Fetullah Gülen, 'Votka Mehmet’li şeytani plânıyla örgütünü darbeye nasıl ikna etti?

A -
A +
Önceki günkü yazımı okudunuz sanırım. Devamını bugün yazacağımı söylemiştim.
Yani işin asıl eğlenceli kısmını.
Yalnızca gerçeği.
Önce hatırlayalım:
Mustafa Özcan’ın adamı Adil Öksüz, Pensilvanya’ya telefon ederek “Size birini gönderiyorum, mutlaka Hocamızla görüştürün, çok önemli bilgileri var” diyerek Mehmet Değerli adlı birini acele posta olarak iletir. Tarih 7 Ocak 2015’i göstermektedir.
Mehmet Değerli çevresinde "Votka Mehmet" olarak tanınan, esasında ilk başlarda cemaat  işlerinden uzak, hayatı işret âlemlerinde geçen hovardalıktan başını alamayan bir adam. Ama aynı zamanda Fetullah Gülen’in çok yakın ve eski dostu, Bank Asya’nın kurucularından olduğu bildirilen esnaf Cahit Değerli’nin de oğlu.
Ama Mustafa Özcan’ın ekibi Mehmet Değerli’yi ele alıp bir güzel eğitir, “adam” eder.
FETÖ’cüler arasında yürüyen tartışmaya göre Mehmet Değerli, kampta kaldığı sürede Fetullah Gülen’i o zamanki Genelkurmay Başkanı Hulûsi Akar’ın darbe yapacağına, bunu yaparken de Cemaat’i kollayacağına dair ikna etmişti.
Yani FETÖ elebaş, "Votka Mehmet" lakaplı birinin “Hocam Hulûsi Akar yakinimiz olur, darbe yapacağını bildirdi, sizin de desteğinizi istiyor” diyor, iblise pabucunu ters giydirecek olan Fetullah da buna inanıp darbeye kalkışıyor.
FETÖ’cü mankurtların bir kısmı buna inanıyor iyi mi?
 
GERÇEK NEYDİ?
 
Fetullah, Pensilvanya’daki kampında 15 Temmuz darbe girişimini planlarken neler yaşandı? Kim kimi şey etti; yani kandırdı.
İşte ÜMİT AKDEMİR orada yaşanan GERÇEĞİ, TAM İÇERİDEN ALDIĞI BİLGİLERLE bana gönderdi.
Kamptakiler, birdenbire Hoca efendinin gözdesi olarak hayatlarına giren Mehmet Değerli’den hiç hoşlanmamışlardı. Herkes ona karşıdır ve söylediği hiçbir şeye inanmamakta, onun Hoca efendiyi kandırdığını düşünmektedir.
Oysa Mehmet Değerli, FETÖ elebaşı için bir kullanışlı aparattı sadece. Fetullah Gülen 'Votka Mehmet’ten önce de bir grup hususi ve mahrem imamı görevden alıp kontrol altında tutmak amacıyla kampa yerleştirmişti. Üstelik bunu da Mustafa Özcan’a yaptırmıştı. Çünkü bu hususi ve mahrem imamlar darbe fikrine karşıydılar ve sahadan aldıkları bilgilerle bunun olamayacağını açık açık Pensilvanya’ya iletiyorlardı. ABD’deki görünmeyen elden “Çabuk şu işi bitir” talimatını alan Fetullah ise darbe yapmakta kararlı ve aceleciydi. Darbeyi yaptıktan sonra da Yurtta Sulh Cihanda Sulh Konseyi Cuntası Genelkurmay Başkanı Hulûsi Akar’ı “bir şekilde” ikna edecekti. Darbe gecesini hatırlayın: FETÖ’cülerin Hulûsi Akar’ın boğazını telle nasıl sıktıklarını.
Ancak HUSUSİLER FETULLAH’IN BU PLANINA KARŞI çıktı.
Fetullah işte tam da bu anda bir başka senaryoyla itirazcıların karşısına çıktı ve “Hulûsi Akar’ı darbe için ikna ettim” yalanını dolaşıma soktu. Burada yardımına o zamanki sağ kolu Mustafa Özcan koştu ve işte bu Mehmet Değerli adlı fırıldağı bulup Pensilvanya’ya gönderdi. Mehmet Değerli güya Hulûsi Akar ile iletişimi sağlayan kişiydi. Mehmet Değerli inandırıcı olabilmek için kamptaki bazı kişilerin telefon görüşmelerinin kayıtlarını onlara “Hulûsi Akar uydudan hepinizi dinliyor, sizin ne konuştuğunuzu da bakın bana iletti” diyerek dinletti. Kamptaki mahrem imamlar neye uğradıklarını şaşırdılar. Hoca efendilerinin onları dinlemek için kampın her yanına dinleme cihazı yerleştirdiği akıllarının ucundan bile geçmiyordu.
Fetullah Gülen bu şekilde rol yaparak bilgi sızdırıyor, Hulûsi Akar’ın darbeden yana tavır alacağını anlatarak FETÖ’cü kripto askerleri inandırıyordu. 
15 Temmuz başarısız olunca eski hususiler zıplamaya başladı. Hepsi de Mustafa Özcan’ı suçluyordu. “Mehmet Değerli ile Hoca efendiyi sen kandırdın” tartışmasına girmişlerdi. Ama darbeci askerlerin durumu fark etmesinden korkan Fetullah Gülen bu kez “Hulûsi Akar bizdendi son anda bizi sattı” yalanını yaydı. Hatta CHP ile İyi Parti’yi de bu şekilde bilgilendirerek “Asıl darbeciler bakan oldu, çaycı çorbacılar, masumlar içeride” algısını yerleştirmeye başladı.
FETÖ’cü darbeci askerler Fetullah Gülen’in Hulûsi Akar ile görüştüğüne o kadar inanmışlardı ki 15 Temmuz gecesi Akar’ı makamında rehin aldıklarında “Sizi büyüğümüzle tekrar görüştürelim” diye ısrar etmişlerdi. Ama Akar direnince de boğazını telle sıkmaktan kaçınmamışlardı.
 
