Hazmedeceksiniz, hazmedeceksiniz!..

A -
A +
Papa Francis, “Deniz aklımı uzaklara götürüyor, İstanbul’a. Ayasofya’yı düşünüyorum ve derinden acı duyuyorum…” demiş. Hani derler ya; Duy da inanma. Katolikler ne zaman Ortodoksların kilisesi için tasalandı ki?
 
 
Ayasofya’nın, Fatih Sultan Mehmet Han Vakfiyesindeki asli hüviyetine tekrar kavuşması, malum çevrelerde fena hâlde karın ağrılarına yol açtı... Bu zaten beklenen bir durumdu. Dolayısıyla şaşırtıcı bir tarafı yok. Bunun bir ehemmiyeti de yok!.. Maksat spor olsun kabilinden, birkaç gün boyunca, ilgili ilgisiz ağızlardan sadır olacak sözüm ona protesto amaçlı laflar, gelip geçici şeyler. Kısa sürede o lafları söyleyenler bile dediklerini unutur, merak etmeyiniz. Lakin Ayasofya’yı bahane ederek, ikiyüzlü bir tavır sergileyenlere ne demeli? Mesela Katolik dünyasının “ruhani lideri” Papa Francis, Uluslararası Deniz Günü dolayısıyla yaptığı konuşmada şunları söylemiş: “Deniz aklımı uzaklara götürüyor, İstanbul’a. Ayasofya’yı düşünüyorum ve derinden acı duyuyorum…” Bundan daha samimiyetsiz bir konuşma gösterilemez. İki bin yıl boyunca birbirinin gırtlağına sarılan Katoliklerle Ortodoksların tarihte birbirlerine karşı ika ettiği cürümler, yüz binlerce binlerce ciltlik kitaplara sığmaz… Mesela: Katolik Haçlı Ordusunun İstanbul’u işgal ettiğinde yaptığı vahşeti Papa hatırlamak ister mi veya hatırlatılmasından hoşlanır mı?
1204-1261 yılları arasında, İstanbul’da kurulan Katolik imparatorluğu en berbat dönemdir. Öyle ki, İstanbul halkına yapılan katliam, zulüm ve işkencelerin yanında, şehrin bütün zenginlikleri yok edilmiş, kaynakları yağmalanmış, velhasıl benzeri görülmemiş bir vahşet sergilenmiştir. Papa Francis seleflerinin işlediği bu vahşetten dolayı da derin acılar duyar mı acaba? Vaka Papa’nın seleflerinin bu türden vahşetleri yalnızca İstanbul’da sergilenmedi. Mesela ondan bir asır evvel de, Kudüs’te daha beterini yaptılar. Kudüs şehri tam manasıyla bir kan gölü hâline getirildi! O yüzden böyle timsah gözyaşları ile Papa kimseyi kandırmaya kalkmasın. Amiyane tabiriyle yemezler! Katolikler ne zamandan beri Ortodoksların kiliselerinin derdine düşmüşler ki? Tam aksine, Ortodoks dünyasında bir zaafa yol açacak her gelişmeye tabii olarak destek verirler. Evet, Deniz Papa’nın aklını uzaklara götüreceğine, biraz daha yakınlara; mesela İspanya’ya götürse de, Kurtuba’daki Ulucami'yi yani bugün Katedral olarak kullanılan camiyi de görse. Acaba Ulucami için ne düşünür? Orası cami değil de Katolik kilisesi olduğu için, neler hissediyor?
Evet, tarihin gerçekleri ortada… Kimileri bu olayları görmek istemese de ortada. Bazıları kendi karanlık geçmişlerini unutturmak için çeşitli hilebazlıklara başvursa da, hakikatlerin eninde sonunda meydana çıkmak gibi bir alışkanlığı var!.. Ayasofya’nın seksen altı sene sonra yeniden cami olarak ibadete açılması olağan şüphelilerin karınlarını fena hâlde ağrıtıyor. Ama alışacaklar ve neticeyi de hazmedecekler… Hiç endişeniz olmasın. Bu konuda kimi siyasilerin beylik lafları, pozisyon icabı mecburen sarf edilmiş görüntüyü kurtarma çabasıdır. Hiçbir etkisi ve karşılığı da yoktur. Hele hele Yunanistan gibi, tarihî eserlere ve mabetlere karşı hiç saygısı olmayan devletlerin gürültü koparmaya çalışması beyhudedir. Yunan Başbakanı Miçotakis, Partik Bartholomeos’u aramış da; “Bahse konu kararın yalnız Türk – Yunan ilişkilerini değil, Türkiye’nin AB ilişkileri ve UNESCO ve uluslararası toplumla ilişkilerini de etkileyeceğini” söylemiş… Vay, vay vay. Miçotakis ve “Bu karar uygar dünyaya karşı bir provokasyondur” diyen Kültür Bakanı Mendoni, boyunlarından büyük laf etmesinler. İkide bir Avrupa Birliği’nin gölgesine sığınarak Türkiye’ye karşı bir kazanımda bulunmak gibi kişiliksiz politikalar kendilerine yarar değil zarar getirir. Bunu da unutmasınlar...
Rusya cenahından gelen açıklamaları da tahlil ettiğiniz zaman bazı bildik konular derhal altından sırıtır. Herkes bilir ki, Moskova Patrikliği kendi konumunu daha güçlendirmek için Fener Patrikliğinin zayıflamasını tercih eder. Putin’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yaptığı görüşmede konuyu gündeme getirmesi sadece meseleye bigâne kalmamış olmak içindir. Ama Rusya’nın asli görüşü, Dışişleri Bakan Yardımcısının ifade ettiği gibidir. Ne diyor? “Ayasofya Türkiye’nin iç meselesidir.” Nokta. ABD’de Trump’la başkanlık yarışına girmiş olan Joe Biden sadece birkaç seçmene selam göndermek için konuştu. Tıpkı Trump’ın Dışişleri Bakanı Mike Pompeo gibi…
Hele UNESCO’nun Ayasofya üzerinden Türkiye’ye ayar vermeye yeltenmesi tam bir hadsizliktir. UNESCO madem öyle her konuya eğiliyor, Kurtuba Ulucami’nin yıkılan minarelerinin hikâyesini okusun… Yerine çan kulesi dikilen minarelerin… Kurtuba Camii de Dünya Kültür Mirası olarak, UNESCO kayıtlarında yer almıyor mu?..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.