İki yıl önce açıkça yazmaktan korktuğum olay

A -
A +
    Öyle korkutulmuşuz, o kadar çok suikasta uğramışız ve sabotajla karşılaşmışız ki atacağımız her adıma dikkat etmek zorunda kalıyoruz, yazacağımız her kelimeyi, paylaşacağımız her bilgiyi kılı kırk yararak yazıyoruz. Necip Hablemitoğlu suikastı, Aselsan Cinayetleri hafızalarımızda derin izler bıraktı. Geçmiş yıllarda Bayraktar ailesi de bu anlamda ciddi risklerle karşı karşıya kaldı. Bu anlamda Atlas uçağının düşmesi sonucu hayatlarını kaybeden bilim insanlarını tekrar rahmetle anıyoruz. Özellikle de Türkiye’deki çok zengin cevheri bulunan Toryum elementini zenginleştirilerek nükleer enerjiye ulaştığı belirtilen Prof. Dr. Engin Arık’ı hatırlamayan var mı? O zamanlar bu suikastları ve sabotajları İsrail’in MOSSAD ajanları doğrudan yapıyor sanıyorduk ama meğer onlar işlerini “Kemalist vesayetçiler tarafından ezilen, zavallı cemaat mensupları” diye bildiğimiz ve acıdığımız FETÖ’cü satılık namussuzlara yaptırıyorlarmış.   ANKARA’DAN ULAŞAN MÜJDELİ HABERİN GİZEMİ   Bana 2020 yılının Ağustos ayında Ankara’dan ulaşan, bağlantıları çok güçlü bir hekimin anlattıklarıyla çok heyecanlanmış ve hemen yazmak istemiştim. Kendimi tanıyorum, gazetecilik refleksi ile vatan sevgisi birbirine girince kendimi tutamıyorum ve bazen başım belaya girebiliyor. Kimi Bakanlar bunu okuduğunda acı acı gülüyordur eminim. Neyse, o hekim bana verdiği bilgileri çok üstü kapalı yazmam konusunda ısrar etti. Çalışmaları MTA yürütüyordu ve o kadar gizli tutuyorlardı ki olayın ortaya çıkmasıyla bir sabotaj ihtimali katsayısının artabileceğinden kaygılanıyorlardı. Ne diyeyim, haklılardı. Türkiye’de yaşıyoruz sonuçta. Ve ben aşağıdaki 27 Ağustos 2020 tarihli “Madencilikteki yeni müjde tek kelimeyle muazzam” başlıklı yazıyı(*) yayınladım. Okuyanlar ne anladı bilemiyorum ama yazıdan bir özet geçeyim size: “Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın önceki akşam yaptığı konuşmada önümüzdeki yıllarda madencilik alanında da çok büyük müjdeler geleceğini söylemesi beni epey rahatlattı. Çünkü iki gün önce konuştuğum çok ciddi bir kaynağımın verdiği bilgiyi nasıl aktaracağımı düşünüp duruyordum. Yine tam olarak yazamayacağım çünkü gazetecilik yapıyor olsam da ciddi bir emperyalist saldırı altındaki ülkeme karşı sorumluluklarım var.Evet, kaynağımdan aldığım bilgi tek kelimeyle muazzam bir rezerve işaret etmekte. Ve bu rezerv doğalgaz sondajlarından elde ettiği sonuçlarla enerji dünyasında küresel aktör olma yolunda ilerleyen Türkiye’nin geldiği noktayı taçlandıracak.Şu kadarını söyleyeyim. Bu rezerve dünyada birkaç ülke daha sahip ama Türkiye’deki rezerv ilk elde edilen verilere göre hepsinden daha fazla.Türkiye’nin tek sıkıntısı petrol. Hâlihazırda Türkiye’nin günlük petrol üretimi sadece 47 bin varil. Toplam rezerv ise çok düşük; 245 milyon varil.O hâlde, ithal edilen petrolün yüzde 60-70’inin tüm motorlu taşıt ve araçlarda kullanıldığını da belirttikten sonra en başa gelelim.Yeni bulunan bu madenle petrol bağımlılığımız en az yüzde 50 oranında azalacak.” Ve “Bu kadarı yeterli olsun şimdilik” diyerek yazıyı bitirdim. Aradan tam iki koskoca yıl geçti ve sonunda beklenen haber 4 Temmuz 2022 tarihinde geldi:   DÜNYANIN EN BÜYÜK İKİNCİ NADİR TOPRAK ELEMENTLERİ (NTE) REZERVİ ESKİŞEHİR’DE BULUNDU   Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, dünyada tarihe geçen bir keşifle karşı karşıya olduğumuz müjdesini vererek Eskişehir’in Beylikova ilçesindeki rezervin 694 milyon tonla Çin’den sonraki ikinci büyük rezerv olduğunu açıkladı. Tam altı yıldır sondaj çalışmaları yürütülüyordu ve 125 bin 193 metrelik sondaj yapılmış, sahadan 59 bin 121 numune toplanmıştı bu sonuca ulaşabilmek için. Kısaca NTE denen Nadir Toprak Elementleri fiber optikten uydu haberleşmesine, akıllı füzelerden yakıt hücrelerine, sanayi ürünlerinde, petrol veya doğalgaz sondaj kuyularında, boya ve kâğıt yapımında kullanılacak. Asıl ÖNEMLİ ÜRETİM’e geçmeden önce diğer kullanım alanlarını da sıralayalım: - Çelik metalürjisinde, hidroklorik asit, yüksek oktanlı benzin üretiminde. - Çimento, renkli cam, optik, plastik endüstrisi ve seramik yapımı gibi birçok sektörün ana malzemesi. - Elde edilen Mıknatıs ve Toryum Oksit göz cerrahisinde, yüksek güçlü kızılötesi yeşil lazerlerin üretiminde, mesafe ölçme cihazlarında. - Kamera ve teleskop camı ile enerji depolama sistemlerinde, gece görüş gözlükleri, özel cam ve lenslerin üretiminde...   EN ÖNEMLİ KULLANIM ALANI İSE ELEKTRİKLİ ARAÇLARDA   Yukarıda sıraladığım tüm ürünlerin hepsi mühim. Ama biliyorsunuz önümüzdeki birkaç yıl içinde artık elektrikli araçlar çağına gireceğiz. Elektrikli araçların en önemli ihtiyacı ise BATARYA, yani PİL. Bulunan cevher zenginleştirildikten sonra elde edilecek NTE KONSANTRESİ’nin Hibrit araç ya da elektrikli araç pillerinin yapımındaki temel ham madde olduğunu söylersek ne denli bir stratejik madenin sahibi olduğumuzu daha iyi anlarız. Sürekli “ben yazmıştım” demek zorunda kalıyorum ama bu mesele 9 Mart 2021 tarihindeki yazımın(**) konusuydu ve şöyle demiştim: Elementler periyodik tablosunda 21 ile 71 numaralı elementler arasında yer alan, Disporyum, Samaryum, Neodim vbelementler bugün ve gelecekte hayatımızın her alanını kapsayacak olan elektrikli otomobillerin bataryalarında, Aegis Spy-1 radarında ve M1A2 Abrams tanklarında, bilgisayar çip ve hard disklerinde, akıllı mobil telefonların, tıbbi teknolojik cihazların en kritik parçalarında, füzelerde, denizaltılarda kullanılmak zorunda olan STRATEJİK bir ürün. Kısaca bundan sonra NTE yoksa ekonomi de yok. ..... (*)https://m.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/fuat-ugur/615039.aspx (**)https://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/fuat-ugur/617936.aspx
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.