Bir babadan, evladına altın nasihatler -2-

A -
A +
"Ey oğul! Dünyaya sarılmış olanlarla bulunma. Onlarla sohbet ve berâberlik gam, keder ve üzüntü getirir. Bu tecrübe ile sâbittir..."
 
  Geçen hafta bir nebze bahsettiğimiz gibi, Ahmed Siyahî hazretleri, Kastamonu’da yetişen evliyâdandır. Mevlâna Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin sohbetinde yetişip kemâle gelmiştir. Oğluna, aslında hepimize hitaben buyuruyor ki: Ey oğul! Dünyaya sarılmış olanlarla bulunma. Onlarla sohbet ve berâberlik gam, keder ve üzüntü getirir. Bu tecrübe ile sâbittir. Allahü teâlânın emir ve  yasaklarına uymayan, nefsinin arzu ve isiteklerine uymuş kimselerle berâber olma. Böyle kimseler gizli düşman olup, insanın yüzüne karşı dalkavukluk yaparlar, arkadan ise aleyhinde bulunurlar. Onların yanına gelerek oturmalarına bakıp, aldanma. Maksatları senden mânen faydalanmak olmayıp dünyalık maksatlarına, mal ve mevki elde etmeye seni vesîle, âlet etmek içindir. Bir kusur ettiğinde hakkında kötülük düşünenlerin ve düşmanlarının en azılısı olurlar. Zamânındaki insanları tecrübe ettiğinde, onlarda da, bundan başka bir özellik bulmayacaksın. Ey oğul! Sana bağlılık iddiasında bulunanların, yaptıkları iyilikleri başına kaktıklarını görürsün. Çünkü sadâkat ve bağlılık adına yaptıkları az bir iyilik karşılığında ağır, pek fazla bir hizmet ve karşılık beklerler, çok şey ümit ederler. Bu ümitlerine bir defa olsun müsaade etmezsen, gösterdikleri sevgi, sadâkat ve bağlılıklarını derhal bırakırlar. Çok defa onların isteklerinden yakanı kurtaramazsın. Ey oğul! Eğer sana hakîki dost arkadaş lâzım ise, Allah için sevenlerle beraber ol. Böyle kimselerden dostluk ve kardeşlik bağı kurduğun kimseye, muhtaç olduğunda ihtiyacından fazla malın varsa ver. Yahud onu kendinle beraber tut veya kendine tercih et. Beraber olduğunuzda ve arkasından ayıplarını ört ve gizle. Kusuru olduğunda sabır ve tahammül et. Hayatta iken ve vefat ettiğinde onu hayırla an. Ey oğul! Herkese yumuşaklık, alçak gönüllülük, güler yüzlülük ile davranmaya gayret et. Sana, Rabbinden alıkoyan dünyalığa, makam ve mevkie kalbinin meyletmemesini tavsiye ederim. Çünkü nefshevâşeytan ve dünya. İnsanın dört düşmanıdır. Nefsin silahı tokluk, hapishanesi açlıktır. Hevânın silahı, çok konuşmak; sükût, konuşmamak ise, onun zindanıdır. Dünyânın silahı insanlarla fazla beraber olmak, onlar arasında fazla bulunmak, çâresi yalnızlık ve onlardan uzak kalmaktırl. Şeytanın silâhı gaflet, yâni Allahü teâlâyı unutmak; ona karşı tedbir, Allahü teâlâyı anmak, hatırlamak büyüklüğünü düşünmektir. Ey oğul! Bu nasîhatlerimi iyi belle ve Allahü teâlânın nimetlerine, sana yaptığı iyiliklere şükredenlerden ol!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.