Ben zor yaşıyorum, oğlumsuz…

A -
A +
Canımızı verdik. Ben oğlumu verdim, 27 yaşında bir evlat koydum toprağa.
Evet, 251 şehit verdik ama bayrağımızı, vatanımızı böldürmedik.
Öldürmeyiz de biz.
Ben, zor yaşıyorum, oğlumsuz…
Çok zor yaşıyorum. Bana bıraktığı gururla, şerefle yaşıyorum. Ama biz, vatansız, bayraksız da yaşayamayız.
ÖLDÜRMEDİK!
Dün gece bir haber duydum, bu hainler tekrardan canlanıyormuş.
Akıllarından geçirmesinler!
Bu millet olduğu sürece, bu vatanı, bu bayrağı bölemezler.
Ömer Halisdemir'in oğlu şehit olmak için bekliyor, Tolga Ecebalın'ın oğlu şehit olmak için bekliyor, ben babasıyım, şehit olmak için bekliyorum.
Aklınızdan canlanmayı geçirmeyin, bu sefer öyle olmaz.
BU SEFER ÖYLE OLMAZ!
           ***
Yukarıdaki sözleri 27 yaşındaki 15 Temmuz şehidimiz Tolga Ecebalın’ın Babası Tarkan Ecebalın’ın tok ve kalbinin derinliklerinden gelip bizi yaşadığımız ana âdeta mıhlayan sesinden dinledim. Hem de sayısını hatırlamadığım kadar çok.
Tekrar tekrar başa sararak...
 
Şehidimizin babasının “Ben” deyip uzunca bir es verdikten sonra “zor yaşıyorum, oğlumsuz” dediği her anı beynime nakşettim. O cümleyi her işittiğimde boğazıma bir yumru gibi düğümlendi gözyaşları.
Sonra, “ÖLDÜRMEDİK” derken sesinde tınlayan insanlık vurgusu...
 
Şimdi buradan YARGIMIZA SESLENMEK İSTİYORUM.
Bu milleti; şehit anne-babalarını, gazilerimizi, darbeyi milletle birlikte bastıran vatansever ordu ve emniyet mensuplarını, darbe gecesi 251 insanımızı şehit eden, binlerce gazimizi yaralayan hain şerefsizleri ÖLDÜRMEDİKLERİNE PİŞMAN ETMEYİN aldığınız kararlarla!
 
Askerî okullara bu namussuz çocuklarının nasıl girdiğini, onların meydanlara çıkan halkı kurşunlamak üzere nasıl SEÇİLEREK otobüslere bindirildiğini göz ardı edip, Fetullah-CIA çiftleşmesinden peydahlanan insan taklitlerini serbest bırakmayın! Onların ortalarda geviş getirerek salınan, gerçeği yalanlarla yıkayan pespaye doğum makinelerini sevindirmeyin.
 
Suriye kırsalında, Irak dağlarında şehit olan askerlerimizin kemiklerini sızlatırcasına PKK süprüntüsü orta mallarına devletimizin kasasından paralar ödettirmeyin.
 
YARGITAY VE ANAYASA MAHKEMESİ, DUYUN BENİ!
 
Aranızdan kaç adet FETÖ’cünün çıktığını, kaçının tutuklandığını unutmadık. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun şu açıklamasını da:
"AYM Başkanımız Zühtü Arslan Polis Akademisi Başkanıydı; aldığı öğrencilerin yüzde 41'ini ben ihraç ettim..."
Onlarla birlikte aldığınız akla ziyan kararları tıpkı şimdiki gibi “Biz hukukun gereğini yerine getiriyoruz” diye millete dayadığınızı da.
 
Bu kararlar ülkemizin hukuk devleti olduğunu kanıtlamaz. Bizim ülkemizde yaşananlar ve yaşatılanlar bir Batı ülkesi ve ABD’de olsaydı, o ülkelerin polisi savcısı, mahkemesi AYM’leri, sadece mesullerinin değil, yedi sülalelerinin burunlarından fitil fitil getirir ve tüm bunların HUKUKİ olduğunu da idrak edemeyenlerin KALIN KAFALARINA vura vura anlatırdı.
 
ÖLDÜRMEDİK diyor Şehit Babası Tarkan Ecebalın, ruhu canından çıkarcasına.
Pişman etmeyin ve sonra siz de pişman olmayın!
Çünkü biliyorum ki aldığınız her can yakan karar, tarihe bir kara leke olarak düşecek.
Şöyle bir düşünün.
Bu ülkede LİNÇ KÜLTÜRÜ neden var?
Sebebi, insanlarda cezaların yeterli olmadığına dair yıllara sari bir algı.
Bu yüzden.
SAYIN YARGI MENSUPLARI VE YASA YAPICILARI;
Linç ettirmeyin.
Öldürtmeyin.
Adaletin kılıcı keskin olsun ki insanlar huzur içinde uyusunlar.
Korkmayın!
Çünkü KORKU YALANCIDIR ve düşmanı harekete geçirir.
Bakın geçtiler bile. Bunu Şehit Babası Tarkan Ecebalın görüyor, siz görmüyor olamazsınız.
“Adalet Tanrıçası”nın gözleri bağlıdır ama gerçeklere değil.
Sizin karıştırdığınız bu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.