Twitter’ı kontrol altına almak mümkün müdür?

A -
A +

DOÇ. DR. ALİ MURAT KIRIK
murat.kirik@marmara.edu.tr
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi

Bir mikroblog sitesi olarak 2006 yılında kurulan Twitter, bugün hayatımızın merkezinde yer almaya başladı. Öncelikle 140 karakterle doğan, 2017 itibarıyla 280 karaktere çıkan Twitter, her yaştan her kesimden kullanıcının olmazsa olmazı durumunda… İnternetin SMS’i olarak da ifade edilen Twitter, dünyanın en çok tıklanan siteleri arasında yer almakta… Kullanıcı sayısı da her geçen gün artıyor. Akıllı telefon, tablet ve diğer mobil cihazların etkisiyle birlikte süratli bir ivme kazanan mikroblog, dünya genelinde de yaygın bir şekilde kullanılıyor. Ancak gerek Türkiye’de, gerekse de dünyada Twitter’a yönelik yapılan eleştirilerin en büyüğünü anonim hesaplar oluşturuyor. Geçtiğimiz hafta Twitter’a T.C. kimlik numarası ile girilmesi gerektiğini belirten Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker’in sözleri sosyal medyada da büyük yankı uyandırdı. Peki, neydi Twitter’ı bu noktaya taşıyan faktörler?

HIZ VE HAZ BİRLİKTE GELDİ
Twitter gibi sosyal paylaşım ağlarının süratli bir şekilde gelişim göstermesi hız ve hazın yaygınlaşmasına sebep oldu. Kanadalı iletişim bilimci Marshall McLuhan’ın ifade ettiği “Global Köy” bugün Twitter’da vücut buldu. Nasıl köydeki herkes birbirini tanıyor ve en ufak bir hadise kişiler tarafından duyuluyorsa Twitter’da da kullanıcılar birbirlerini sanal ortamda takip edebilmekte ve anlık gelişmelerden çok hızlı bir şekilde haberdar olabilmektedir. We Are Social’ın 2018 yılı başında yayınladığı raporda Twitter’ın kullanıcı sayısı 330 milyon olarak ifade edilmiştir.
Günümüzde Twitter’da her dakika başına 100 bin tweet düşmektedir. Bu istatistik oldukça dikkat çekicidir. Ekonomik, sosyolojik, psikolojik ve kültürel dönüşüm teknolojiye de yansımış sosyal medyada yer bulan kişi, dijital dünya vatandaşı durumuna gelmiştir. Manuel Castells tarafından 90’lı yıllarda geliştirilen “ağ toplumu” mefhumu günümüz dünyasını tanımlama noktasında son derece önem arz etmektedir. İnternet, dijital teknolojiler, akıllı telefonlar ve tabletler aracılığıyla bilgiye ulaşım ve paylaşım giderek kolaylaşmış, elde edilebilir bilgi miktarında artış gözlenmiştir.
Küreselleşmenin en somut göstergesi olarak da nitelendirilen bir sosyal paylaşım ağı olan Twitter, kamusal alan tartışmasını da beraberinde getirmiştir. 1960’lı yıllarda tartışılmaya başlayan “kamusal alan” Twitter’la birlikte tekrardan gündeme gelmeye başlamıştır. Kamusal alan; “modern toplum kuramlarında, toplumun ortak yararını belirlemeye yönelik düşünce, söylem ve eylemlerin üretildiği ve geliştirildiği ortak toplumsal etkinlik alanına işaret etmek için kullanılan” bir kavram olarak ifade edilmektedir. Twitter’ın kendine özgü bir yapısı ve kullanıcı profili bulunmaktadır. Twitter’da farklı fikir, düşünce ve içerikler hür bir şekilde paylaşılabilmekte, etkileşim olgusu aracılığıyla yorum ve geri bildirimler gerçekleştirilebilmektedir. Ağ toplumu içerisinde olan kişi Twitter’da kamusal alanda söylemlerini diğer kullanıcılarla paylaşabilmektedir. Zaten bu durum kamusal alanın tabii bir uzantısıdır.

