya, Asya’dan Yunanistan’a kadar maden, toprak, liman; ne varsa kiralıyor. ABD eksenli Küresel Şebeke bundan rahatsız ama Çin’in asıl en büyük kozu NTE.
Periyodik tabloda 21 ile 71 numaralı elementler arasında yer alan, Disporyum, Samaryum, Neodim vb.  “Nadir Toprak Elementleri” bugün ve gelecekte hayatımızın her alanını kapsayacak olan elektrikli otomobillerin bataryalarındaen güçlü mıknatıslarda, tasarruflu ampullerde, Aegis Spy-1 radarında ve M1A2 Abrams tanklarındabilgisayar çip ve hard disklerinde, akıllı mobil telefonların, tıbbi teknolojik cihazların en kritik parçalarındafüzelerde, denizaltılarda kullanılmak zorunda olan STRATEJİK bir ürün.
Kısaca NTE yoksa ekonomi de yok.
 
SORUN ÇİN’İN NTE PAZARINDAKİ MUTLAK HÂKİMİYETİ
 
Esasında bu elementler yeryüzünün her yerinde, tüm kaya oluşumlarında mevcut. Dünyadaki toplam rezerv 121 milyon ton civarındaBu rezervin yüzde 37’si Çin’de. Brezilya ve Vietnam 22 milyon tonla önemli kaynaklardan biri. Ardından Rusya, ABD, Hindistan ve Avustralya geliyor.
Şimdi “Toplam rezervin yüzde 63’ü de diğer ülkelerde, neden oralarda da üretilmiyor?” diyebilirsiniz.
Kazın ayağı öyle değil. Buradaki mesele, o rezervden üretim yapabilmekte. Çünkü Nadir Toprak Elementleri tüm elementler içinde milyonda 10 ila 100 birim civarında olduklarından ekonomik olarak elde edilip işlenmeleri son derece maliyetli, emek yoğun ve tehlikeli süreçler gerektiriyor. Bu arada üretiminde kullanılan asitler ve zehirli alaşımlar nedeniyle madenlerden ağır metaller ve radyoaktif tozlar açığa çıkıyor. Çalışanların sağlıkları ciddi tehdit altında. Çevre sorunlarından bahsetmiyorum bile.
Zorluklara rağmen Çin bu metalleri ucuz iş gücüyle en düşük maliyetle üretme başarısını gösteriyor. Böylece pazarın en az yüzde 80'ini kontrol ediyor. Çin Genel Gümrük İdaresi verilerine göre 2019'da ise yaklaşık 400 milyon dolarlık 45 bin 552 ton nadir element ihracatı yapıldı. ABD'nin bu alanda Çin'e bağımlılığı yüzde 95. AB'nin ise yüzde 98 civarında.
 
ABD UYGUR KOZUNU 12 YIL ÖNCE DE KULLANMIŞTI
 
ABD bu yüzden “arkadan dolanan” yöntemlerle Çin’i “içeriden” çökertme operasyonları yapmakta. Çin ise NTE arzını kısıp fiyatı artırarak dünya piyasasına parmak sallamakta.
Hatırlayacaksınız, Donald Trump’ın Çin’in elektronik cihazlara getirdiği yasaklar çerçevesinde Huawei ürünlerinin dünya pazarında satışı engellenmek istenmişti. Trump’ın bu kararını Google da destekledi ve Çin telefonlarına hizmet vermeyeceğini açıkladı. Sonra ne oldu? Çin Devlet Başkanı Xi Jinping NTE işleyen tesislerden birini ziyaret etti ve ABD’nin bu kararı ile ilgili açıklamalar yaptı. Mesaj alınmıştı. ABD yasak kararını sessizce kaldırdı.
Çin bu ikazı daha büyük boyutta 2009 yılında yapmıştı. Yine ABD Uygur meselesini kaşıyıp durunca Çin NTE üretimini kısıtlama kararı almış, bunun üzerine Global dünya ayağa kalkmıştı. Sorun, pek çok küresel firmanın üretim tesislerini ve tedarik zincirlerini Çin’e kaydırması ve Çin’de yatırım yapmasıyla aşılabilmişti. Ama bu sayede Çin de elinde tuttuğu potansiyel tehlikenin farkına varmıştı. ABD o zaman kendindeki rezervleri üretme yoluna gitmeye çalışsa da fizibilite raporlarıyla bunun için 10 yıl gerektiği ortaya çıkınca yeniden Çin’le iyi geçinmeye karar vermişti.
Şimdi görüyoruz ki yine birtakım değişik durumlar var.
 
AMAÇ TÜRKİYE İLE ÇİN’İ KAPIŞTIRIP YOLU TIKAMAK
 
ABD, Çin’e karşı Avrupa-Türkiye-İran-Orta Asya ve Pakistan hinterlandını tıkamak istiyor. Bu güzergâhtaki kilit ülkelerden biri ve en önemlisi de Türkiye. Bu yüzden Türkiye’yi hem Yunanistan’daki üsleriyle, hem de Orta Doğu’da silahlandırdığı YPG teröristleriyle tehdit ediyor. Amaç Türkiye'yi savunma harcamalarını artırmaya mecbur etmek ve bu yolla da ekonomisini destabil hâle getirmek.
Şantaj enstrümanı olarak da Uygur Türklerini kullanıyor. Çünkü etnik sebeplerle bağlarımızın olduğu Uygur Türklerine yapılan eziyete “ses çıkarmamanın” ve Çin’e kükrememenin iç siyasette bir karşılığı olduğu düşünülüyor. Türkiye muhalefetine verilen görevin sebebi bu. Öyle ki Kılıçdaroğlu Çin Sinovac firmasından alınan Covid-19 aşılarıyla ilgili yürüttüğü ve yalanlar üzerine kurduğu rezil iftiraları deşifre edilince şu cümleyi kurarak niyetini belli ediyor.
“Ya Çin ile Uygur Türklerine yaptığı zulüm nedeniyle aranız bozulmuyor da benim aşı ile ilgili söylediklerim yüzünden mi sizin aranız bozuluyor?”
Çin 1000 yıllık devlet geleneğine sahip bir ülke. Türkiye de öyle. Beklenir ki her iki ülke ABD’nin bu olayı kaşıyıp kanatmasına daha fazla izin vermeden uygun çözüm üretebilsinler. Hem Çin rahat etsin, hem de Türkiye’deki ABD’nin aparatı kıtipiyoz muhalefetin şirret sesi kapansın.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.