11 Eylül bilmecesi

A -
A +

İskeleti çelikle kurulan İkiz Kuleler, malzeme ve mühendisliğin zirvesidir, değil tayyare, uzay mekiği çarpsa çökmez ve asla un ufak olmaz, etrafa dağılmaz.   

11 Eylül’ün üzerinden 20 yıl geçti, bir sürü şüphe, şaibe var ve soruların cevabı verilmiş değil hâlâ.

Bush’un acelesi nedir bilmiyoruz, apar topar Haçlı Seferi ilan eder, ABD ordusu Tora Bora’yı vurmak yerine gider sivil Afgan halkını öldürmeye başlar.

Haçlı seferi papanın alanına girer ama sesini bile çıkarmaz, iş misyonerliğe gelince gülücük dağıtmayı bilir ama.

II. George Irak’da da aynısını yapacak, kitle imha silahı olmadığını öğrendiğinde “tüh be” diyecek pişman olacaktır güya. Bir milyon Müslümanı öldürdükten, 5 milyonu göçe zorladıktan sonra! Bunlar nasıl hesap verecekler acaba?

Afganistan’da da muharip uçaklar ve SİHA’lar ısrarla düğün alaylarını, taziyeevlerini, hatim merasimlerini vurur, kadın ve çocuk ayırmadan katliam yapar. Ben tek özüre tazminata rast gelmedim, duyan var mı aranızda?

ABD’nin Afganistan’a niye girdiğini anlayamadığımız gibi, ne alıp çıktığını da öğrenemedik? Trilyon dolarlar havaya mı gitti acaba?

11 Eylül bilmecesi

TUZAKTAN KUMANDA
Pentagon bir ara Küba’ya takar. General Lemnitzer’in Beyaz Saray’a sunduğu plana göre uzaktan kumanda edilen “insansız” bir uçak Küba hava sahasında düşürülecek, içinde öğrenciler olduğu söylenecektir halka. Mitingler, telinler tertiplenecek, Küba işgal edilecektir bu arada.

Başkan McNamara razı olmaz, Kennedy ise işi kafadan koparır, adı geçen generali evine yollar.

1 Aralık 1984. Uzaktan kumanda edilen bir Boeing, Edwards Hava Üssüne 10 kere iner kalkar. 16 saat 22 dakika havada kalır ve kanadı üzerine yere çarptırılır. Yakıt sistemi ile ilgili bir tatbikattır sözüm ona.

Ağustos 1997 Federal Acil Durum Masası “Terörizme cevap” isimli bir rapor hazırlar, kapağına “İkiz Kuleler”i basar. 

Şubat 1998. Kuzey Hava Savunma Merkezi (NORAD) “Kaçırılan uçaklar WTC (Dünya Ticaret Merkezi) ve Pentagon’a yönlendirilirse” şeklinde bir senaryo yazar.

Eylül 2000. Aralarında Dick Cheney, Donald Rumsfeld, Jeb Bush ve Paul Wolfowitz’in de bulunduğu düşünce grubu “savunmanın yeniden tesisi için yeni bir ‘Pearl Harbour’a ihtiyaç duyulduğunu” açıklar.

Ekim 2000. Genelkurmay MASCAL adını verdiği simülasyon eğitiminde bir Boeing 757’nin Pentagon’a çarptığını varsayar. 

Amaaan işsiz elemanların gevezelikleri işte deyip geçebilirsiniz. İyi de Adalet Bakanı John Ashcroft niye tarifeli seferlere güvenmez, niye sadece kiralık jetlerle uçar?

PERŞEMBENİN GELİŞİ
Saldırıdan 6 hafta önce İkiz Kulelerin sahibi Larry Silverstein, kompleksi 99 yıllığına kiraya verir. Muhatabı derhâl 3,5 milyar dolara sigortalatır, bir fısıltı mı geldi kulağına?

Eylül başında Birleşik Hava Yolları, Boeing ve Amerikan Airlines hisselerine normalin 4, 5, 6, derken 11 misli Put Opsiyon konur. Yani birileri kâğıtların hızla düşeceğini varsaydı ve yatırımı “krize” mi yaptı?

