Ömrünüzün son demidir bu, pişmanlık belirtip özür dileyin

A -
A +
Pentagon ayarlı ittihatçı artıkları giderayak son atraksiyonlarını yaptılar.
Eski şaşaalı günlere özenerek, hekim tavsiyesi olmadan libido takviyesiyle halkın seçilmiş iktidarına karşı yükselince, Amerikancı darbelerle elde ettikleri lojmanlardan ve korumalardan da oldular. Dua etsinler de Devlet Bahçeli’nin söylediği gibi rütbeleri sökülüp maaşları kesilmesin.
Evdeki hatun adamın gözünün yaşına bakmaz, biliyorlardır sanırım.
İmzacı amirale soruyorlar:
-Montreux’nün feshedileceğini nereden çıkardın?
-Mustafa Şentop söyledi ya!
-Dinledin mi konuşmasını?
-Sosyal medyadan, gazetelerden, internet sitelerinden okudum.
-Mustafa Şentop televizyondaki konuşmasında Montreux feshedilecek ya da feshedilmelidir diye bir şey söylemiyor. Tam tersine bunun imkânsızlığını dile getiriyor.
-???
Bu diyalog ayniyle vaki.
Sonra ortaya çıktı ve ifşa edildi ki imzaladıkları metni de başkaları hazırlayıp önlerine getirmiş. Tabii onları sistematik olarak Sözcü gazetesi ve yazarları başta, tüm muhalif medya Montreux yalanı üzerinden kışkırttıkça kışkırttı. Diğer yandan CHP ile bol bol telefon trafiği var. İçlerinden 20’ye yakını CHP üyesi ya da bağlantılı. Partiden “yürüyün” denmiş bunlara sırtları sıvazlanarak. Malum, CHP’nin B planı da hazırdır FETÖ’den mülhem. Tepki olursa “Ne var canım bunda, emekli olmuş adamlar bir araya gelip fikrini açıklamayacak mı?” diyeceklerdir ve nitekim sert tepkiyle karşılaşınca dediler de.
Peki, ya tepki olmasaydı.
CHP ve İyi Parti’nin “zevzekleri” koro hâlinde “AKP iktidarına emekli askerlerden muhtıra/ TSK kaynıyor/Ordudaki Atatürkçü subaylardan emekli amirallere destek sesleri yükseliyor” türünden manşetlerle ve haber adı altında asparagaslarla yaygaraya başlayacaklardı.
Yapmadıkları şey değil.
Çünkü darbeci geleneğin içinden yetişmiş bu taife, emekli olsa da huyundan vazgeçmiyor.
Hükûmet Sözcüsü Ömer Çelik’in dediği gibi, bu bildiriyle demokrasi iklimi zehirlenmek istenmiş, geçmişte olanları hatırlatırcasına bu tür bildirilerle müdahale ortamları için altlık hazırlanmaya çalışılmıştı.
Devletin içine, TSK’ya ve iş dünyasına sızmış, yıllardır egemen olan Gladyo’nun “İslam maskeli” olanı büyük ölçüde halledildi. Bir de “Atatürkçü maskeli” olanları var. İmzacılar onların varlığına işaret ediyor. Bu işin Rand Corporation ve Washington merkezli Dış İlişkiler Konseyi CFR’ın talimatıyla organize edildiği aşağı yukarı belli oldu. Bildiri metninin CFR’ın Türkiye şubesi GİF’in (Global İlişkiler Forumu) 150 seçkin üyesinden biri olan emekli amiral Ergun Mengi tarafından yazıldığı ve imza işinin organize edildiği bizzat Avukat Celal Ülgen tarafından açıklandı.
Aydınlık gazetesi yazarı Utku Reyhan bu ilişkiyi tek tek anlattı önceki gün.
Ergun Mengi GİF üyeliğini silmiş ama Google’da ayak izleri kalmış. İnkâr edemedikleri için şimdi alaya alıyorlar. CFR’ın Türkiye Uzmanı ve 15 Temmuz’da Büyükada’da kamp kuran CIA ajanı Henry Barkey’in öğrencisi olan Steven A.Cook da Utku Reyhan’ın paylaşımıyla dalga geçmeye çalışarak “CFR hakkında eski ve çok kullanılmış komplo teorileriyle saçma bir mesaj. Aydınlık ahalisinin anlaşılan yeni bir eyleme ihtiyacı var ama bu artık çok sıkıcı” diye cevap vermiş.
