Ali Babacan “görünmez” olarak 15 Temmuz öncesi planların da tam göbeğinde miydi?

A -
A +
AK Parti içindeyken bile yol arkadaşlarına kazık atabilecek bir kişilik yapısı olduğu ortaya çıktığına göre, insan ister istemez başlıktaki sorunun cevabını da arıyor. Dolayısıyla, henüz AK Parti milletvekiliyken ve üstelik istifa etmeden bir yıl önce, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adaylığı için imza verdiği hâlde Millet İttifakı ile Abdullah Gül’ün ortak aday gösterilmesi için düzenlenen toplantılarda aktif olarak rol aldığını “Ben görünmüyordum ama bu organizasyonun tam göbeğindeydim” sözleriyle itiraf eden ALİ BABACAN’A SORULARIM VAR: 1-ABD’nin aparatı FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi esnasında da tıpkı ‘ortak aday Gül’ projesinde görünmediğiniz gibi, hiç ortalarda yoktunuz. Bir soruya “O hafta sonu yurt dışındaydım, orasıyla Türkiye arasında 7 saat fark vardı” diye cevap verdiğiniz için ABD’de olduğunuzu tahmin ediyoruz. Orada mıydınız? Nerede ve kimlerleydiniz? Tam bir yokoluş muamması. Üstelik 15 Temmuz darbe girişimi esnasındaki kayboluşunuzun resmî bir kaydı da yok. Bu tuhaf ve şüpheli durumunuzu Devletin bazen insanı bezdiren sabrına güvenerek saklamaya ya da konuşmamaya devam edecek misiniz? 2-Açık ve samimi olarak soruyorum. Son itirafınızdakine benzer biçimde 15 Temmuz’a ayarlı planların da içinde yer aldınız mı? 17-25 Aralık yargı darbesine “minik darbe” dediğinize göre 15 Temmuz’un “makro” ölçekli darbe olacağı hakkında bir fikriniz var mıydı? Bu süreçte de “görünmüyordunuz” ama 15 Temmuz’a giden darbe süreciyle ilgili planların da tam göbeğinde miydiniz? 3-Misal, 15 Temmuz darbesinin Başbakan’ı kim olacaktı? Fetullah Gülen’in istişare heyetiyle “Başbakanlık kriterleri” belirlediği biliniyor. Bu kriterler “AK Parti içinden gelen ve CHP tabanını ikna edecek, kendileriyle görünür bir ilişkisi bulunmayan, söz dinleyen, telkinlerin dışına çıkmayacak, ekonomiyi bilen, Bilderberg’in kabul edebileceği genç biri” olarak tarif edilmekteydi. Siz bu kriterler çerçevesinde kendinizi nerede konumlandırıyorsunuz? 4-Ve son soru: 15 Temmuz’a denk düşen “tesadüfi” yurt dışı seyahatiniz düşündürtüyor insanı. Acaba yapılan planlar arasında sizi başarılmış bir 15 Temmuz sonrasında “HE ile aynı uçakta” Türkiye’ye göndermek olabilir miydi? CIA’in Think Tank’i Rand Corparation bu durumu öngörmüş müydü? Hani Rand Corporation son raporunda sizi öve öve bitiremedi ya ondan soruyorum. Kim bilir, belki de yolunuzun üzerinde olduğu için 15 Temmuz esnasında sizin gibi “tesadüfen” Belçika’nın başkenti Brüksel’de olan Ekrem Bey'i de alıp törenlerle Türkiye’ye inerdiniz. Ne dersiniz?   Ali Babacan “görünmez” olarak 15 Temmuz öncesi planların da tam göbeğinde miydi?  
Gördüğüm kadarıyla Ekrem Bey sizin gibi dudaklarını mühürlememiş. Belki de eşi gibi darbenin ayak sesleriyle heyecan yapıp bu tweeti atmış halka “direnmeyin” çağrısı yaparak. Dostum Markar Esayan da kendini afişe edeni yukarıdaki gibi teşhir etmiş tabiatıyla. Neyse, hadi anlatın şu meseleyi de anlayalım Ali Bey. Ne oldu 15 Temmuz öncesi ve sonrasında? Cevap verin. Olaylar eğer bu yazdıklarımdan farklı cereyan ettiyse lütfen bana yazın, sütunum size açıktır. Bunları soruyorum ve şimdi cevap vermenizi bekliyorum çünkü yakın bir zamanda 15 Temmuz’da nerede olduğunuz, kimlerle ne tür toplantılar yaptığınız hatta neler konuştuğunuzla ilgili tanıklar ya da kanıtlar ortaya çıkarsa, o vakit cevap vermenin pek bir kıymeti kalmayacak hak verirsiniz ki. *** NOT: 14 Temmuz 2020 tarihli “FETÖ'nün 15 Temmuz sonrasına Başbakanlık sözü verdiği 7 isim kim?” başlıklı yazım: https://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/fuat-ugur/614421.aspx
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.