WhatsApp gül bahçesi mi, yoksa bataklık mı?

A -
A +

Doç. Dr. Ali Murat KIRIK
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi
murat.kirik@marmara.edu.tr

İletişim sahasında meydana gelen değişim ve dönüşüm incelendiğinde artık mobil teknolojilerin ön plana çıktığı görülmektedir. Akıllı telefonlar, tabletler ve diğer taşınabilir cihazların varlığı, kitle haberleşme teknolojisini yeniden biçimlendirmiştir. İnternet ve dijital teknolojilerin bir araya gelmesiyle birlikte kitlesellikten bireyselliğe kaygan bir geçiş meydana gelmiş, mobil iletişim araçlarını destekleyecek birbirinden farklı uygulamalar geliştirilmiştir. Oyundan spora, eğlenceden habere birçok alt kategorisi bulunan bu aplikasyonların/uygulamaların bazıları ücretli, bazıları ise ücretsiz olarak hizmet vermektedir. Günümüzde mobil iletişim bir sektör hâlini almış; gerek yazılım, gerekse de donanım birbirini tamamlayan iki mühim unsur olmuştur.
Mobil iletişimin şüphesiz ki en yaygın unsuru akıllı telefonlardır. Mobil işletim sistemleri bulunan telefonların her yaştan her kesimden kişiler tarafından aktif bir şekilde kullanılmaktadır. We Are Social ve Hootsuite’nin ortaklaşa sunmuş olduğu 2018 yılı dijital raporu incelendiğinde Türkiye’de mobil kullanım oranlarının giderek arttığı görülmektedir. Raporda yetişkinlerin %98’inin cep telefonu kullandığı belirtilirken, kullanıcıların %77’sinin akıllı telefonlara sahip olduğu dikkate değerdir. Bir diğer husus ise mobil cihazlarda geçirilen zamanın her geçen gün arttığıdır. Dünya genelinde ise akıllı telefon kullanımı %80 bandındadır.
Şüphesiz ki bu yoğun kullanım noktasında mobil aplikasyonların yeri oldukça büyüktür. Mobil anlık mesajlaşma aplikasyonları (Mobile Instant Messaging) ise kullanıcıları taşınabilir cihazlara teşvik eden en mühim etmendir. Ağlar arası ağ adı verilen internet teknolojisinin gelişim göstermesiyle birlikte anlık mesajlaşma uygulamalarına yönelik çalışmalar hız kazanmıştır. 1970’li yıllarda Talkomatic adlı bir uygulama geliştirilmiş ve beş kişinin eş zamanlı bir şekilde mesajlaşabilmesi sağlanmıştır. Bu uygulamaların her geçen gün kullanıcı sayısı artmış ve iletişim sürecinde köklü bir dönüşüm yaşanmıştır. 2000’li yıllarda cep telefonların yaygınlaşması ile birlikte önce SMS  (Short Message Service), ardından ise MMS (Multimedia Messaging Service) hizmeti kullanıcılar tarafından yoğun ilgi görmüştür.

1,5 MİLYAR KİŞİ WHATSAPP’TA
Akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla birlikte geliştirilen farklı aplikasyonlar mobil teknoloji pazarının oluşmasını sağlamıştır. Günümüzde başta WhatsApp olmak üzere, Line, WeChat, eBuddy, Tango, Viber, Telegram, Facebook Messenger gibi anlık mesajlaşma uygulamaları kullanılmaktadır. WhatsApp gerek Türkiye’de, gerekse de dünyada oldukça yaygın bir kullanım haritasına sahiptir. WhatsApp’ın varlığı birçok anlık mesajlaşma uygulamasının adeta sonunu hazırlamıştır.  Xfire, AIM, Windows Live Messenger, Yahoo! Messenger bunlardan sadece birkaçıdır. 2017 yılı itibariyle dünya genelinde 1,5 milyar kullanıcıya ulaşan WhatsApp üzerinden her gün ortalama 60 milyar mesaj gönderilmektedir. Bu istatistik WhatsApp’ın ne kadar yaygın bir şekilde kullanıldığını gözler önüne sermektedir.