7 Eylül’de patlayıcı kokusu alan köpekler çıkarıldı mı? 

Asansör boşluklarından matkap sesleri gelmeye başladı mı? 

10 Eylül...  Condoleeza Rice, San Francisco Belediye Başkanı Willie Brown’u “yarın sabah uçma” diye uyardı mı?

11 Eylül 2001 sabahı Andrews Hava Üssündeki avcı uçakları “Kuzeyli İhtiyatı” adlı tatbikat için Alaska’ya yollandı mı?

Washington korunmasız kaldı mı?

Kulelere çarpan uçaklar tanker olabilir mi? Yolcular isim isim açıklandı mı ?

11 Eylül bilmecesi

FİLM PLATOSU GİBİ
Amerikan Hava Yollarının 77 sefer sayılı uçağı Pentagon’a çarptı diyorlar.

İyi de bir Boeing iki buçuk dakikada 2.130 metreden zemine inebilir, 853 km/h’lik hızla 330 derece dönebilir mi?

Kokpitte oturduğu iddia edilen Hani Hanjaur gibi bir acemi bunu becerebilir mi?

100 tonluk uçak nasıl buharlaşır? Sürekli beslense dahi 1.100 dereceyi aşamayan jet yakıtı, 1.688 derecede yumuşayan titanyumu eritebilir mi?

Sahaya bırakılan motor hurdaları Boeing’e değil bir A 3 Sky Warrior’a ait.

Bunlar altmışlı yıllarda Vietnam’da kullanılan katiller değil mi?

Tayyarenin çarptığı söylenen sokak lambaları itina ile sökülmüş ve yan yatırılmış, nasıl oldu da uçağın sürtündüğü (!) alanda çimler ezilmedi?

Patlama anındaki çıkan beyaz ışık ve nitrogliserin kokusu bir füzeyi mi işaret ediyor?

Civardaki kameralar niye toplatıldı, kayıtlar kimseye verilmedi? 

MÜSAMERE TADINDA
Güya kaçırılan uçaktan görüşme gerçekleştiren yolcu nasıl bu kadar sakin konuşabildi?

-Anne? Ben Mark Bingham. Seni seviyorum anne. San Francisco’ya gidiyorum. Üç adam uçağı ele geçirdi, yanlarında bomba olduğunu söylüyorlar. Bana inanıyorsun değil mi anne? Sonra bir daha “Bana inan!”

Telaşsız pürüzsüz bir üslup, elindeki kâğıdı okur gibi...

Sahi o günlerde, o irtifadaki yolcudan bu kalitede bir ses alınabilir miydi?

Karakutular ne oldu, kayıtlar niçin halktan saklandı, neden şeffaf davranılmadı?

Pennsylvania’da düştüğü söylenen tayyare nerede? İçi kül ve hurda dolu çukurcuk 47 metrelik uçağa ait olabilir mi?

Niye koltuk, bavul ve ceset yok? Delta Hava Yolları zikredilen uçağın Cleveland’a indiğini belirtirken birileri niye aksinde ısrarcı? 

SÜKÛT İKRARDAN
1945 yılında bir B-25, State Empire’a çarpar, 14 kişi ölür ama yıkılmaz. İspanya’da 30 saat boyunca alev alev yanan gökdelende çeliklere bir şey olmaz. İkiz kuleler mühendisliğin zirvesidir, yıllarca sürecek kasırgalara dayanabilir, yangınla filan çökmez. 200 bin ton çelikten mamuldür, 103 asansörü, 43.600 penceresi vardır. Bu devasa binanın çarpmadan 56 dakika sonra ve sadece “on saniye içinde un ufak olması” akıl alacak şey mi?

Malzeme o irtifadan (417 metre) boşluğa bırakılsa 9,2 saniyede düşer aşağıya. Bina kırılsa ve yan yatsa mesela yok ama vasıflı, betonun toz hâline gelmesi, yangın olmayan katlardaki çeliklerin kıymık kıymık kıyılması nasıl izah edilebilir?

