Meral Akşener “Fosforlu Cevriye” yalanını neden uydurdu? İşin aslı ne?

A -
A +
Başlıktaki soruya bir ekleme daha yapayım:
FETÖ neden sosyal medyada “Fosforlu Meral” etiketi açtı?
FETÖ'cüler bu etiketini açtığında Meral Akşener’den hoşlanmayan bir kesimin bunun üzerine atlayacağını biliyorlardı. 
Hakaretlerin yolunu açabilmek için zaten kendileri başladılar önce. Arkası geldi tabii.
Bayılıyorum bu paslaşmalara.
Sonra da “Bu etiketin neden açıldığını biliyorum” diyen Meral Akşener’in o tuhaf açıklaması: 
Beş yıl önce, daha MHP’deyken, Genel Başkan Devlet Bahçeli Konya’da üst kurul delegelerini çağırarak onun için “Fosforlu Cevriye” demiş. Bunu kendisine iki genç delege “ağlayarak” anlatmış. Meral Hanım da onlara kastedilen Fosforlu Cevriye’nin Suat Derviş’in aynı adlı romanındaki gibi "F....e" olmadığını, bununla Bahçeli’nin eli sopalı ve mert bir kadını tarif ettiğini anlatıp teselli etmiş.
Güzel hikâye!
 
AKŞENER’İN YETENEĞİ
 
Ama İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, kendine mağdur rolü biçme konusundaki şahane yeteneğini hakikaten takdir ettim.
Şüphesiz övgüye değer bir beceri.
Çünkü ne zaman genel başkanı olduğu parti için “FETÖ’nün siyasi ayağı” dense bir mağduriyet algısı üretmeyi başarıyor. Son günlerde İyi Parti’den istifa eden ÜMİT ÖZDAĞ’ın açıklamaları parti tabanında öylesine dalga dalga yayıldı ki bir şekilde gündemi değiştirmesi gerekiyordu.
Ne diyordu Ümit Özdağ?
1-İyi Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu FETÖ iltisaklıdır, hatta iç içe geçmiştir.
2-İyi Parti içindeki FETÖ’cü ilerleme maalesef devam ediyor. Türk milliyetçileri zamanı geldiğinde bu zihniyetten hesap soracaktır.
3-FETÖ’cü derneklerin kurucusu ve yöneticisi olan, 30 Ağustos'u “Türkiyelilerin bayramı” diye kutlayan kriptolarla, HDP ile aynı masaya oturup anayasanın ilk dört maddesinin değiştirilmesine göz yumanlarla, aynı partide bulunmam mümkün değildir.
Durum fenaydı.
 
ÖNCE İFTİRA, SONRA HAKARET
 
Meral Akşener’e can simidi FETÖ’den geldi. Bot hesaplarıyla sosyal medyada çok rahat oynayan FETÖ, arada nasıl bir net work varsa ya da Meral Akşener’in bu tuhaf masalını nereden işittilerse bilemiyorum, “Fosforlu Meral” etiketini açtılar. Beklenen oldu ve ardından Meral Akşener’in malum açıklaması geldi:
“Bahçeli bana Fosforlu Cevriye dedi. Yani 'f....e' demek istedi”
Çok ağır hakaretler de etti “Fosforlu Meral” etiketinden MHP’yi ve Bahçeli’yi sorumlu tutarak:
“Kereste gibi yaşam formları, erkek demeye utanıyorum, iğrenç suratlılar…”
Amaca ulaşıldı. Ümit Özdağ’ın İyi Parti-FETÖ ilişkisi üzerine söyledikleri yerine artık “Akşener’in mağduriyeti” ile hakaretleri konuşulur oldu.
 