FİKİR BABALARI ACTON VE KOUM
WhatsApp’ın fikir babası Brian Acton ve Jan Koum’dur. Eski Yahoo çalışanı olan Acton ve Koum’un 2009 yılında ortaklaşa geliştirdiği bu uygulama önce iOS ardından Android telefonlar için yayınlanmıştır. 2013’te WhatsApp’ın kullanıcı sayısı yaklaşık 200 milyona ulaşmış; 2014’te ise WhatsApp’ın hızlı yükselişini gören Facebook, 19 milyar dolar karşılığında WhatsApp’ı satın aldığını açıklamıştır. Bilindiği üzere Facebook 2012 yılında da Instagram’ı 1 milyar dolara satın almıştır. Facebook rakip olabilecek uygulamaları kendi bünyesine katmayı uygun bulmaktadır. Nitekim Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg, Snapchat’i de satın almak için önce 1 milyar dolar, ardından ise 3 milyar dolar teklif etmiş, ancak Snapchat’in genç CEO’su Evan Spiegel bu tekliflerin hiçbirini kabul etmemiştir. Bu nedenle hikâye (durum) özelliği hem Instagram’a, hem de WhatsApp’a eklenmiştir. Ancak önceleri yıllık 1 dolar abonelik ücreti olan WhatsApp; alternatif mesajlaşma uygulamalarının çıkması üzerine 2016’nın kış aylarında ücretsiz bir hâl almıştır. Böylece WhatsApp gitgide yaygın bir duruma gelmiştir. Kullanıcılarına PDF türündeki dosyaları paylaşma imkânı tanıyan WhatsApp; yine aynı yıl “her türlü iletişim” için uçtan uca şifreleme eklediklerini ve kullanıcıların birbirlerinin anahtarlarını doğrulayabileceğini açıklamıştır.
Fakat günümüzde WhatsApp birçok spekülasyon ve iddiayla da karşı karşıya kalmaktadır. Böyle bir aplikasyonun nasıl olur da ücretsiz bir şekilde kullanıma sunulduğu hâlihazırda tartışma mevzuudur. Veri güvenliği konusunu irdeleyecek olursak çok farklı bir tablo ortaya çıkmaktadır. WhatsApp kullanıcılarına ait birtakım kişisel bilgilerin izin alınmaksızın Facebook ile paylaşılması kullanıcıların reaksiyonunu çekmiştir. 2016 yılında Hamburg Veri Güvenliği Temsilcisi Facebook’a ikazda bulunmuş ve bugüne kadar Facebook’a aktarılan 35 milyon Alman WhatsApp kullanıcısına ait tüm verilerin silinmesi gerektiğini bildirmiştir. Bu hadiseden sonra yaşanan Facebook’un kullanıcı bilgilerini uygunsuz bir şekilde Cambridge Analytica şirketiyle paylaşması da durumun vahametini gözler önüne sermektedir. Bu skandaldan 87 milyona yakın kullanıcı etkilenmiştir.

“HER ŞEY TOPLANIYOR”
WhatsApp kullanıcıları diledikleri takdirde sohbet özeti ve şahsi verilerini de tek tıkla indirebilmektedir. Amerikalı bir teknoloji girişimcisi olan Vivek Wadhwa’nın WhatsApp’a yönelik iddiaları da bir diğer tartışma konusudur. Wadhwa; “İletişiminiz tamamen güvenli ama medya verileriniz, aramalarınız ve diğer her şey bilgi için firma tarafından toplanıyor” sözleriyle de toplanan verilerin gelecekte hangi amaçlariçin kullanılacağı konusunun soru işareti oluşturduğunu ifade etmektedir. Yani belirsizlik durumunun hâkim olduğunu söyleyebilmek mümkündür.
Bu görüşün tam aksine WhatsApp’ın bir özgürlük alanı oluşturduğu, hürriyet vadettiği ve şahsi verilerin korumasına yönelik önemli adımlar atıldığı yetkililer tarafından dile getirilmektedir. WhatsApp’ın kullanıcı sözleşmesi incelendiğinde menfi ve müspet birtakım maddelerin var olduğu gözlemlenmektedir. Mesaj içeriklerinin depolanmaması olumlu iken iletişime ilişkin metaverilerin depolanması da bir o kadar olumsuzdur. WhatsApp, kendi sisteminde herhangi bir güvenlik ihlali olduğu takdirde kullanıcıları bilgilendirebilmektedir. Fakat Gizlilik Politikası’nda gerçekleştirilebilecek değişikliklerde kullanıcıların görüşlerinin alınmaması ve kullanıcıların doğrudan bilgilendirilmemesi büyük bir eksidir. Nitekim bu madde kullanıcıların şahsi veri güvenliğini tehdit eder mahiyettedir. Ayrıca WhatsApp, kanuni safha gerektiği takdirde ve iyi inanca sahip olduğu durumlarda verileri yetkililerle paylaşılabilmektedir. Bu madde de tartışmaya açıktır.

