Bir dava ve gönül adamı: S. Ahmet Arvasi

A -
A +
31 Aralık 1988, aramızdan bir dava ve fikir adamı, bir gönül insanı olan S. Ahmet Arvasi beyin göçüp gittiği gündür. Hayatı ve mematı, imrenilecek  bir şahsiyet olan Hocamız, bir Peygamber torunuydu.
 
S. Ahmet Arvasi, ömrü, milletimizin gençlerine hakikatleri öğretmek için çetin mücadele içinde geçen bir dava ve fikir adamıdır. İşi siyaset yapmak değil, ilim ve irfan sunmaktı... 1968 senesinde, Balıkesir İmam-Hatip Okulu talebesi iken kendisini tanımıştım. Psikoloji dersimize giriyordu. Her cumartesi akşamı, sohbet için evine davet ettiği seçilmiş talebeleri arasında bulundum. Sohbetlerinde, hep ALLAH ve Onun Resulünden bahsediyordu. Şanlı Eshab-ı kiram kadrosunu ve hizmetlerini anlatıyor, Mezhep İmamlarımızın ve bütün Ehl-i sünnet âlimlerinin sevgisini gönüllerimize nakşediyordu. İmam-ı a’zam, İmam-ı Gazali, İmam-ı Rabbani gibi daha nice İslam büyüklerinin isimlerini, eserlerini ve onların gösterdiği doğru yolda gitmenin mutlak lazım olduğunu ilk önce ondan duymuştuk. İbn-i Teymiyye, M.Abduh, Cemaleddin-i Efgani, Seyyit Kutup, Mevdudi ve Hamidullah gibi yanlış yollara sapmış din adamlarının arkasından gitmememizi bize o haber vermişti. O, bütün bu hakikatları, Seyyid Abdulhakim-i Arvasi hazretlerinin ilim deryasından istifade ederek (Tam İlmihal Seâdet-i Ebediyye) kitabını hazırlayan ve neşreden Hüseyin Hilmi Işık Efendinin kıymetli eserlerinden öğrendiğini söylüyordu.
Hocamız, 1965 yılında memleketim olan Savaştepe Öğretmen Okuluna tayin edilmişti. Balıkesir, Bursa ve İstanbul Eğitim Enstitülerindeki görevleri esnasında, yaptığı ev sohbetleri ile çeşitli konferans ve  seminerlerinin birçoğunda kendisini dinlemek ve istifade etmek nasip oldu. Vefatından yaklaşık üç sene evvel, 1985’te kendisini Erenköy’de oturduğu mütevazı evinde ziyaret etmiştim. O günlerde Türkiye gazetesinde günlük makale yazmaya başlayacaktı. Bendeniz de, gazetemizin neşrettiği Rehber Ansiklopedisi yazı heyetindeydim. Pedagoji maddesini yazmak vazifesi bana verilmişti. Birkaç gün sonra, Pedagoji üzerine yayınlanan uzun bir röportajından istifade ederek bu maddeyi hazırlamamı tavsiye etti. Öyle de oldu. O gece sohbetinin bir yerinde şunları söylemişti:
“Şu anda, bu millete en güzel hizmeti Enver Ören bey yapıyor. Her okula ve her eve ulaşmanın en kolay şekli Ansiklopedi yayınlamaktır. Çünkü bunda kanuni bir kısıtlama yoktur. Bugüne kadar, dinî ve millî değerlerimize sadık hiçbir Ansiklopedimiz olmadı. Yıllarca bunun hasretini çektik... Bundan sonra ben de Türkiye gazetesinde yayınlanacak yazılarımla milletime hizmet edeceğim inşaallah...” 
Öyle de oldu. Daktilosunun başında makalesini yazarken son nefesini teslim etti. Cenezesini yıkamak hizmetinde bulunmak bana da nasip  oldu. Vücudundan etrafa sanki nur saçılıyordu. O anda alnından öptüm. Nur içinde yatsın. Ruhu için el-Fatiha!..
Hasan Yavaş
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.