ÖFKE VE ŞİDDET ORTAMI
Twitter birçok araştırmacı tarafından derinlemesine irdelenmiş ve üzerine farklı çalışmalar yürütülmüştür. Twitter’a öfke ve şiddet ortamı oluşturduğuna yönelik birtakım eleştiriler yöneltilmiştir. Bu durum hâlihazırda bir tartışma konusu olsa da yapılan araştırmalar bu kanaatin doğru olduğunu bizlere ispat etmektedir. Bristol Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma bu durumu çok net bir şekilde ortaya koymaktadır. 2009 yılının temmuz ayından, 2012 yılının Ocak ayına kadar 10 milyon Twitter kullanıcısının attığı 484 milyon tweeti inceleyen uzmanlar çok farklı bir sonuçla karşı karşıya kalmışlardır. Sosyal medyanın insanları rahatlattığı ve huzura kavuşturduğu düşünüledursun bu araştırma tam tersi bir neticeyi ortaya koymuştur. Uzmanlar Tweetlerin birçoğunda öfke ve şiddetin hâkim olduğu gerçeğini tespit etmişlerdir. Bu durum dikkate değerdir.

MODERN KÖLELİK…
Kaynağın alıcı alıcının da kaynak durumuna gelmesi Twitter ve benzeri sosyal paylaşım ağlarını ön plana çıkarmış, tüketim de değişime uğramaya başlamıştır. Twitter ve türevleri tüketim alışkanlıklarını dönüştürmüştür. Milyonlarca kişi tarafından kullanılan sosyal paylaşım ağları Jean Baudrillard’ın işaret ettiği çarpık tüketimi âdeta ispat eder mahiyettedir. Gerçek ihtiyaçlar ile sahte ihtiyaçlar ayrımının ortadan kalktığı günümüz modern dünyasında toplumsal farklılaşma ve ayrışma had safhaya ulaşmıştır. Böylece kişiler hürriyetlerini kaybetmiş ve modern dünyada köle durumuna gelmiştir.
Twitter psikolojik olarak da ele alınması gereken bir kavramdır. Çünkü kişilerin duyguları, düşünceleri, video ve görsel paylaşımlarına yansımaktadır. Aynı zamanda ego kavramı da Twitter’da kendisini göstermektedir. Sigmund Freud’un da ifade ettiği gibi ego; “dış dünyanın gerçekleri ve iç dünyanın haz arayışı arasında dengeyi sağlayan” bir mekanizmadır. Bireyler kendilerine ait sosyal medya hesaplarında kendi kendilerini yönetebilmekte ve bir medya patronu gibi hareket edebilmektedir. Daha fazla beğeni ve daha fazla yorum alabilme adına kendilerine ait olmayan ya da kendilerinin inanmadığı türde içerikleri, fikirleri paylaşabilmektedirler. Tam bu noktada ego devreye girmektedir. Twitter doğası gereği hazcı bir yapıya sahiptir. Bireyleri bu ortamda tutan en temel etmen hazdır. Hedonizm buna göre şekillenmektedir. Bu sebeple hakaret ve aşağılayıcı ifadeler kullanabilmekte, bu sayede zihinsel ya da bedensel olarak tatmin duygusu yaşayabilmektedir. Fakat bu tatmin özgürlük problemini de beraberinde getirmektedir.
“Bir kişinin özgürlüğü, başkasının özgürlüğünün başladığı yerde biter” sözü tam bu noktada dikkate değerdir. Türkiye’de Twitter’ın hukuki zemini tam olarak oturtulamamıştır. Hâlihazırda yasal zeminde bazı eksiklikler bulunmaktadır. Özellikle anonim hesaplar bu noktada büyük problemleri beraberinde getirmektedir. Meşhurlara, siyasetçilere, devlet adamlarına topluma mal olmuş isimlere, hakaret, tehdit ve sözlü şiddet gerçekleştirilebilmektedir. Yasadaki açıklar ne yazık ki bu tarz durumların meydana gelmesine sebep olmaktadır. Kişiler düşüncelerini açıklarken, bilerek ya da bilmeyerek karşı tarafından özgürlüğüne müdahale edebilmektedir. İfade özgürlüğü elbette oldukça önemli olup sadece devletlerin iç hukuk kuralları ile değil çeşitli milletlerarası sözleşmelerle de koruma altına alınmış, bunlara uyulmaması durumunda ise taraf devletler çeşitli yaptırımlara maruz bırakılmıştır.
Peki Twitter’da anonim olmayı kullanıcılar neden seviyor? Neden herkesin tek hesabı değil de birden çok hesabı bulunmakta? Neden algı operasyonları ve kara propagandalar Twitter üzerinden yürütülüyor? Bu sıkıntılarla mücadelenin yolu nedir? Biraz da bu konulara değinmek gerekiyor. Düşünce ve ifade özgürlüğü üst sıralarda gelir. Fakat özellikle Twitter’a tam bu noktada eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşmak gerekmektedir. Twitter kullanıcı profili açısından çok farklı ve karmaşık bir yapıya sahiptir. Anonim kimliklerin sayısı diğer sosyal paylaşım ağlarına oranla oldukça yüksektir. Ayrıca Twitter’da birden çok hesap sahip olmak ve aynı tweeti eş zamanlı olarak birden çok hesaptan gönderebilmek mümkündür. Panel adı verilen bir sistem aracılığıyla hesaplardan bir tek tuşla manipülatif ve dezenformatif içerikler gönderilebilmektedir. Bu sebeple sosyal hadiselerde Twitter, sosyal paylaşım ağları arasında en yoğun kullanılan mecra durumundadır. Devrimlerden Gezi Parkı olaylarına, Arap Baharı’ndan Trump’ın seçilmesine kadar bir dizi toplumsal olayda Twitter ön planda yer almış, Türkiye’de de birçok dönemde sosyal paylaşım ağları arasında büyük ses getirmiştir.

