Makro büyüme evlerdeki mikro dengeyi bozmamalı

A -
A +

Türkiye’de incelenmesi gereken çok acayip bir durum yaşanmakta.

İkinci çeyrekte yüzde 21,7 büyüdük. Yılı en az yüzde 9 ile tamamlayacak gibi görünmekteyiz.

İhracat yıllık bazda 200 milyar doları çoktan aştı.

Merkez Bankası döviz rezervimiz 120 milyar dolar sınırına dayandı.

Ama bir yanda da alabildiğine artan işsizlik, âdeta uçan gıda fiyatları ve enflasyon, bu fiyatları yapay biçimde tetikleyerek, yasa dışı yöntemlerle artıran marketler ve hal mafyasının vatandaşın boğazını sıktıkça sıkması…

En tuhafı da harıl harıl ara eleman arayan ama bulamayan, yiyecek içecek sektöründe 6 bin lira maaşlı eleman için ilan üstüne ilan veren, aradığı vasıflarda işçi bulamadığı için açılışını erteleyen, yüzlerce işçi istihdam edecek fabrikaların olması…

Aldığım bilgiye göre İzmir’de bazıları Alman ortaklı üç büyük yatırımcı nitelikle kalifiye ara eleman bulamadıkları için yatırımlarını ya geri çektiler ya da ertelediler.

Keza Çorlu’da da böyle bir fabrika var.

Sordum hangi elemanları aradıklarını. Misal, CNC operatörü, boya ve kurutma makineleri operatörü, apre operatörü, fork-lift ustası, tornacı, makineci, kaynakçı, makine operatörü, tekstil sektörünün en gerekli ara elemanları vb.

Konuştuğum bir ekonomist “Ara kademelerde işletmelere katkı sağlayacak kalifiye elemanlar yetiştiği takdirde ülkemizin ihracatı 300 milyar doları rahatlıkla geçebilir” diyor.

Teknik liselere ve endüstri meslek liselerine hızlı ve acil biçimde ağırlık verilmeli.

Bu anlamda Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu’nca (TOGG) Bursa'nın Gemlik ilçesinde yapımı süren fabrikada ihtiyaç duyulacak teknik elemanların yetiştirilmesi için geçen yıl Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesine merkezî sınavla öğrenci alınması çok önemli bir adımdı. 

Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) Adana Şube Başkanı Biral Serttaş lokanta ve paketleme servislerinde ciddi eleman sıkıntısı yaşadıklarını, günde 220 liraya çalışacak adam bulamadıklarını açıklamış dün.

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut Çetin, lokanta ve kafelerden gelen motokurye talebinin artık karşılanamadığını, aylık ücretin 6 bin lirayı geçtiğini anlatıyordu dün yine.  

Sözünü ettiğim aynı çelişkiyi Davut Çetin de dile getiriyor:

“İşsizlik bu kadar yüksek ama öte tarafta işçi bulamayan üyelerimiz var. Mekanik, kaynakçı, torna, makine operatörü yok. Asgari ücretin kat kat fazlasını kazanıyor hepsi. Üniversite mezunu aylık 3-4 bin liraya iş arıyor ama biz makine başında bekleyecek, taşıma, paketleme yapacak insan bulamıyoruz. Şoför bile yok düşünün.”

Bu tabloyu nasıl izah etmek gerekir bilmiyorum. Çünkü hakikaten izah edilebilir gibi değil.

Ama elini sallasan üniversite mezunu.

Ne işe yararsın? Hiç. Masabaşı memuriyet verilirse çalışacaklar. Yıllarca iktidar muhalifi olan bir insan kaynakları müdürü dostum, çok ünlü hamburger ekmeği yapan bir fabrikanın başına gelmişti. Bir gün iki saat dert anlattı bana:

“Bırak böyle sözde üniversite mezununu, ilköğretim mezunu adam bile bulamıyorum. Yapacakları tek şey konveyörün başında durup gelen sepetlere paketlenmiş ekmekleri koyup teslim etmek. Asgari ücretten 1000 lira fazla maaş, sigorta, öğle yemeği ve servis. İnanır mısın, geçen iki tanesi geldi, iki ay çalışıp sonra ayrıldılar. Gebze’deki kahvelerden birinde oyun oynarken görmüşler arkadaşlar. Meğer yeni sürüm telefon almak için çalışmışlar...”

Fotoğrafın diğer yüzünde yukarıda da belirttiğim gibi  gıda enflasyonunu, astronomik konut fiyatı ve kira artışlarını yaşıyoruz. Sabah gazetesinin haberinde okudum. Bir vatandaş Bursa’nın önde gelen zincir marketlerinden birinde kilosu 92 liraya tereyağı alıyor. Sonra bir başka markette aynı marka tereyağının fiyatının 49,95 lira olduğunu görüyor. Vatandaş 92 liralık tereyağını iade ediyor, Bursa İl Ticaret Müdürlüğü’ne şikâyet ediyor.

Gelen cevap nedir dersiniz:

"Marketler arası fiyat farkı olabiliyor. Normal bir durum. Pazartesi getirin inceleyelim…"

Yazık, çok yazık!

Senin bilmen gerekeni vatandaş yaşayıp ve görüp şikâyet ediyor, verilen cevap akla ziyan. Bu aymazlık daha fazla devam edemez. Artık kim nasıl önlem alacaksa alsın, gereğini yapsın.

Şimdi haberini okudum yazıya oturmadan önce.

Ticaret Bakanı Mehmet Muş'un talimatıyla 10 büyük toptancı halinde fiyat artışlarına ilişkin incelemeler gerçekleştirilecek.

İyi, güzel de ne bulacaklar?

Evraklar tamam.

“Her şey usulüne uygun!”

Misal:

Kaç ton sebze ve meyve dökülmüş?

Yüzlerce ton.

Neden?

Çünkü çürüdü.

Hadi yaa, nerden bilelim?

İşte belgesi, hal zabıtasının tuttuğu “Çürüktür” raporu.

Yersen.

Oysa senin hallerde ajanların olacak. Göz açtırmayacaksın.

Hal Yasası’nı Meclis’te 1 Ekim tarihinde görüşülmeye hazır hâle getireceksin. Tekeli kıracaksın. Yazdık binlerce kere.

Gübre fabrikalarına getirdiğin ihracat yasağını denetleyip fiyatları indirmelerini sağlayacaksın. Yoksa canlarına okuyacaksın. Direnip üretimi mi düşürüyorlar, el koyup kayyum atayacaksın.

Üç harfli firmaların ve büyük marketlerin WhatsApp üzerinden belirledikleri fiyatlara dur diyeceksin.

Büyük bir tuzak kuruldu, lâkin iktidar farkındalığı yeterli değil.

Makro ekonomik dengelere bakarken evlerdeki mikro ekonomik dengeler çoktan bozuldu, haberiniz olsun.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.