Trump’a verilen görev…

A -
A +
Açıkça görülüyor ki, ABD Başkanı Trump ve ekibi, dünya barışı için çok ciddi bir tehdit… Sanki dünya sulhunu tehdit eden ne kadar pis iş varsa, hepsini yapmak üzere Trump Yönetimi görevlendirilmiş!..   ABD Başkanı Trump, saçma sapan politikalarıyla uluslararası arenada gerilimi o kadar tırmandırıyor ki, her geçen gün özel bir misyon ifa etmek üzere işbaşına geldiği kesinlik kazanıyor. Bu adam dünya barışı için çok büyük bir tehdit teşkil ediyor. Gerçekten ne kadar tehlikeli isim varsa, bu yönetimde bir araya toplanıyor! Bakar mısınız, ABD’nin BM’deki Büyükelçisi Nikki Haley, “Hamas’a karşı ölçülü davrandığı için” İsrail’i övüyor. Tamamı silahsız ve içlerinde 8 aylık Leyla bebeğin de bulunduğu 63 kişiyi öldüren, üç bin yüz seksen küsur kişiyi de yaralayan İsrail, güya ölçülü davranmış… Herhâlde Gazze sınırında toplanan on binlerce insanın hepsini öldürmediği içindir! Bu kadar canavarca ve ahlaksızca bir yaklaşım olabilir mi? Oluyor işte… Trump, bu katliamın yapıldığı günü “İsrail için büyük gün…” diye tanımlıyor. Elçisi olacak kadın da ondan geri kalmamak için, dünyayla dalga geçercesine yukarıdaki saçma sapan lafları ediyor. Hele bir de Trump’ın yardımcısına bakınız… Evanjelik Protestan Mike Pence’in, şu yavelerine ne demeli acaba? “İsrail’in yanındayız çünkü onun davası bizim davamızdır, onun değerleri bizim değerlerimizdir, onun kavgası bizim kavgamızdır. İsrail’in yanındayız çünkü yanlışın karşısında doğruya, kötünün karşısında iyiye, zulmün karşısında özgürlüğe inanıyoruz…” Bu Evanjeliklerin inandığı bir sürü hurafe var. Ve sırf bu hurafelerin gerçekleşmesi için, başta Orta Doğu olmak üzere, dünyayı dört bir tarafından ateşe veriyorlar. Böyle yapmakla, sözüm ona “Tanrıyı kıyamete zorladıklarını” düşünüyorlar iyi mi? Bu herifler akıl ve mantığı iyice rafa kaldırmış!.. Ama ne yazık ki, güç hâlâ bunların elinde… Öyle olmasa, Mike Pence denen adam, Filistin halkına en korkunç zulmü yapan İsrail’i arkalamaktan utanırdı belki… “Zulme karşı özgürlüğün yanındayız…” diye küstahlık yapmak yerine, en azından Filistin’de kimlerin özgürlükten mahrum olduğunu itiraf ederdi. Ama yok… Bu asgari insanlıktan dahi mahrum bulunduklarını, böylece ortaya koyuyorlar. Siyonist İsrail yönetimi için, en iyi Filistinli ‘ölü’ olanıdır. Ve işte Mike Pence de İsrail’in yanında yer alarak, bu ‘değerlerine’ ortak oluyor. Demek ki ABD Yönetiminin değer olarak kabul ettiği şey, başkalarının kanından beslenmek. Bunun için de barış ve huzur yerine kan – ateş ve zulme başvuruyorlar. Irak’ta, Afganistan’da bunu yapıyorlar. Suriye’de, Libya’da bunu yapıyorlar. Filistin’de 70 yıldır bunu yapıyorlar. Dünyanın her yerinde, fırsat buldukları her noktada benzer alçaklığı icra ediyorlar. Dünya barışı için bundan daha büyük tehdit olabilir mi? Trump Yönetimi bunu en vahşi biçimde sürdürmeye kararlı. İster misiniz, bütün pis işler kendisine yaptırıldıktan sonra koltuğu başına geçirilsin?! Amerika içindeki gelişmeler, bu yönde giderek ağırlık kazanıyor. Trump bunu önlemek, en azından geciktirmek için her türlü kirli tezgâha teşne oluyor ve her ihaleyi yükleniyor. Elçiliği Kudüs’e taşıma işi de bunlardan biri. Ama bu Trump’ın koltuğunu garanti edemeyecek. Suudi Arabistan, BAE ve Mısır’ın bu zulme çanak tutması da yetmeyecek. Onlar da Filistin davasını satmanın bedelini er geç ödeyecek… Bakar mısınız, Mısır’ın başına oturtulan diktatör Sisi, Gazze’de can çekişen yaralı Filistinlilerin Türkiye’ye getirilmesi için, topraklarına uçak inmesine bile izin vermiyor. Hadi İsrail’in bu izni vermemesinin sebebi açık! Yukarıda belirttiğimiz gibi onlar için en iyi Filistinli ölü olanıdır. Dolayısıyla Siyonistler Filistinlilerin yaşamasını asla istemez. Bırakın yaşamasını doğmasını dahi istemez. Aynen böyledir. Çünkü İsrail’in adalet bakanı olacak kadın, Filistinli hamile kadınların öldürülmesini, böylece yeni Filistinlilerin doğumunun engellenmesini ve nüfus artışının önlenmesini söylemedi mi? Peki o kadının bu canavarca yaklaşımına karşı, dünyadan doğru dürüst bir tepki geldi mi? Nerdeee!.. Şayet dünya tepki gösterseydi İsrail bu kadar kolayca katliam yapmazdı. Belçika’daki İsrail elçisi, gösteriye katılan bütün Gazzelileri, çocuklar dâhil tümüyle terörist ilan etti. Benzer bir çirkefliği yapan Ankara’daki elçi, anında gönderildi. Ama Belçika’daki hâlâ orada oturuyor… Evet, Türkiye dışında İsrail’in Filistin’de yaptığı katliam ve zulme karşı sesini yükselten, kılını kıpırdatan kimse yok. Dünya zulüm karşısında âdeta dilsiz şeytana dönmüş durumda. Şüphesiz bu hâl çok tehlikeli ve bütün insanlık adına bir felaket! Çünkü dünya bu şekilde huzur ve barışı yakalayamaz. Zalimlere birilerinin dur demesi gerekiyor. Bunu beklerken, S. Arabistan, BAE ve Mısır gibi ülkeler, çok sefil politikalarla İsrail ve Amerika’nın yanında yer alıyor. Asıl felaket de bu. Ama şunu unutmayalım; zalimler iflah olmaz!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.