Samimi olmayan işçi ve işverenler hak kaybına uğrar!

A -
A +
Ülkemizde 30 ve üzeri işçinin çalıştırıldığı iş yerlerinde istihdam edilen işçiler 1999 yılında çıkarılan yasa ile iş güvencesi kapsamındadır. İş güvencesi uygulamasında önemli detaylar bulunmaktadır. Bu detaylardan haberdar olmayan işçiler hak kaybına uğramaktadır.
 
İş güvencesi kapsamında işe başlamaya ilişkin okuyucularımızdan gelen sualler çerçevesinde bu yazımızda cevap niteliğinde konunun püf noktalarına yer verilmiştir.
 
İŞ GÜVENCESİNİN ŞARTLARI
 
İşveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, iş yerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
 
İşverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verilmesi hâlinde işçinin işe iadesi söz konusu olabilmektedir.
 
İşçilerin geçerli bir sebep olmadan veya keyfî olarak işten çıkarılmalarına karşı iş güvencesi kapsamında işe iade hakları bulunmaktadır. Ancak bütün işçiler işe iade hakkından yararlanamamaktadır. İş güvencesinden faydalanmak için;
  • İşçinin çalıştığı iş yerinde en az 30 işçi ve üzeri çalışanın bulunması,
  • İşçinin belirsiz süreli iş sözleşmesine istinaden çalışması, 
  • İşçinin işveren vekili veya üst düzey yönetici olmaması,
  • Geçerli veya haklı bir sebep olmaksızın işveren tarafından işçinin işten çıkarılması,
  • Yer altı işlerinde çalışan işçiler dışındaki diğer işçilerin en az altı aylık kıdeminin bulunması ve
  • Davadan önce zorunlu ara bulucuya başvuruda bulunulmuş olması
Şartları birlikte aranmaktadır. Bu şartların tamamını taşımayan işçiler, iş güvencesinden faydalanamamaktadır.
 
İŞÇİLERE SAĞLANAN HAKLAR
 
İşçi tarafından işveren aleyhine açılan işe iade davalarında iş mahkemesinin kararının işçi lehine sonuçlanması durumunda, işçinin çalışmadığı dönemlere ait en fazla 4 aya kadar ücret ödemesi ve işçiye en az 4, en çok 8 aylık ücreti tutarında işe alınmama tazminatı "iş güvencesi tazminatı" ödenmesi mümkün olmaktadır.
 
Ayrıca işe iade davasını kazanmanın işsizlik ödeneği, sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısı ile diğer işçi alacak ve tazminatlarına pozitif yönde etkilerinin yansıması da söz konusu olabilmektedir.
 
İŞE İADEDE SAMİMİYET ÖNEMLİ
 
İş Kanununa göre işçi, kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmalıdır. Aksi hâlde işverence yapılan fesih geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Buna mukabil işveren de işe iade için başvuran işçiyi 1 ay içinde işe başlatmak zorundadır.
 
İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı hâlde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez.
 
Yargıtay’a göre işçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması hâlinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir.
 
Bu durumda işverence yapılan fesih, geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve şartları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmesi gerekir.
 
Yargıtay bir kararında işçinin uzun süren dava sürecinde başka bir iş yerinden sigortalı görünmesi de işe başlatılma ve fesih arasında uzunca bir süre geçmesi, bu kadar uzun sürede çalışmamasının işçiden beklenmesinin doğru ve adil olmaması karşısında işe başlama isteğinde işçinin samimi olmadığını göstermeyeceğine hüküm kurmuştur.
 
Burada önemli olan işe iade hakkını elde ettikten sonra yasada öngörülen süre içinde samimi olarak iş yerine başvurup çalışma iradesinin ortay konmasıdır.
 
İŞVEREN DAVETİ CİDDİ OLMALI
 
Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre işverenin işe davete dair beyanının da ciddi olması gerekir, işverenin işe başlatma niyeti olmadığı hâlde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu çağrı, gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez.
 
Bu nedenle işe iade edilen işçinin mümkün ise önceki işinde çalıştırılması, işe başlamak için iş yerine geldiği takdirde oyalanmadan sigortasının da hemen yapılmasında fayda vardır.
             ***
“Lüzumsuz şeylerin peşinden koşan, lüzumlu şeyleri kaçırır.” Hazreti Ali
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.