Sevmek

A -
A +
Japon yazar Masumi Toyotome, “Sevgi üç türlüdür” kitabına “Dünyada sevilmek istemeyen kişi yok gibidir” diye başlıyor.. “Ama sevgi nedir? Nerede bulunur? Biliyor muyuz?!..” diye soruyor.. Ve açıklıyor: “Dünyada üç tür sevgi var; ‘Eğer’, ‘çünkü’ ve ‘rağmen’ sevgi türleri…”
“Eğer” türü sevgi; 
Belli beklentileri karşılarsak bize verilecek sevgi türüdür. “Eğer” iyi olursan baban annen seni sever. “Eğer” başarılı olursan, önemli kişi olursun seni severim. “Eğer” eş olarak benim beklentilerimi karşılarsan seni severim…
En çok rastlanan sevgi türü budur. “Şarta” bağlı sevgi... Karşılık bekleyen sevgi... Sevenini, istediği bir şeyin sağlanması karşılığı olarak vadedilen bir sevgi. Nedeni ve şekli bakımından “bencildir”. Amacı sevgi karşılığı bir şey kazanmaktır.
Evliliklerin çoğu “Eğer” türü sevgi üzerine kurulduğu için çabuk yıkılıyor. Gençler birbirlerinin o anki gerçek hâllerine değil, hayallerindeki abartılmış romantizme âşık oluyor ve beklentilere giriyorlar. Beklentiler gerçekleşmediğinde hayal kırıklıkları başlıyor. Sevgi nefrete dönüşüyor... 
“Çünkü” türü sevgi;
Bu tür sevgide, kişi bir şey olduğu, bir şeye sahip olduğu ya da bir şey yaptığı için sevilir. Başka birinin onu sevmesi, sahip olduğu bir niteliğe ya da şarta bağlıdır. Örnek mi? Seni seviyorum “Çünkü” çok güzelsin (yakışıklısın).. Seni seviyorum “Çünkü” o kadar zengin ve ünlüsün ki. Seni seviyorum “Çünkü” bana o kadar güven veriyorsun ki…
“Çünkü” türü sevgi, “Eğer” türü sevgiye tercih edilmektedir. Zira “Eğer” türü sevgi beklenti şartlarına bağlı olduğundan büyük ve ağır bir yük hâline gelebilir. Oysa zaten olduğumuz bir nitelik yüzünden sevilmemiz egomuzu okşar. Bu tür; olduğumuz gibi sevilmektir. Ama aslında derin düşünürseniz “Eğer” türünden temelde farklı olmadığını görürsünüz. Zira var olan özelliklerinizi kaybederseniz sevgi bitmeye başlar...
“Rağmen” türü sevgi; 
Bu tür sevgide insan bir şey olduğu için değil, bir şey olmasına “Rağmen” sevilir. Esmeralda Quasimodo'yu dünyanın en çirkin, en korkunç kamburu olmasına “Rağmen”, asil yakışıklı, zengin delikanlı da Esmeralda’yı “çingene” olmasına “Rağmen” sever. Burada insanın iyi, çekici ya da zengin konum edinerek sevgiyi kazanması gerekmiyor. Kusurlarına, cahilliğine, kötü huylarına ya da kötü geçmişine “Rağmen” olduğu gibi, o hâliyle sevilebiliyor. 
Yazar, “yüreklerin susadığı sevgi budur” diyor. Farkında olsanız da olmasanız da bu tür sevgi sizin için, yiyecek, içecek, giysi, ev, aile, zenginlik, ünden önemlidir. Şu an da en sevdiğiniz kişinin sizi sadece kendi çıkarları için sevdiğini bir düşünün. Dünya birden başınızın üstüne çökmez miydi? O an hayat size anlamsız gelmez miydi?
Bugün yaşadığımız toplumda herkesi doyuracak bu sevgiyi bulmak zor. Çünkü herkesin sevgiye ihtiyacı var. Kimsede başkasına verecek fazlası yok... Dünyadaki en büyük kıtlık; RAĞMEN türü sevginin yeterince olmayışı belki de...
 

Ninem diyor ki; Gönülsüz yenen aş, ya karın ağrıtır ya baş.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.