Mehmetçik, asalet ve merhamet…

A -
A +
Her milletin kendi askeriyle övünme itiyadı vardır… Türk milletinin ise kendi askeriyle iftihar etmesi için, herkesten çok haklı sebepleri vardır. Bunun temeli Mehmetçiğin asaleti ve merhametidir.   Kahraman Mehmetçiğimiz, Zeytin Dalı harekâtında herkesi imrendiren, düşmanı ise korkutan ve hasedinden çatlatan işler yapıyor… Zaferlerle dolu mazisinin ihtişamını bugünün şartlarında da en iyi şekilde ortaya koyan şanlı ordumuz, terör fesadının bitirilmesi ve barışın tesisi için cansiparane bir mücadele içinde. Geçtiğimiz on gün içinde, Afrin’in kırsal bölgelerinde yüzlerce teröristi (Dün itibariyle bu sayı altı yüzü geçti) temizledi. Kararlı ve emin adımlarla Afrin’in merkezine doğru ilerliyor. Mehmetçiğin ayak bastığı yerler hemen barış ortamına dönüşüyor. İşte size bir misal; Adamanlı köyünü teröristlerden temizleyen askerimiz, evlerine dönen köy sakinlerine gıda malzemeleri dağıtırken şöyle diyor: “Biz sizin için buradayız. Bize emanetsiniz…” Köylülerden yetmiş üç yaşındaki Hüseyin Bilal Seyidu şöyle karşılık veriyor: “Ben de Türkiye’nin yeğeniyim. Duyduk ki Türkler gelmiş. Derhal evime döndüm. Keyfimiz yerinde…” Böyle bir güveni, hizmeti, şefkati Mehmetçikten başka hangi asker temin edebilir, söyler misiniz? Bugünkü Türkiye gazetesinin manşetinde, âleme ibret olacak iki çarpıcı fotoğraf var. Her ikisi de şanlı Mehmetçiğimizin asalet ve merhametini çok net biçimde yansıtan fotoğraflar… Birisi küçücük bir çocuğa, üşümesin diye parkasını giydirdikten sonra, sanki kendi çocuğuymuş gibi mutlu bir tebessümle yanı başında o anı paylaşan askerlerimiz. Diğeri de yine Afrin’in El-Hamam köyünde, tek kelime ile ifade edecek olursak, ölüme terk edilen engelli bir kadının kurtarılıp, en yakın sağlık biriminde tedavi altına alınmasını resmediyor.
Yalnızca bu iki fotoğraf dahi, Türk askerinin eşsiz kahramanlığı yanında, insani ve vicdani duygularının yüksekliğini, asalet ve merhametini bütün dünyaya yeteri kadar anlatır mahiyette… İşte Mehmetçiğin farkı bu! İnsanlara zulüm, baskı ve işkence yapan müstevli ordular, medeniyet açısından yüzkarası tablolar çizerken (Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de ve başka yerlerde yapılan korkunç işkenceleri hatırlayalım…), şanlı Mehmetçiğimiz de böylesine insanlık dersleri veriyor. Fakat beri tarafta, askerimizi karalama kampanyalarını yürüten fesat odakları, aşağılık iftira ve yalanlarını kesintisiz sürdürüyor. Güya özgürlük ve demokrasi adına başka ülke topraklarını istila eden müstevli devletlerin orduları, girdikleri yerlerde taş taş üstünde bırakmıyor. O memleketlerin her şeyini talan ediyor. Tarihî zenginliklerini çalıp kendi ülkesine götürüyor. Sadece çalıp çırpmakla kalmıyor, insanlara karşı en aşağılık muameleleri sergilemekten kaçınmıyor. Ve bütün bu alçaklıkları yaparken de, ne yazık ki medeni olduğunu iddia eden dünyadan ses seda çıkmıyor… Filistin halkına karşı, yetmiş yıldır sürdürülen zulüm ve baskı, aşağılık işkence ve hakaretler tek başına bütün insanlık adına yüzkarasıdır!.. Sömürü düzenini devam ettirmek için en acımasız silah ve yöntemleri kullanan, kendi konforları uğruna diğer insanları sürünmeye mahkûm eden emperyalistler, sürekli olarak terör ve savaş ortamını kışkırtıyor. Bu vahşet için insanları bazen kandırarak, bazen silah zoruyla cepheye sürüyorlar. Suriye’deki terör örgütü üyelerinin, yakayı ele verince izhar ettikleri korku ve dehşet bunun en açık delili… Ama Türk askeri bu teröristlere karşı da yine insani ve vicdani davranıyor. Sonuna kadar savaş hukukuna riayet ediyor. Hatırlar mısınız 2011 yılı Nisan ayında Bingöl Karlıova’da, terör ininde yakalanan çocuk yaştaki zavallı militanı, üşümesin diye kendi parkasıyla sarıp sarmalayan askerimizin şefkat timsali hareketini… Uzman Çavuş Kemal Özdoğan, bir yıl sonra yine Bingöl’ün Genç ilçesi kırsalında teröristlerin kurşunlarıyla şehit düştü. Evet, Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinden olan bu kahraman Mehmetçik, teröriste şöyle sesleniyordu: “Teslim ol, korkma devlet sana sahip çıkar…” Teslim olduktan sonra da üşüyorum deyince hemen parkasını çıkarıp giydirmişti. Mehmetçiğin asalet ve merhametinden bahsederken bu tabloları anlatmaya çalışıyoruz. Terörist de olsa, insandır ve insana insanca muamele etmek gerekir. Şehit Uzman Çavuş Kemal Özdoğan da aynen böyle yapmıştı. Fakat ne yazık ki, kendisi bir yıl sonra kalleş kurşunlara hedef olmuştu!.. Evet, Afrin kırsalında ele geçen PYD/YPG’li teröristler de, daha önce oralarda yaptıkları katliam ve zulümlerin intikamını alırlar diye, Özgür Suriye Ordusu yerine Türk Ordusuna teslim olmak istiyorlar. Yeterince manidar değil mi? Bütün bu olup bitenleri seyreden Batı Medyası ve onun içerideki uzantıları, utanmadan her gün yeni yalan ve iftiralarla Mehmetçiğin şanına gölge düşürmeye çalışıyorlar. Elbette bunu başaramayacaklar. Fakat bunca hakikati ters yüz etmek istemeleri vicdanları rahatsız ediyor. Lakin ne yaparlarsa yapsınlar, savaş meydanlarındaki kahramanlıkları kadar, insani hasletleriyle de gönülleri fetheden Mehmetçiklerimizin şanına leke süremezler. Bizim askerimiz, polisimiz kendisiyle çatışmaya girip yaralanan teröristin hayatını kurtarmak için kendi kanını verecek kadar asil ve merhametlidir. Birkaç dakika önce kendisine kurşun yağdıran teröristleri, hastaneye yetiştirmek için sırtında taşımaktan kaçınmaz… Bu yüksek ahlakı taşıyan güvenlik kuvvetlerimiz her türlü takdiri fazlasıyla hak ediyor. Allahü teala yâr ve yardımcıları olsun!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.