Kanal-1'de bir uçurtma ustası!

A -
A +

Dünya Kupası maçlarını, ilk defa özel kanal yayımlıyor. Güzel! Güzel de, bizim özel kanallarda hiç mi ilkeli, ciddi yayın yapılmayacak? İlla ki sululuk mu gerekli? Yahu bu milletin tamamı mı böyle uyutulmayı, kandırılmayı seviyor? Bunu bir türlü anlayamadım. Neyse... Tolga Alpaslan diye bir vatandaş, kendileri müthiş bir tahminciymiş, tuttu, 'Portekiz, Angola'ya 10 tane atar' kehanetinde bulundu. Yanında Ahmet Çakar var... Hani şu Dünya Gençler Şampiyonası'nı yönetmiş, emekli FIFA hakemi... Yanında Ümit Aktan gibi işinin gerçek ustası bir sunucu var... Harika soru sorar, cevap alır, bir daha sorar ve programı zirveye uçurur... Ama gelin görün ki, bu müthiş tahmin ustası işin tadını da, kalitesini de kaçırıyor. Benim bu arkadaşa bir tavsiyem var... Bizim Caddebostan'da, her baharda uçurtma şenliği yapılır. Gelsin oraya katılsın, uçurtmasıyla birlikte uçsun! Siz de sabıkalısınız ! Hayret, ayıp ve de en önemlisi yazık! 'Üç Büyükler'in taraftar temsilcilerinin tamamı sabıkalı çıkmış. Bu yüzden de, her birin kulübe 250'şer milyar ceza kesilmiş. Ama asıl önemli olan, anlı şanlı Türk spor medyasının, hatta hatta medyanın spor dışındaki bölümlerinin bu haberi, iç sayfalarından birinde dokuz sütun veren Hürriyet hariç, en fazla tek sütun, çift sütun çerçeveli olarak duyurmasıdır. Bu haber bu kadar mı önemsizdi ? Bundan böyle artık siz de sabıkalı oldunuz... Nasıl mı ? Onu siz bilirsiniz. Bu arada Habertürk'ün ana haber bülteni sorumlusu ve spikeri Murat Ongun'u bu habere neredeyse yarım saat yer verdiği için candan kutluyorum. Ne yazık ki, beklediğim gibi, tek kaldı... Yusuf pası vermeseydi! Geçtiğimiz hafta gazetelerde yer alan bir haber çok ilgi çekici idi. Denizlispor kaptanı Yusuf, eski kulübü F. Bahçe tarafından 80 milyarlık borcunu ödemediği gerekçesiyle icraya verilmişti. Mesele şu idi : Yusuf, Fenerium'dan alış veriş yapmış, ancak taksitlerinden bir kaçını ödemeyi unutmuştu. Ancak bu eski bir durum idi... Ve kimse, gel borcunu öde dememişti. Ama ne zaman ki, son maçta golün pasını verdi, işte o zaman borcu hatırlandı. Ne ilkeli davranış değil mi? Suçun böylesi! Hayret ki hayret! 12 Haziran tarihli Sabah'ta şöyle bir haber yer alıyordu: "Fatih ve Hamit, F.Bahçe'ye imza attı..." Yani, kulüpleriyle sözleşmeleri devam eden iki futbolcu, kulüplerinden serbest kağıdı almadan bir başka kulübe imza atıyorlardı. Yani bu iki futbolcu şu anda iki kulüple sözleşmeli bulunuyorlar... Şayet haber doğruysa tabii... Üstüne üstelik, bu imzadan döndükleri taktirde de tazminat ödemeyi kabul ediyorlardı. Şimdi bu suçun karşılığı nedir ? Bunu da en iyi şu anda F. Bahçe yönetiminde bulunan hukukçu üye bilir. Beşiktaş'ın yeni başkan adayı! Yine, önceki günkü Sabah'ta bir manşet vardı. Haşmet Bedii Kürüm, Beşiktaş'ın ilk genel kurulunda başkanlığa aday olacağını açıklamıştı. Koltukta kurulmuş halde de bir fotoğrafla süslenmişti haber... Şimdi bir soru... Hem de çok önemli... Sayın Haşmet Bey; siz, Beşiktaş Futbol Şubesi Sorumlusuyken, Rize'de 1-0 kaybedilen maçtan