Şahitlerin yıkılmadan az evvel mükerrer patlamalar duydukları doğru mu?

47 katlı 7. blok yarasız beresiz görünür, camları bile kırılmamıştır hatta. Aşağı katlarda küçük bir yangın vardır o kadar. Ancak 17.21’de çöküverir, evet o da çelik iskeletlidir oysa. Araştırma Enstitüsünden Van Romero “Çökmelerin sistemli olduğu ortada” dedikten sonra fikrinden vazgeçer. Ona kim baskı yaptı acaba?

Çelik standardında söz sahibi olanlar niye konuşmaz? Muamma!

NE PASAPORTMUŞ AMA
Peki, o çeliği eriten alevler Arap pasaportlarını niye yakmaz? Evrak zarar görmeden alev yumağına dönen tayyareden nasıl çıkar? Nasıl sokağa uçar da gidip FBI elemanlarının kucağına konar?

İtfaiyeciler söylediği ritimli patlamalar ve kameraların yakaladığı zincirleme parıltılar nedir? Gözlemevindeki sismograf kayıtlarını nasıl okumalı acaba?

İkiz Kulelerin güvenliği “Securacom” tarafından mı sağlanıyordu? Bush’un kardeşi Marvin adı geçen firmanın yönetiminde miydi?

Enkaz niye incelenmedi, molozlar neden okyanusa döküldü, sanki deliller karartılır gibi...

Haberlerde seyretmişsinizdir. Bir kaset yayınlanır. Güya Bin Ladin eylül saldırılarını sahiplenmektedir orada. Ancak Usame solaktır, mezkûr şahıs ise sağ elle yazar. Kaseti hazırlayanlar Müslümanların altın yüzük takmadığını bilmeyecek kadar cahil midir, iş aceleye mi gelmiştir yoksa?

Bin Laden El Cezire’ye verdiği demeçte “Çıkar kovalayanlar tarafından tertiplendiği anlaşılan saldırılarla alakam yok. Afganistan’da yaşıyorum ve ülke böylesi operasyonlara sıcak bakmıyor” der, düzmece kaseti yalanlar.

Normalde İkiz Kulelerde 50 bin kişi çalışır. Ancak o gün Yahudiler mesaiye gelmez. Bir bildikleri mi vardır acaba?

İlerleyen günlerde firmalar, portföylerine, muhasebe kayıtlarına ulaşmak ister. Bir Alman firması (Convar) binadan savrulan hard diskleri kurtarmaya başlar ve eylül başında gerçekleştirilen anormal finans hareketleri çıkar ortaya (Reuters). Peki, bunlar hakkında tahkikat açılır mı, takibat yapılır mı?

ALTIN DA ALTINLAR?
İkiz Kulelerin bodrumundaki kasalarda New York Metal Borsası, Nova Scotia Bank, Chase Manhattan Bank, New York Bank, Hong Kong &Shanghai Bank ve Arap yatırımcılara ait altınlar saklanır. Ki miktarı 160 milyar dolardır. (Times Online) Altın altındır, toza bulanmakla değeri azalmaz.

Enkaz kaldırılırken “Ground Zero”ya giriş yasaklanır ve “tünele yaklaşanların vurulacakları” açıklanır. Tamam korusunlar.

Soru şu: O külçeler kurtarıldı mı, yoksa araya mı kaynadı?

Tünelde arıza yapan bir hafriyat kamyonun damperinde 238 milyon dolarlık altın çıktığı haberi doğru mu? Doğruysa diğerleri nereye taşındı?

Daha neler neler... Meraklılar açsın bilgisayarlarını “Loose Change” yazıp seyre başlasınlar. 

Dylan Avery tarafından yazılan ve yönetilen film uzun uzun nasıl kandırıldığımızı anlatıyor, “şu an kızgın mısınız” sorusuyla bitiyor.

Cast akmadan evvel son bir kelime geçiyor: “Olmalısınız!”

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.