ALMANYA MİSALİ…
Twitter’daki bilgi kirliliği ve algı operasyonlarının önüne geçebilmek adına farklı öneriler getirilmekte, hukuki zemin oturtulmaya çalışılmaktadır.  Geçtiğimiz cuma günü Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın, patronlarla birlikte düzenlediği basın toplantısında Twitter kullanımıyla alakalı bazı tavsiyelerde bulundu. Gazeteci Vahap Munyar, Murat Ülker’in, Bakan Albayrak’a, ‘Twitter’a T.C. kimlik numarasıyla girilsin’ önerisinde bulunduğunu belirtti. Almanya ve bazı ülkelerde bu sistem kullanılıyor. Kimi ülkelerde vatandaşlık numarası, kimi ülkelerde de telefon numarası verilmeden Twitter’a girilemiyor.
T.C. Kimlik numarası ile Twitter’a girildiğinde sahte hesapların önü tıkanacak, bot hesaplar üzerinden gerçekleşen algı operasyonları son bulacak, klavye delikanlısı olarak tabir edilen anonim hesapların tehdit, şantaj ve hakaret içerikli mesajları anında tespit edilerek haklarında yasal işlemler başlatılabilecek. Ancak konuya yönelik getirilen eleştiriler de var. Şayet T.C. kimlik numarası ile Twitter’a girilirse ifade ve düşünce özgürlüğünün önüne geçileceği, fişlemelerin meydana geleceği ve Twitter’ın sosyal bir ortam olma yolundan uzaklaşacağı ifade ediliyor. Her iki tarafın da kendine göre haklı ve haksız yanları bulunmakta. Ama unutulmamalıdır ki sosyal medyada sınırsız bir özgürlük başka problemlerin doğmasına sebep olacaktır. Belki bu yollara girmeden empati kurmak mevcut problemleri minimum düzeye indirgeyebilecektir. Empati çağımızda unutulan kavramlar arasına girmeye başladı. Özellikle anonim hesap olarak giriş yapan kullanıcılar hakarete varacak türde içerikler paylaşabilmektedir.
Kişi kendisini karşısındakinin yerine koyarsa, içinde bulunduğu durum ve davranışları içselleştirirse empati kurmuş olacak ve Twitter’daki her bir içeriği birkaç kez düşünerek paylaşacaktır. Bununla birlikte sosyal medya kullanıcılarının iyi bir dijital okur-yazar olması Twitter ve benzeri ağlardaki sahte içeriklerle, sahte hesaplarla mücadele konusunda oldukça önem arz etmektedir. Yani kullanıcı öncelikle kendi kendini kontrol etmelidir. Bilinçli kullanıcıların olması, Twitter’daki manipülatif ve dezenformatik içeriklerle mücadele noktasında büyük bir kazanım meydana getirecektir. Yasaklarla uğraşmak yerine problemlerin kökenine inmek ve yerinde müdahalede bulunmak elzemdir...

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.