önce soyunma odasında, ünlü bir Beşiktaşlı oyuncu, iki takım arkadaşına, "Bugün falan ağabeyin ricası var. Ben oynamayacağım, siz de oynamayın" dedi mi, demedi mi ? Peki, siz o anki en yüksek rütbeli Beşiktaşlı olarak, bu olay karşısında ne yaptınız ? Eeee, adamın önüne, hiç beklenmedik dönemde öyle bir yemek korlar ki, yesen bir türlü, yemesen bir türlü... Adaylığınız hayırlı olsun! G.Saray yine karavana atıyor! Gazetelerde gün yok ki, G. Saray'ın ülkede veya dışında bir yerlerde şampiyonluk kutlaması haberi yer almasın... En son da Hagi'nin ülkesi Romanya'da bir kutlama yapılmış. İyi güzel de, ben hala, yine bana göre bu en anlamlı şampiyonluğun, büyük borç deliğini kapatacak biçimde paraya dönüştürüldüğünü ne gördüm, ne de okudum... Hep eğlence, tam eğlence... Sonra, gelecek sezon haberler, "Futbolcular idmana çıkmadı... G. Saray'da üç-beş aydır ödenmeyen para yüzünden yabancılar menajerlerini İstanbul'a çağırdı..." Sesim geliyor mu, Sayın Canaydın, Sayın Polat? Toplama kadro ile yayın olmaz! Kanal-1, kim bilir ne kadar para ödedi, ama Dünya Kupası'nı tam anlamıyla toplama bir kadro ile yayımlıyor. Toplama kadroyla maç kazanılamayacağı futbolun temel gerçekleri içinde yok mu ? Vaaaar. O halde şimdi ilk günlerden kırmızı kartlık faulleri sıralayalım... Gökhan Telkenar'dan: "Başlama vuruşunu, ya Almanya, ya da Kosta Rika yapacak..." Ben de sandım ki, gelip Brezilya yapacak... "Marco Van Basten'in pası... Marco Van Basten bu kurtarıştan sonra yerde..." Oysa, bu ünlü isim, kenarda güneşten yanıyordu... Ersin Düzen: "Bu özel toplara çok sert vurulunca, falso alıyor ..." Haydaaaa; bir yaşımıza daha girdik... Ah be, Hagi şimdi oynasaydı, bu kardeşimize göre, ne goller atardı... Sesinden kim olduğunu çıkartamadığım bir spiker: "Ofsaytlarda İngilizler 4-3 önde..." Vay be, demek ki böyle de oluyor. Ne demek, ofsaytlarda bir takımın önde oluşu? Varsa duyan, bilen, lütfen bildirsin! Hiç futbolda böyle bir yorum olabilir mi? Tebrikler ve hayırlı işler TSYD'nin Genel Başkanlığına Esat Yılmaer seçilirken, bizim sayfaların usta kalemlerinden Naci Arkan da İstanbul Şubesi Başkanlığına geldi. Arkadaşların işleri zor mu zor. Dik durmaları gerekiyor. Çünkü, spor yazarlığının bundan 15 sene önceki saygınlığının, itibarının yerinde yeller esmektedir. Dün kongrelerimiz tebrik telgrafı ve çiçek yağmuru altında yapılırken, bugün hiç de öyle olmuyor. Şimdi bu iki arkadaşımızı gerçekten önemli sınavlar bekliyor. İkisini de tebrik eder, kurullarıyla birlikte hayırlı işler dilerim. Trabzonspor ateşle oynuyor! Trabzonspor'un yeni yönetimi, anlaşılan o ki, pek yakında olağanüstü kongre kararı ile karşımıza çıkar... A.Gücü'den Umut'u aldılar. Acaba kaça? Kim önerdi ki? Eh, Umut alınınca, artık Fatih'i de satabilirsiniz... Gidilen yol bu... Hatta Gökdeniz'i de... Bunu anlamamak mümkün değil... Ben bugünden bir uyarıda bulunayım; artık ligde, kalite çok yüksek de olmasa, yaşamak pek kolay olmuyor. Malatyaspor'un düşeceği kimin aklına gelirdi ki, Sayın Albayrak?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.