Okulların açık kalması önemli…

A -
A +

Yüz yüze eğitimde bir hafta geride kaldı. Bu zaman zarfında eğitimin gidişatını olumsuz etkileyecek bir durum yaşanmadı. İnşallah bundan sonra da yaşanmaz. Her halükârda okulların açık kalması önemli.

 

 

İlk ve orta öğretimde toplam 18 milyon öğrencimiz var. Bir buçuk yıldan beri yüz yüze eğitim yapılamadığı için, ailelerin çektiği sıkıntılar ve çocukların öğrenimi konusunda yaşanan aksaklıklar, üst üste binen problemlerdi… EBA programıyla uzaktan eğitimi sürdürmek için atılan adımlar, ciddi gayretlere rağmen, beklendiği seviyede sonuç vermiyordu. Bunun çok çeşitli sebepleri vardı şüphesiz. Pedagojik açıdan yaşanan aksaklıkların yanında, iki milyondan fazla öğrencinin eğitime katılmak için gerekli erişime sahip olmaması tek başına devasa bir problemdi! O yüzden ne yapıp edip okulları açmak ve öğrencilere yüz yüze eğitim fırsatı sağlamak zaruri ihtiyaçtı ve bu hayata geçirildi. İlk ve orta öğretimde bir hafta geride kaldı. Bu zaman zarfında eğitimin genel gidişatını olumsuz etkileyecek bir durum yaşanmadı. Temenni ederiz ki bundan sonra da yaşanmaz. Zira her hâlükârda okulların açık kalabilmesi çok çok önemli. Burada öğrencilerle birlikte bir buçuk milyona yakın öğretmen ve gerek okullarda, gerek servis araçlarında çalışan diğer görevlilerle birlikte, velilerin de büyük dikkat ve yardımları gerekiyor. Öğrencilerle birlikte öğretmen ve diğer çalışanların sağlığının istenen seviyede korunması, eğitim hayatının da sağlıklı yürümesi adına mutlaka gerekli.

Bu noktada aşı meselesi en başta olmak üzere temel hususlar karşımıza çıkıyor. Maske, mesafe ve hijyen konusunda bir buçuk yıldır aralıksız devam eden tartışmalar var. Özellikle küçük çocukların maske takması meselesi. Konunun uzmanları maske takmanın çocuk için bir mahzuru olmadığını ısrarla açıklasa da, hâlâ daha bu konuda şüphe ve itirazda bulunanlar az değil. Günde 7-8 saat maske takması çocuğa zarar verir mi? Amerika’da 2 yaş üstü, Avrupa Birliği ülkelerinde de 5 yaş üstü çocuklar uzun müddet maske taktığı hâlde, herhangi bir olumsuzluk yaşanmadığı bildiriliyor… Aynı şey küçük çocukların aşılanması için de söz konusu. Çocuğunun aşı olması için gerekli izni vermekte tereddüt eden veliler… Onların bu tereddütleri nasıl giderilecek? Aşı olmaktan çekinen çocukların kendisi nasıl ikna edilecek? Bu konuda veliler üzerine düşen görevi yeteri kadar ifa edebilecek mi? Veli ile birlikte çocuğun rızasının da alınması, aşı sürecini nasıl ve ne ölçüde etkileyecek? Zira bütün çağrılara rağmen, hâlâ daha aşıya karşı olumsuz tavır içinde olan insanların sayısı az değil. Çocukların aşıya karşı çekingen tutumu nazik ve daha bir özenle yaklaşılması gereken bir mesele. Aşıda uygulanması gereken program uygulanamazsa ve belirlenen hedefe makul zaman içinde ulaşılmazsa, bunun sonuçları ülkeyi nasıl bir ortama sürükler? Görüldüğü üzere sorular peş peşe birbirinin kuyruğuna takılıyor. Ve şu sıralarda virüsle mücadele konusunda devam eden bütün gayretlere rağmen, günlük vaka ve vefat sayısı maalesef çok yüksek!.. Henüz havaların soğumamasına karşılık, vaka sayısı 20 binlerin, vefat sayısı da iki yüzlerin üstünde seyrediyor. Okulların açılmasıyla birlikte yaşanan büyük hareketlilik de hesaba katıldığında, endişe duymamak mümkün değil.   

Ülkemizin üniversite öğrenci sayısı da yaklaşık 8,5 milyon… Yükseköğretim takviminin de başlamasıyla birlikte, yaklaşık 25 milyon öğrenci, günlük aktif hayatı radikal biçimde etkileyecek bir fiziki temas ve yakınlık konumunda bulunuyor. Bu noktada öğretmenlerimizin yüzde 78’inin çift doz, yüzde 91’inin tek doz aşısını olmuş olmaları çok olumlu ve önemli bir sonuç. 15 yaş üstü öğrencilerin de, aşı konusunda gerekli ilgi ve hassasiyeti göstermesi, okul ortamını daha sağlıklı ve güvenli bir seviyeye taşıyacaktır elbet. İşte bu hususta, yukarıda da işaret ettiğimiz üzere velilere büyük görev düşüyor. El birliğiyle 2021-2022 öğretim yılının aksamadan devam ettirilmesi ve başarıyla tamamlanmasını sağlayabilmeliyiz. Bunu sağlayabilirsek, hakikaten ülke adına her bakımdan kritik bir meseleyi hâlletmiş olacağız. Şu hâlde toplum olarak çocuklarımız ve gençlerimiz hesabına başarı ve mutluluk talep ediyorsak, bunun için gerekli fedakârlığı da ortaya koyabilmeliyiz… Geçtiğimiz son bir buçuk yılda yaşanan sıkıntıların bir daha söz konusu olmaması da buna bağlı. Özetlersek, öğrenci, öğretmen, veli ve bütün toplum olarak ciddi bir imtihan içindeyiz. Okulları açık tutmaya da mecburuz!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.