WHATSAPP NEDEN ÜCRETSİZ?
Whatsapp’ın bu denli cazip bir durumda olması nasıl gelir elde ettiği sorusunu da beraberinde getirmektedir. Önceleri yıllık bir dolar karşılığında hizmet veren WhatsApp bu bedeli kaldırmış ve kullanıcılara ücretsiz bir şekilde sunulmuştu. Reklamsız bir içeriğe de sahip olan WhatsApp’a bu sebeple şüpheyle bakılmaktadır. Konuya yönelik bazı ciddi iddialar da mevcuttur. Örnek vermek gerekirse,  Facebook’un WhatsApp’la beraber kullanıcıların bilgilerini de satın aldığının öne sürülmesi ve Facebook’ta çıkan reklamların WhatsApp yazışmalarına göre belirlenmesi ortaya atılan iddialardandır. Yani WhatsApp’ın sunduğu büyük veri Facebook’un büyümesi ve kullanıcıları hedef kitle olarak görmesi adına çok mühim bir artı sunmaktadır. Kelime analizi gerçekleştirerek kullanıcılara hedeflenmiş reklam sunmak oldukça kolaydır.

CIA İDDİALARI…
Ortaya atılan diğer bir iddia da WhatsApp’ın istihbarat toplama amaçlı kullanıldığıdır. Bu münakaşa da yıllardır devam etmektedir. Nitekim WikiLeaks internet sitesi, ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı’nın (CIA) Siber İstihbarat Merkezi’nden geldiğini iddia ettiği binlerce belge yayımlamış ve bu belgelerde CIA’in, WhatsApp mesajlarını elde edebileceğini iddia etmişti. CIA yetkilileri ise konuya yönelik sorulara herhangi bir cevap vermemişti. Kullanıcıların bu ve benzeri iddialara mutlak suretle şüpheyle yaklaşması ve bu iddiaları mantıki süzgeçlerinden geçirmesi gerekmektedir. Bu bir iddia olsa da özellikle günümüzde devletlerin kolluk kuvvetlerinin gruplar kurarak WhatsApp üzerinden haberleşmesi ülkelerin güvenliği açısından önemli bir tehdittir. 2018 yılında istifa eden İngiltere’nin eski İçişleri Bakanı Amber Rudd, terör tehdidine değinerek WhatsApp gibi anlık mesajlaşma uygulamalarına istihbarat servislerinin erişim sağlaması gerektiğini ifade etmiş ve “Teröristlerin saklanacak yeri olmamalı” cümlesini kullanmıştır. Çünkü terör örgütlerinin de iletişim kurabilme adına WhatsApp’ı tercih ettiği iddialar arasında yer almaktadır.

YERLİ MESAJLAŞMA UYGULAMASI FİKRİ
Özellikle son dönemlerde Türkiye ile Amerika Bileşik Devletleri arasında vuku bulan gergin atmosfer sebebiyle WhatsApp yerine yerli ve millî bir anlık mesajlaşma uygulamasının kullanılması fikri ortaya çıkmıştır. Türk mühendisler tarafından geliştirilen ve %100 yerli ve bir uygulama olduğu ifade edilen BiP, şu an Türkiye’de WhatsApp’a en büyük rakip durumundadır. Hatta bazı belediyeler WhatsApp yerine BiP iletişim hattını tercih etmektedir. Son gelişmeler üzerine BiP, kullanıcı sayısını Türkiye’de ve dünyada bir yılda %70 nispetinde artırmıştır. Sadece geliştiricisi olan Turkcell aboneleri değil, farklı operatörleri kullananlar da BiP uygulamasından faydalanabilmektedir. BiP’in tamamen yerli ve millî olmadığını iddia edenler bu uygulamayı Hollanda’da kurulu Lifecell Ventures şirketinin geliştirdiğini belirtmektedir. Ancak bu şirket Hollanda’da kurulmuş olmasına rağmen %100 Türk iştirakidir. Yetkililer bu sayede Avrupa Birliği’nin fikri mülkiyet haklarına uygun olarak geliştirilen BiP’in tüm dünyaya yayılmasını hedeflemektedir. Kısacası BiP’in gerçek anlamda başarılı olması için sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde de kullanım alanını genişletmesi gerekmektedir. Böyle olduğu takdirde %100 yerli bir anlık mesajlaşma uygulaması olan BiP gerçek anlamda yüzleri güldürecektir. Görüleceği üzere dijital teknolojileri kullanmak hız ve haz açısından büyük katkı sağlamaktadır. Fakat; bu tarz uygulamalara güven düzeyinde şüpheyle bakmak günümüz dünyasında âdeta zaruridir...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.