MEHMET DEĞERLİ DARBEDEN BİR AY ÖNCE KAMPTAN NEDEN UZAKLAŞTIRILDI?
 
Evet, fırıldak Mehmet, darbeye bir ay kala oradan uzaklaştırılmıştı. Kamptan sızan bilgilere göre Fetullah Gülen’in yanındaki bazı imamlar Mehmet Değerli’nin yalanlarını tespit edip Hoca efendilerinin önüne koymuşlardı. Fetullah Gülen de onlara “Bu arkadaşın bazı yalanları olabilir ama Hulûsi Akar iletişimi doğru. Değişik noktalardan teyit ettirdim” cevabını verdi ve Mehmet Değerli'yi şikâyet tarihinde değil de darbeye bir ay kala kamptan uzaklaştırdı.
Zaten darbe konusunda ikna edilmeyen kimse kalmamıştı.
Ayrıca Fırıldak Mehmet aslında anlattığımız üzere bizzat Gülen istemiş olsa da Mustafa Özcan’ın adamıydı.
Bu yüzden de görevde bulunan Adil Öksüz, Kemal Batmaz gibi asker ünite imamlarından, Mustafa Özcan ile irtibatlarını kesmesini istedi.
 
MUSTAFA ÖZCAN’IN BYPASS EDİLMESİNİN SEBEBİ
 
FETÖ elebaşı aslında darbeyi 15 Temmuz’dan öncesine ayarlamıştı. 15 temmuz B planıydı.
A planını Mustafa Özcan ile birlikte ve eski hususi imamlarına da danışarak yapmıştı.
MHP ele geçirilecek. Bu gerçekleştikten sonra yirmi beş bin ülkücü ile Külliye’ye yürüyecekler. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da CHP tabanını sokağa çağıracaktı. Tüm bu sözler, hem Meral Akşener, hem de Kılıçdaroğlu tarafından söylendi; hatırlayın lütfen... Böylelikle sokak karışacak, asker de kolaylıkla duruma vaziyet edecekti. Ancak bu plan tutmamıştı. Meral Akşener ve ekibi, FETÖ’cü hâkim ve savcıların tüm desteğine rağmen MHP’yi ele geçirememişti.
MHP planı tutmayınca Mustafa Özcan’ın adamı Enver Altaylı parti kurmaya çalışan Ümit Özdağ’a gelerek “Artık parti kurmayın, sokağa çıkın” telkininde bulunmuştu.
O dönemde Ümit Akdemir’in bana aktardığı bilgilerle MHP lideri Devlet Bahçeli’yi uyanık olmaya, bu planı bozmaya davet eden çeşitli yazılar yazmıştım hatırlarsınız...
Şimdi gelelim FETÖ’cülerin beni ve Ümit Akdemir’i neden hedefe koyduklarına. Çünkü o zaman “Hususiler darbe hazırlığı için Ankara’da” diyerek yazılar yazmış, ardından Fetullah’ın yeşil hâkî renkli cübbe giyerek şifreli darbe mesajları verdiğini açık etmiş, son olarak da “Cemaatçi askerlere son uyarı; tavuk tarda sayılır” başlıklı yazıyla darbe hazırlıklarını deşifre etmiştim. Bu bilgiler o zaman Ümit Akdemir’in çok güçlü çalışması ve elde ettiği bilgiler neticesinde oldu.
Darbe planı deşifre edilince TSK’daki tüm Fetullahçı kriptolar paniğe kapıldı. Büyük kısmı vazgeçmeye başladı ve korktular. Fetullah Gülen de depresyona girdi ve Ümit Akdemir’in bu bilgileri yıllar evvelinden tanıştığı Mustafa Özcan’dan aldığı vehmine kapıldı.
İşte bu yüzden yukarıda anlattığım üzere darbenin A plânında ve Hulûsi Akar senaryosunu devreye sokmada iş birliği yaptığı Mustafa Özcan’ı B planından haberdar etmedi.
Dediğim gibi B PLANI DARBENİN TARİHİYDİ. Fetullah darbe tarihini deşifre oluruz korkusuyla yalnızca görevde bulunan hususi imamlarla birlikte kararlaştırdı ve kamptaki dar çerçevede, akşam muhabbetlerini yaptığı kişilere verdi.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.