BAHÇELİ “NE YAPMAK İSTEDİĞİNİ BİLİYORUM” DEDİ
 
Siyaset dünyasında Devlet Bahçeli’nin ne kadar zarif, nazik biri olduğu bilinir. Hele kadınlara karşı çok hassastır. Ama ben yine de MHP yöneticilerine sordum. Dedikleri şuydu:
“Sayın Genel Başkanımızın böyle bir konuşması kesinlikle vaki değil. Yalan söylüyor ve iftira atıyor”
Sonuçta MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, FETÖ-İyi Parti co-production’ı olduğu belli “Fosforlu Cevriye”  yalanı üzerinden sahneye konan mağduriyet oyununu yutmadığını, hesabından şu tweeti atarak gösterdi:
“İP’in başkanı projedir, figürandır, kripto damarın ta kendisidir. MHP’nin içindeyken gizli amaçlarını özenle saklayarak uygun zaman ve zemin kollamış, bu esnada da şahsıma ve dava arkadaşlarıma abartılı da olsa nice övgüler yağdırmıştır. Bugün ise terbiyesizce sövmektedir” 
Bahçeli “Fosforlu Cevriye yalanıyla ne yapmak istediğinin farkındayım ama hakikati değiştiremezsin, peşindeyim” demek istiyordu.
 
TORUN HİKÂYESİNİN ASLI
 
Akşener’in bir yalanı daha vardı ve Bahçeli’nin, nikâh şahitliğini yaptığı oğlundan olan 9 aylık torununa “nesebi gayri sahih” dediğini söyledi. Oysa 2019’daki bir konuşmasında, bu çirkin sözü Bahçeli'nin değil MHP ile ilintili birtakım kişilerin söylediğini anlatmıştı. Dahası işin aslı MHP’yi ele geçirme kongrelerine dayanıyordu. MHP Genel Başkan Yardımcısı Celal Adan MHP’yi ele geçirme fikrinin arkasındaki örgütün FETÖ olduğunu ifade ederek “Partimiz nesebi gayri sahih birtakım sözde karakterlerin küçük akıllarına oyuncak olmayacak kadar büyüktür. Bu tezgâhlara Türk milliyetçileri itibar etmeyecektir” demişti. Akşener ve ekibi bunun üzerine de “Bize p.. dedi” diye yaygara koparmıştı. Açtıkları dava 29 Kasım 2016 tarihindeki kararla reddedilmişti.
 
MERAL HANIM KATİL İÇİŞLERİ BAKANINI AÇIKLAMALI
 
İşin ilginç bir başka yanı daha var. Geçenlerde Meral Akşener, HDP Eş Başkanı Pervin Buldan’ın, onu eşinin ölümüyle ilgili suçlayarak KATİL dediğini anlattı. Kendisine katil diyen PKK uzantısı bir partinin başkanına karşı öyle yumuşak bir üslupla cevap verdi ki Akşener, şaşırtıcıydı. Akşener “Eşinin öldürüldüğü sırada ben İçişleri Bakanı değildim” dedi.
Hadi yahu?
Peki, Pervin Hanım'ın eşi Savaş Buldan öldürüldüğünde kim İçişleri Bakanı idi Meral Hanım?
Katil o muydu? Yani Nahit Menteşe miydi? Yoksa ondan sonra gelen Teoman Ünüsan, Ülkü Gökalp Güney ve Mehmet Ağar mıydı?
Bir şey daha. HDP başkanına böyle nazik, alttan alan bir üslupla cevap veren Akşener, uydurduğu bir hikâye üzerinden MHP liderine ağır hakaretlerle yükleniyordu. Pervin buldan’a “Katil sensin, ellerinizde Yasin Börü’lerin, Fethi Sekin'lerin kanı var, utanmadan nasıl konuşabiliyorsun” diyemiyordu.
Ama yine de helal olsun. Önce bir yalan uydur, sonra o yalan üzerinden birine iftira at, bunun için önceden bir sosyal medya kampanyası yaptır, ardından mağdur edildiğini söyleyip önüne gelene hakaret et ve ne kadar maşa varsa hepsi bu konuda yazıp konuşsun, seni desteklesin.
Böyle bir prodüksiyon başarıdır arkadaşlar. Ne yazık ki AK Parti de MHP de bu tür algı kampanyaları karşısında donanımsız ve yetersiz.
Bilmiyorum farkındalar mı?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.