Efes'i tek geçerim
Geçtiğimiz hafta içinde Ülker'in şampiyonluğunu kutlama yazımın içinde sevgili coach Murat Özyer'e aslan payını teslim ederken, basketbolda iyi bir Efes taraftarı olduğumu da yazmıştım. İyi ki de yazmışım. Çünkü Efes müessese takımı olarak basketbola girdiği ilk günden bu yana dik duran, yatırımlarını her yıl tekrarlayan, Avrupa kupalarında ülkemizi en iyi temsil eden tek firmadır. Başkan Tuncay Özilhan bu büyük spor abidesini kurarken sınıf arkadaşı kadim dostu Pano Natof'la birlikte kolları sıvamıştı. Her ikisi de benim Saint Joseph'ten arkadaşım ve yakın dostlarımdır. İşte salondaki ulusal ve uluslararası başarıların devamlılığının yanı sıra bu özel bağlantım yüzünden basketbolda Efesli oldum. Tekrar ediyorum, iyi ki de olmuşum. Baksanıza Efes, Türkiye'nin basketbolda hakiki anlamdaki tek firması olurken, kimleri basketbol mezarlığına gömmüşüz. Sırayla değil ama, aklımda kalanlara göre listeyi vereyim: Meysu, Çukurova, Tofaş, Eczacıbaşı, Güney Sanayii, Beslen Makarna, Mavi Jeans, Paşabahçe, Nasaş... En sonunda da son şampiyon Ülker'in F.Bahçe ile birleşme yoluna giderek basketboldan ayrılmak üzere olduğunu görüyoruz. İlk bakışta F.Bahçe'nin büyük popülaritesini kullanarak Ülker ürünlerini daha fazla satmak felsefesi yatabilir. Ya da F.Bahçe'nin büyük taraftar kitlesinden yararlanılarak "F.Bahçe Ülker" adıyla salonları doldurmak olabilir. Ama işte burada Efes'in tek kalışı bir kere daha alkışlanacak bir durum olarak dikkatleri çekmektedir. Efes'in maçlarında da salonlar genelde dolmamaktadır. Efes bugün herhangi bir büyüğün koluna ticaretten daha fazla kazanmak adına girmemiştir. Efes'in önümüzdeki yıllarda da gerçek anlamda müessese kulübü olarak tek başına ayakta duracağını rahatlıkla iddia edebilirim. Zaten Başkan Tuncay Özilhan'ın eski bir basketbolcu olduğu gerçeği de bu iddiamın dayanağıdır. Neyse "F.Bahçe Ülker" ortaklığı hayırlı olsun! Ama bu ülkede basketbola gönül verenler, basketbolu üst düzeyden yönetenler ve medya bilmelidir ki, bu ülkenin bir tek basketbol firması vardır. O da Efes'tir. Tuncay kardeşimin ve son yıllarda Bodrum'da bizden uzağa düşen Pano Natof'un bir kere daha alınlarından öpüyorum.