Bu türler, başa çıkamadıkları fikirler olduğunda onlarla ya alay ederek ya da “bıkkın” bir ifade takınarak üste çıkarlar. Legal görünümlü uluslararası illegal masonik oluşumların tipik “iletişim” yöntemi.
Evet, bu emekli amiral taifesinin kalibresini zaten askerlik hayatları boyunca görmüştük. Şimdi emeklilik hallerini de görmek nasip oldu hepimize.
Organizatör, emekli amiral Ergun Mengi’nin organik, Türker Ertürk’ün inorganik GİF ve CFR bağlantıları ile Steven A. Cook’un konuşmaları çok ilginç ipuçları sunuyor bize.
Türker Ertürk ne diyordu:
“Orta Doğu’da laik bir PYD-YPG ile kuzeyden (Türkiye’den) ve güneyden (Suriye), Doğu’dan (İran) ve Batı’dan (Irak) katılımlarla güçlü bir federatif Kürt devleti kurulmalıdır.”
Şimdi de CFR Türkiye Uzmanı Steven A. Cook’un sözlerine bakın:
“Son üç yıla baktığımızda Amerikan Merkez Komutanlığı’yla YPG arasında bir güven ortamı oluştuğunu görürsünüz. Temmuz 2016’daki başarısız darbe girişiminden sonra, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kapasitesiyle ilgili bazı soru işaretleri var. Artık bilmedikleri, güvenmedikleri bir başka gruba ya da darbe girişimi nedeniyle aksamaya başlayan Türk ordusuna dönmeyi, çıkarlarına uygun bulmadı.”
Meali şu:
“YPG’ye destek veriyoruz, çünkü artık Türk ordusu ile çalışamayız. Sebebi de 'Temmuz 2016’daki başarısız darbe girişimi'nden sonra FETÖŞ kardeşlerimiz ordudan atıldığı için Türk ordusunda güvenecek adamımız kalmadı.”
Böyle bir sistematiği algılayamayan ve hâlâ ülkenin sahibi benim kafasından çıkamamış olan emekli amiraller acaba pişman olmuşlar mıdır?
Sanmam. Kuyruğu dik tutacaklardır.
Ama bir yandan da 12 Eylül darbesinden sonra kendilerine sağlanan, bazıları saray yavrusu lojmanlardan ve koruma haklarından oldular.
Kamudan emekli milyonlarca memur var. Hangisi emekli olduktan sonra lojmanında oturmayı sürdürüyor? Kimseye de koruma verilmiyor.
Neden bu ayrıcalık?
Dendi ki ordumuz Peygamber Ocağı’dır, kutsaldır, oradan emekli olunmaz, askerlik devam eder. Vatan savunması söz konusu olduğunda asker emekli olsa da görevinin başına döner. Nitekim 15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ’cüler tasfiye edilmeye başlanınca ortaya çıkan açığı giderebilmek amacıyla emekli olan pilotlar ve subaylar yeniden karargâhlara döndüler.
O zaman senin askerliğin emekli olsan da devam ediyor. Sana kallavi emekli maaşına ilaveten lojman da veriliyor, zamanında teröre karşı mücadele ettin, tehdit altında olabilirsin diye koruma da gönderiliyor. Artı orduevlerinin imkânlarından en düşük fiyatlarla istifade edebiliyorsun, karın çoluğun çocuğun ucuza market, kuaför hizmeti alabiliyor. Yazları sudan ucuz TSK kamplarında yan gelip yatıyor, diğer zamanlarda denize nazır orduevi lokantalarında canlı müzik eşliğinde keyif çatabiliyorsun.
O zaman durduğun yeri bileceksin ve sana bu imkânları sağlayan milletine ve onun seçtiği iktidarına, hükûmete “Seni oradan deviririm” arka planıyla yükselip parmak sallamayacaksın. Bu suçtur. Sen bunu yaparsan bu devlet de sana sunulan imkânları tek tek alır.
Ben yine de bir “uyarı”da bulunayım onlara.
Evet emekliler!
Şu ahir ömrünüzde FETÖ ile aynı botun laciverdi olduğunuzu bir kere daha ispat ettiniz. Ömrünüzün son demidir bu, tadını çıkardınız umarım.
Ama bedelini pahalıya ödeyeceğiniz kesin.
Yukarıda da söyledim.
Özür dileyin lütfen, pişmanlık belirtin.
“Aksi hâlde” MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de dediği gibi rütbeleriniz sökülüp maaşlarınız bile kesilebilir.
Bir kere daha düşünün ve “seçilmiş meşru hükûmete saygı duyan normal bir emekli asker olmayı deneyin” derim.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.